Sosyetik eğlenceleri, lüks villaları, havuz sefaları, barları, sanat ortamlarıyla Diyarbakır kendi sosyetesini yarattı. Aktüel, Diyarbakır’daki yeni burjuvazinin Haber: HASAN HÜSEYİN KEMAL/ AKTÜEL Sabah kalkıyorsunuz. Villanızın penceresinden yemyeşil, çiçeklerle bezeli bahçenizi izliyorsunuz. Hava o kadar sıcak ki masmavi berrak havuzunuzun sularına kendinizi bırakmak istiyorsunuz. Bell Müzikali’nin unutulmaz şarkıları eşliğinde kahvaltınızı yaparken Le Monde gazetesine, Time dergisine göz atıyorsunuz. Akşamsa hangi sinema gösterimine, hangi resim sergisine gitsem diye düşünüyorsunuz. Tam o sırada arkadaşınız sizi arıyor: “Akşam Roll Bar’da milonga gecesi var. Arjantin’den de misafirler geldi. Geleceksin değil mi?” Tüm bunların İstanbul veya İzmir’in elit bir semtinde yaşandığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Hayır! Burası bugüne kadar hep olumsuz manzaralarla görmeye alıştığımız Diyarbakır... Bizim gidip gördüğümüz Diyarbakır’ın o fakirlik ve düzensizlik görüntülerinden çok farklı bir yüzü de var. Diyarbakır inanılmaz bir hızla değişiyor ve değişirken imajını da yeniliyor. Şehirde giderek daha da yükselen lüks konutların çokluğu giderek daha da yükselen bir burjuvazinin işareti gibi... Son beş sene içinde 40 bin lüks daire ve 1500 lüks villa yapılmış. Modern konutlarla karşımıza çıkan Dicle Kent şehrin çehresini değiştiren bu projelerden yalnız biri. Dicle Kent, Diyarbakır’ın Kadıköy’ü olarak anılıyor. Ancak önemli bir farkı var: Burası daha düzenli ve ferah. Dairelerin çoğu granit kaplı. 220 metrekare civarında olan daireler 4+1 şeklinde tasarlanmış. Yaşayanların su kesintisinden etkilenmemesi için hidrofor, elektrik kesildiğinde karanlıkta kalmamaları için jeneratör düşünülmüş. Belediye Başkanı Osman Baydemir de böyle lüks sitelerden birinde oturuyor. Onun oturduğu daireler dubleks şeklinde tasarlanmış. Misafir olduğumuz diş hekimi Mehmet Batgi ve ailesi Diyarbakır’ın bu yeni yüzünü yaşayan ailelerden biri. Karı koca diş hekimliği yapan Batgi çifti, çocuklarıyla birlikte havuzlu lüks bir villada oturuyor. Mehmet Batgi’ye göre “Diyarbakır’da insanlar giderek zenginleşiyor ve artık dünya standartlarında bir yaşama kavuşmaya başlıyor”. Diyarbakırlıların zenginliklerini bugün bile yeterince gösteremedikleri görüşünde Batgi. Bunun en önemli gerekçesi ise güvenlik. “Eğer insanlar rahatça zenginliklerini gösterebilseler Diyarbakır da Kuzey Irak gibi olur, sokaklarından lüks arabadan geçilmez” diyen Mehmet Bey kendisi de lüks bir araba almayı arzulamış ancak davetlere giderken lüks bir arabadan inmekten utanacağı için almamış. Eşi gibi diş hekimi olan Hülya Hanım’dan Diyarbakır’ın eğitim alanında büyük gelişmeler kaydettiğini ve artık çoğu kimsenin çocuklarını şehir dışında okutmaya göndermek istemediklerini öğreniyoruz. Eşraftan Alaattin Tan da böyle düşünenlerden. Paris Büyükelçiliği’nde çalışan Perulu eşiyle ortak karar alıp çocuklarını Paris’te okutmak yerine Diyarbakır’da okutmayı seçmiş. Hülya Hanım şehirde kadınlar için hayatın çok rahat olduğunu düşünüyor. Olağanüstü hâl kaldırılmadan önce insanların, özellikle kadınların sokağa çıkma konusunda çok tedirgin oldukları günler artık geçmiş gibi. Alternatif bir Diyarbakır Şehirde hızla yayılmaya başlayan değişiklikler meskenlerden ibaret değil. Sosyal hayatta da ciddi kımıldanmalar var. Terör ve karışıklık zamanlarında her gün bir insanın ölmesiyle yas havasına bürünürmüş Diyarbakır. Bu yüzden sinema, tiyatro, müzik gibi faaliyetler tam manasıyla insanlarla buluşamazmış. Olağanüstü hâlin kaldırılması ve terör örgütlerinin baskısının azalmasıyla insanlar daha rahat nefes alır olmuşlar. Artık Diyarbakır’a sanat ve eğlence daha fazla gelir olmuş. Cigerhun Kültür Merkezi’nde karşılaştığımız Mehmet Can Toprak da bu canlılığın farkında: “30 sene sanatla ilgilenmeden duramazsınız. Çatışma devam etse bile hayat başka yerlerde başka şekillerde akmaya mecbur. Şehirde açılan birçok kültür merkezi de bunun kanıtı.” Diyarbakır’ı gezerken şehir ahalisinden konuştuklarımız 12 Eylül öncesi şehrin daha da renkli olduğunu söylemeden edemiyorlar. Bir tepki olarak mı bilinmez 12 Eylül sonrası kadınların evlerine çekildiği günler çok geride kalmış. Şimdi ise darbenin kendilerinden aldıklarına inat hayatın her alanında boy göstermeye başlamışlar. Gerek siyasette, gerek iş yaşamında, gerekse sanatta… Hasan Ağa Hanı’nda yaptığı birbirinden güzel çinileriyle dikkatimizi çeken Yekbun Yaş da bu hanımlardan biri. Diyarbakır’da kadınların özgürce gezebildikleri ifade eden Yekbun Hanım Dünyaca ünlü hocalardan ders almış. Kemal Ciwan Işık tangoyu Diyarbakır’ın ritmi hâline getirmeye çalışan bir tangero. Uzun yıllar Bodrum’da dans etmiş, sonra da hamurunun yoğrulduğu kültürde dans etmeyi arzulamış. Tango için ilan verdiğinde yüzlerce kişi başvurmuş. Binbaşıdan tutun daha alt rütbeli asker öğrencileri var. “Bence Diyarbakır Berlin, New York gibi önemli merkezlerden biri. Dünyanın atardamarları varsa bunlardan birinin Diyarbakır olduğunu düşünüyorum” diyor. Uluslararası dergilere de çıkan Işık’ın haber konusu olması Kürtçe ile tangonun ritmini birleştirmesi olmuş. “Bir şehirde dans olup olmadığının anlamanın yolu dans geceleridir” diyor Işık. Her pazartesi öğrencilerinden oluşan grupla Roll Bar’da milonga geceleri düzenlediklerini söylüyor. İnsanların en güzel kıyafetlerini giyerek, süslenerek geldiği gecede büyük bir ihtişamla tango gösterileri yapılıyormuş. Işık’ı sevindiren bir başka durum ise erkek sayısının kadınlar kadar yoğun olması. Belediyenin desteklediği Cigerhun Kültür Merkezi’nde insanlara sanat alanında eğitimler veriliyor. Merkezin müzikal anlamda amacı ise piyanistler ve çello sanatçıları yetiştirmek. Mevcut eğitimlerden en önemlisi ise sinema atölyesi. Geçtiğimiz sene yapılan çalışmalardan iki kısa film ve bir belgesel ortaya çıkmış. ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ: Diyarbakır’ın önemli alışveriş merkezlerinden birkaçı Galeria, Babil, Megacenter ve City Park. Kentin varlıklı kesiminin uğrak yerleri buralar. Dolayısıyla her markayı bulma imkânı var. HASTANELER: Şehrin zenginleşmesiyle birlikte sağlık alanına yapılan yatırım da büyük önem kazanmış. Uluslararası ölçekte bir hastane olan Alman Hastanesi’ni Diyarbakır’da görmek artık KİTAPEVLERİ: Bir şehrin gelişmişlikdüzeyini anlamanın bir yolu da kitaba duyulan ilgi. En gösterişlisi Ensar Kitabevi. Batı illerinde bile zor bulunacak bir kitapçı. 800 metrekare üzerine kurulu kitabevi her alandan 150 bin kitap bulunduruyor. Bunun yanında kentte Avesta, Lis, Kafka, Nurbiyar, Kelepir gibi kitapevleri de göz dolduruyor.