İntihar oranları çok yüksek olunca çareyi ölüm kurslarına katılmakta buldular. Dünyada en yüksek intihar oranlarına sahip ülkelerden biri olan Güney Kore'de, insanlar ürkütücü bir yöntemle ölüme meydan okumayı seçiyor. Ülkede yüzlerce kişi hayatlarının ne kadar değerli olduğunu daha iyi anlayabilmek için 'ölüm deneyimi' kursuna katıldı. 'Katılımcıların hayatının anlamını değiştirmeyi ve onlara kendilerini tanımak için bir şans vermeyi' vaat eden kurs kapsamında katılımcılar bir tabuta da giriyor. 42 yaşındaki iki çocuk annesi Lee Myung-hee, bir tabut içine girmek deneyiminin, ailesini ne kadar sevdiğini, ölüm hakkında düşünmek için çok erken olmadığını anlamasını sağladığını belirtiyor: 'Ölüm gelebilir, yaşa bakmadan... Çevremdeki herkese gelebilir, o yüzden ölümün benimle ilgisi olmadığını düşünmemeliyim. Sonuma sakin bir şekilde hazırlanmak için bence bu iyi bir şans.' Kursların intihar oranlarının en yüksek olduğu yaş grupları olan 20'li, 30'lu ve 40'lı yaşlardaki kişilerde başarılı sonuçlar elde ettiklerini belirtiliyor. Japonya'da 2011 yılında nükleer santral kazasının yaşandığı Fukuşima açıklarında yakalanan bir balık şaşkınlık yarattı. Balığın bir kurt balığı olduğu iddia edilirken, görüntüsü ve boyu kazanın ekolojik dengede tahribat yarattığı ihtimalini akla getirdi. Honşu Adası'nın kuzeydoğusunda Tohoku bölgesinde yer alan Fukuşima kenti açıklarında avlanan Hirasaka Hiroshi ilginç bir balık yakaladı. Büyük ağzı ve görüntüsüyle bilim kurgu filmlerinden fırlayan bir yaratığı andıran balığın bir Kurt balığı olduğunu iddia eden Hiroshi, hayvanın fotoğraflarını Twitter hesabından paylaşınca tartışmaları da beraberinde getirdi. Pasifik ve Atlantik Okyanusu'nda yaşayan kurt balığının boyu en fazla 1.2 metre kadar ölçülürken, Hiroshi ise yakaladığı canlının boyunun 2 metre olduğunu ifade etti. Kurt balığı olduğu iddia edilen hayvanın görüntüsü ve boyu, 2011 yılında yaşanan Fukuşima nükleer santral kazasının ekolojik denge üzerinde olumsuz etki yarattığını akla getirdi. Ofiste 'ponpon kız' dönemi başladı! Çinli şirketler, erkek çalışanları motive etmek amacıyla kadın animatörler işe alıyor. Yayınlanan fotoğraflarda programcılarla sohbet eden kadınlar, pinpon oynarken de görülüyor. Şirketler tarafında 'ponpon kızlar' olarak nitelenen kadınların görevi erkekler için 'eğlenceli bir iş ortamı yaratmak'. Yöneticiler, aldıkları kararın sosyalleşmede çok kötü olan erkeklere yardımcı olduğunu da söyledi. Yöneticiler ayrıca kadınların iş verimliliğini ciddi oranda arttırdığını da söyledi. Telefonunu bırakmayınca... Telefonu elinden bir türlü bırakmayan erkek arkadaşını sürükleyerek trene bindirmeye çalışan genç kız, Çin metrosunda işte bu ilginç görüntülere sahne oldu... 'McDonald's Tanrıçası' sosyal medyayı salladı Tayvan'daki bir McDonald's şubesinde çalışan Wei Han Şu, sosyal medyada fenomen haline geldi. 'RainDog' isimli blog sahibinin, Wei'nin fotoğraflarını blogunda paylaşması üzerine genç kız, kısa sürede popüler oldu. Sırf onu görebilmek için çalıştığı restorana gelenler, Wei'ye 'McDonald's Tanrıçası' adını taktı. Tayvan basınında çıkan haberlerde, Wei'nin patronunun ise genç kızla konuşmak ya da fotoğraf çekmek için kasaların önünde biriken insanlardan rahatsız olduğu ifade edildi. Instagram'daki takipçi sayısı hızla artan Wei, yakaladığı şöhretin ardından Tayvan televizyonlarında yayınlanan programlara da konuk oldu. Üniversitede okuyan Wei'nin söz konusu fast food zincirinde beş yıldır part time çalıştığı ve ek iş olarak da modellik yaptığı belirtildi. Sosyal medya fenomeni olan Wei ile ilgili haberlere İngiliz basınında da geniş yer verildi. Çin'de artık karşıdan karşıya geçmek gibi trafik akışını olumsuz etkileyerek kendini tehlikeye atan yayalara yeşil şapka ve yeşil ceket giydirilecek. Vatandaşlar özellikle erkekler bu cezayı aşağılayıcı bularak yeşil şapka takmaya tepki gösteriyor. Şapka ve ceketler özellikle yeşil renkte ve uyarıcı ifadelerle tasarlandı. Yeşil ceket ve şapka polisler tarafından yayalara ceza kesildiği anda giydiriliyor. Ceza alan yayaların bu şekilde şehir sokaklarında dolaşmasının diğer yayaları da hata yapmamaya teşvik ettiği düşünülüyor. İnanılmaz olay İtalya'nın Lecce'de yaşandı. İtalya'nın güneyindeki Lecce'de bulunan restoranının tuvaletinin sık sık tıkanmasından bıkan Lucian Faggiano adındaki adam, aşağıda büyük kanalizasyon borusunu bılmak için bir kazı yaptı. Kazı sırasında 2.bin yıllık tarihi bir şovalye odası keşfetti. Odanan adeta bir tarih fışkırdı. Antik mezardan çok sayıda çanak ve çömlek, takılar ve gravürler ortaya çıktı. Doğu Çin'de çekilen bu görüntüler adeta şaşkınlık yarattı. Ülkenin bu bölgesinde yazları plajlar inanılmaz şekilde yosun tutuyor. Kimi Çinliler ise bu duruma aldırış etmeden yüzerken, Kimileri yosunları temizlemek için seferber oldu. Ortaya ise birbirinden ilginç görüntüler çıktı. Amerika'da bir köpeğin başına gelenlere inanamayacaksınız... Kafasına lastik geçirilmiş pitbull cinsi köpek görenleri şaşkına çevirdi. Kafası janta sıkışan köpeği kurtarmak için itfaiye ekipleri büyük uğraş verdi. İtfaiye ekiplerinin çabaları yetersiz kalınca olay yerine taktik tim getirildi. Profesyonel aletler yardımıyla köpek lastikten kurtarılmaya çalışıldı... Houston doğum merkezine yetişmeye çalışan bir çift, bu anları kameraya almaya karar verdi... Fakat arabada sancısı artan genç kadının hastaneye gelmeden arabada doğum yaptı Çiftin üçüncü çocuğunun doğum anı işte böyle görüntülendi. Amaliyat için Florida Hastanesi'ne giden kadın, doğum sırasını beklemeye başladı. Ancak karnındaki bebeğinin beklemeye tahammülü kalmadı. Ayaktayken sancıları artan kadın, hemen hasta sandalyesine oturtuldu ve doktor çağırıldı... Ancak doktorun gelmesine gerek kalmadan kız bebek kendiliğinden dünyaya geldi... Üstelik her şey 1 dakika gibi kısa sürede gerçekleşti. Amy Beth Cavaretta'nın eşi Joe ise doğum anını izlerken heyecandan yerinden duramadı... Kendisini çok iyi hissettiğini söyleyen anne, 'Doğumun bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim. Kızım çok sabırsız' dedi. Tayland'da bir manav çalışanı, fotoğraflarının internette paylaşılmasıyla 'dünyanın en yakışıklı tezgâhtarı' olarak anılmaya başlandı. Taipei'de bir manavda tişörtünü çıkararak çalışan Wang Xianghong müşteriler tarafından fotoğraflandı. Sosyal medyada paylaşılan fotoğraf hemen büyük ilgi topladı. Üniversite son sınıf öğrencisi olan 20 yaşındaki Xianghong, manavda haftanın dört günü çalıştığını ve mezun olduktan sonra orduda hizmet vermeyi düşündüğünü söyledi. Yerel medyaya verdiği röportajda genellikle orta yaşlı kadınların meyve almaya geldiklerinde bilerek kendisine yaklaştıklarını ve formda görüntüsüyle birçok yorum aldığını söyledi. Manavın sahibi Xianghong'un, oğlunun ilkokul arkadaşı olduğunu, manavda çalışan sıkıntısı yaşadıkları için yardım ettiğini söyledi. Manav sahibi, Xianghong'un ünlü olmasından sonra işlerinde bir artış olduğunu da belirtti. Xianghong, bu ünüyle Çin sosyal medyasında daha önce fotoğrafları yayılan 'en çekici kaymak satıcısı', 'en çekici pasta satıcısı' ve 'domuz eti prensesi' gibi bir dizi kadın ve erkek tezgahtara katılmış oldu. Çin'den birbirinden ilginç haberler de gelmeye devam ediyor. Japonya'da son dönemlerde binlerce evden çıkmayan 'hikikomori' genç var. Peki kim bu 'hikikomori'ler ve neden dışarı çıkmıyorlar? Japonya'da kendisini toplumdan soyutlayan çocuklara böyle deniyor. Hikikomori, Japonlarin hayattan elini etegini cekip odalarindan bile cikmayi reddeden yaklasik 1.2 milyon Japon gencinin durumuna verdigi isim. Evin banyosu, mutfağı ya da bir diğer odasına kapanan gençlerin kesin sayısı belli değil. Çünkü 'hikikomori'ler evlerinde saklandıkları için kesin bir rakam söylenemiyor. Bu hastalık, her ne kadar teknolojinin yarattığı bir hastalık olarak görülse de temelde başka nedenlere dayanıyor. Genelde orta sınıf ailelerin erkek çocuklarında oluşan bu eğilim basit bir tembellik değil. Çocukların intiharına ya da okula gitmek istemeyip, eve kapanmasına, eğitim sistemindeki sınav çokluğunun, ağır rekabetin ve ailelerin ders çalışmaları yönünde baskılarının yol açtığını öne süren çok kişi var. Kişi, teknoloji ile ilgilenerek kendisini sosyal çevreye kapatıyor. Bilgisayar ekranı ile sanal alemde iletişim kuruyor. Bu iletişim, öyle boyutlara geliyor ki artık kişi tüm temel ihtiyaçlarını odasında karşılıyor. Yemeğini ailesi ile yemiyor, odasında yemek, uyumak dahil tüm ihtiyaçlarını karşılıyor. Hatta, o kadar büyük boyutlara kadar gelebiliyor ki tuvalet ihtiyacını bile odasında giderenler olabiliyor. Abramovich'e köpeğini dışarıda gezdirirken eşlik eden isimler dünyanın en zengin adamları arasında... David Davidovich 1 milyar euro - Millhouse'da proje yöneticisi Roman Abramovich 5,5 milyar euro - Rus İş adamı Alexey Polezhaev 1 milyar dolar JSC Yatırım şirketinin yöneticisi Eugene Shvidler 1,6 milyar dolar (en arkadaki) abramovich'in çocukluk arkadaşı ve iş ortağı Olta ile yakaladı Kanada'nın Chilliwack bölgesinde, bir nehirde babası ile balık avına çıkan 9 yaşındaki Kegan Rothman tuttuğu balık ile sosyal medyada üne kavuştu. Rothman, kamışlı oltası ile 270 kiloluk de vbir beyaz mersin balığı tutmayı başardı. Rothman, babasının da yardım etmesiyle 2 saatlik bir uğraşın ardından dev balığı yakaladığını anlattı. Küçük balıkçı 9 metre uzunluğunda olan balığı daha sonra tekrar nehre geri bıraktı. İşte inanması güç olsa da gerçek olan fotoğraflar... Tıbbi nedenlerden dolayı bacağı kesilen Mike Perrett, bu kötü deneyimi daha pozitif bir şeye dönüştürmeye karar verdi. 2006'da, yani çiftin tanışmasından bir yıl sonra, Mike Hindistan'daki bir yetimhane için gönüllü olarak çalışıyordu. Bir kaza geçirip dağdan aşağıya düşen Mike, sağ bacağından ağır bir şekilde yaralandı. Eşi Melita'ya göre Mike, hayatta olduğu için çok şanslı, eğer olay sırasında bacakları bükülü bir şekilde olmasaydı sonuçlar ölümcül olabilirdi. Mike kemiğinin bir kısmını tutmak istediğini belirtti, kabul eden doktorlar da ona incik kemiğinin bir kısmını verdi. 2011 yılında Melita'ya evlilik teklifi etmeyi düşünen Mike, yüzüğün içine kemiğinden küçük bir parça koymaya karar verdi. Mike, Londra merkezli mücevherci Ingle&Rhode ile çalışarak Melita için bir yüzük tasarlamış. Platinden yapılan yüzükte, Mike'ın kemiğinden iki küçük parça ve çeyrek karatlık bir elmas bulunuyor. Kemik parçaları da tamamen sterilize edilmiş ve bu şekilde üstünde çalışılmış. '' Benim için çok özel... Bu cesur hareketiyle evliliğimize gerçekten pozitif bir katkıda bulundu. '' Kasım 2011'de Filipinler'deki bir sahilde evlenen çift, şu anda ikinci çocuklarını bekliyor. Arizona'da yaşayan Steve Sasman günlerce düşündükten sonra para kazanmak için tam bir zihni sinir tarzı yöntem buldu... 118 bin dolara satın aldığı Tesla isimli lüks otomobilini bakın nasıl değiştirdi... Süper hızlı otomobilinin bağaj kısmına yatak yerleştiren Steve Sasman, bu hizmet için geceliği 85 dolar talep etti... Arizonadaki evinin bagajına koyduğu arabasını yatak olarak kullanmak istelenler evinin mutfağı, banyosu ve tuvaletinden yararlanabiliyor... Tek sorun sabah saat 08.00'da yataktan kalkmak olmalı. Çünkü Steve bu arabasıyla sabah saat 08.30'da işine gidiyor... 4 aydır bu konuyla ilgili evine ve yollara ilan asan bu adam bugüne kadar tek müşteri bile bulamamış. Ancak o bu yöntemin çok tutacağını söylemeye devam ediyor. Alkol almadan sarhoş olan adamın yaşadıklarına inanamayacaksınız. Yıllardır vücudundaki sorunu çözmeye çalışan Nick Hess, 3 yıl öncesine kadar aktif ve sosyal bir hayata sahip, hatta birçok sporu da aynı anda yapabilen biriydi. Fakat bir gün eşiyle birlikte televizyon seyrederken bir anda sersemlemiş bir şekilde hareket etmeye, konuşurken dili dolanmaya başladı... Karısının şaşkın bakışları arasında aşırı sarhoş biri gibi gülümsemeye, hatta nefesinden alkol kokusu bile gelmeye başlamıştı. Başlangıçta eşi, onun gizli bir alkolik olabileceğini düşündü... Diğer yandan sorun her geçen gün büyüyordu. 2011 yılında alkollü araç kullandığı gerekçesiyle tutuklandı. Polis raporuna göre yasal limitin 3 katı kadar alkollüydü. Hess ise çaresizce, 12 saat önce sadece 1 bira içtiğini anlatmaya çalışıyordu... Karısının gizli alkolizmle ilgili şüphesini sona erdiren ise tüm günü bir saniye bile ayrılmadan beraber geçirdiği kocasının bir yemekten sonra yine aynı sarhoş görüntüyü vermesi oldu. Nick Hess'in vücudunda bir sorun olduğunu anlayan karısının desteğiyle doktor doktor dolaşmaya başladılar. 3 kolonoskopi, 2 endoksopi olan Nick'in sorunu bir türlü anlaşılamıyordu... Sonunda bir doktor problemin ne olduğunu açıkladı. Sorunun adı Otomatik Mayalama Sendromu'ydu. Yani Hess'in vücudu ağızdan alınan şekeri sindirim sisteminde alkole çeviriyordu... Tıp dünyasında çok rastlanan bir durum olmasa da, hastanelerin acil servislerine tek gram bile alkol almadan alkol komasına girmiş bir şekilde yatırılan hastaların hikayeleri yok değil. Bu durumun sebeplerinden biri olarak bir hastalık sonrasında yoğun şekilde kullanılmış olan antibiyotiklerin midedeki bakterileri öldürerek mantarların yerleşmesine ve yayılmasına elverişli bir ortam oluşturulması olarak gösterildi... Yani mideye yerleşen ve yayılan mantarlar, mideye giren her türlü besin içerisindeki şekeri alkole çeviriyor ve bu alkolün de kana karışmasına yol açıyordu. Aslında tedavisi çok basitti. Mantar önleyici ilaçlar ve düşük şekerli bir rejim ile hastalık tamamen önleniyordu. 4 yaşından beri evinin arka bahçesinden kargaları besleyen 8 yaşındaki kıza kargalar hediye getiriyor. Gabi'nin evde en çok değer verdiği şey yemek odasının hemen yanında duran kutusu. Gabi Mann isimli genç kız 4 yaşından beri her gün düzenli olarak bahçeye gelen kargaları besliyor kuşları gözlemleyen küçük kız 4 yıldır devam ettirdiği bu alışkanlıkla sık sık hediyeler alıyor 2013 yılından bu yana kargalar ona hediye getirip bırakıyor. Bu ilginç olay Gabi'yi koleksiyon yapmaya itmiş. Kuşların hediyeler parlak taşlar, vidalar, şişe kapakları, metal parçalar ve boncuklardan oluşuyor. Hatta kalp şeklinde bir boncuk hediyesi bile almış. Kuş bilimci John Marzluff'a göre Kargalar ve kuzgunların parlak nesnelere karşı ilgileri var, genelde yuva süslemek ya da eş ararken dikkat çekmek için kullandıklarını ama böylesi bir hediyeleşmeyi ilk defa gördüğünü belirtti. Gabi'nin annesi Lisa, kızı için hazırladığı öğle yemeklerini kargaların yemesine çok da aldırış etmiyor ve 'Hayvanları sevmelerine ve paylaşımcı olmalarına seviniyorum' diyor. Gabi ve kargalar arasında kurulan özel bağı görmeden önce kuşlara aldırış dahi etmediğini söyleyen Lisa, 'Benim için de büyük bir dönüşüm oldu. Şimdi kuşlara daha farklı bir gözle bakıyorum' diye ekliyor. Hediye getiren kargaların hepsi de Gabi'nin aldığı renkli ve parlak objeleri tercih etmeyebiliyor. Bu yüzden Gabi oldukça şanslı. Gabi'nin annesi Lisa, kargaların düzenli olarak fotoğraflarını çekmeye çalışıyor ve davranışlarını kaydediyor. Lisa en büyük sürprizi sadece birkaç hafta önce yaşamış. Yakınlarda gördüğü bir kartalın fotoğrafını çekmeye çalışırken lens kabını yere düşürüp kaybetmiş. Bir türlü bulamadığı lens kabı birkaç gün sonra arka bahçesindeki boş kuş yemi tepsilerinin bir tanesinin ortasında duruyormuş. Bir turistin Güneydoğu Afrika ülkesi Malavi'ye yaptığı ziyaret sırasında çektiği bu fotorraf sosyal medyada en çok paylaşılanlar arasında yer aldı. Yerel halkı görüntülemek isteyen turist ilginç bir görüntüye şahit oldu. İlk kez beyaz bir insan gören Afrikalı çocukların tepkisi böyle görüntülendi. Burası tel şehriye üretimi yapan bir fabrika... Fotoğraflar kontrol dışı ve 'merdiven altı' diye tanımlanan ürünleri satın almanın en kadar tehlikeli olduğunu gözler önüne seriyor. Son yıllarda kalitesiz ve merdiven altı ürünler hızlı çoğaldı. Markasını bilmediğimiz ürünleri satın alırken oldukça dikkatli davranmalıyız. Görüntüler Çin'de çekildi. Ancak kontrol dışı ürünlerin sağlıksız koşullarını göz önünde dökmek için oldukça önemli. Buna benzer bir gıda skandalı olayı daha önce Rusya'da yaşanmıştı.. Birazdan okuduklarınıza çok şaşıracaksınız. İşte gökten yağmur veya kar dışında yağan en garip cisimler... Örümcek yağmuru; Arjantin 6 Nisan 2007'de Arjantin'in Salta kasabasına tatile giden Christian Oneto Gaona ve arkadaşları San Bernardo Dağları'na tırmandı. Tırmanma yolculuğuna başladıktan yaklaşık iki saat sonra gökten farklı renklerde örümcek yağmaya başladı. Christian elindeki kamerayla bu yağmuru görüntülemeyi başardı. Gökten inek düştü; Japonya 1997 yılında bir balıkçı botunun üzerine gökten inek düştü. Botun az daha batmasına neden olan bu ineğin bir Japon kargo uçağı tarafından uçak havadayken atıldığı tahmin ediliyor. Rus Havagücü'nün inek düştükten iki hafta sonra Japon otoritelerine verdiği bilgiye göre, uçak mürettebatı ineği yemek için aldı ama uçak tehlikeye girince Japon Denizi üzerindeyken aşağı attı. Kan yağmuru; Kolombiya 2008 yılında Kolombia'nın Choco bölgeside gökten kan yağdı. Köyün rahibi gökten yağan kanın Tanrı'nın bir işareti olduğunu, insanların günahlardan arındığını söyledi. Jel şeklinde yağmur; İskoçya 2009 yılında İskoçya'da yere jel şeklinde yağmur taneleri düştü. Bir teoriye göre kurbağa yumurtalarını yiyen şahin ve akbabalar bu yumurtaları havada uçarken kustular. Gökten solucan yağdı; ABD ABD'de bir polis memuru işine gitmek için evinden çıktı ve kısa bir süre sonra gökten suyla birlikte solucanların düştüğünü gördü. Bir anda her yeri solucan kapladı. Olayın gizemi çözülebilmiş değil. Renkli kar yağdı; Sibirya Sibirya'nın Omsk bölgesinde 2007 yılında turuncu, yeşil ve sarı renkte kokulu kar yağdı. Çölde gökten balık yağdı; Avustralya Tanami Çölü'nde, Argyle Nehri ve Elliot Gölü'nden kilometrlerce uzakta gökten balık yağdı. Kuşlar tarafından yere bırakıldığı sanılıyor. Para yağmuru; Almanya 2007 yılında bir motorcu gökten para yağdığını gördü. Paraları motorunun dikiz aynasından gördüğünü iddia eden kadın paraların bir kısmını topladı. Paranın kaynağı bilinmiyor. Sığırcık yağmuru; İbgiltere İngiltere'nin Somerset Köyü'nde Mart 2010'da gökten yüzlerce sığırcık kuşu ölü şekilde yere düştü. Et yağmuru; ABD 1876 yılının mart ayında Allen Crouch isimli bir kadının çiftliğinin üzerine gökten et parçaları yağdı. Etlerin koyun veya geyik eti olduğu sanılıyor. Dövüş sanatları meraklısı bir adam göz kapakları ile bir aracı çekerken... Manuel Bandera, Madrid'de 'Chicago' müzikalinin provasında...