Erkekleri aynaya baktıklarında saçlarının seyrekleştiğini görmekten daha fazla korkutan çok az şey vardır: "Elveda gençlik; hoş geldin saç dökülmesi!" Bu talihsiz dönüşümün nedeni saç folikülleridir. Saç derisindeki bu küçük gözenekler, testosteronun genetik yapısına ve mevcudiyetine bağlı olarak zamanla küçülüyor. Gençlikte sahip olunan koyun yünü gibi bereketli ve gür saçlar zamanla zayıflayarak şeftali tüyüne benziyor. Şimdi ise onlarca yılını bu folikülün hain planlarını aydınlatmaya adayan bir doktor, saç kaybına neden olan süreci durdurmaya yönelik yeni bir yol keşfetti. Pennsylvania Üniversitesi'ne bağlı Perelman Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı Profesör George Cotsarelis ve meslektaşları, folikülün içinde bulunan ve saçın uzamasını engelleyen molekülü tespit ettiler. Ayrıca, saç dökülmesine neden olan bölümdeki reseptörün yerini kesin olarak belirlediler ve böylece gelecekte erkek tipi saç dökülmesinin önüne geçebilecek tedaviler için hedef belirlemiş oldular. Araştırma ekibinin başındaki Doktor Luiz Garza, bazı alerjilere bağlı hastalıkların tedavisi için geliştirilme aşamasında olan ilaçlar da aynı reseptöre odaklandığını belirtiyor. Garza, "Reseptör, başka hastalıkların tedavisiyle ilgili olarak hâlihazırda hedef alınmış durumda. İşin heyecan veren yanı ise, geliştirilen ilaçları saç dökülmesi tedavisi için kullanabilecek olmamız" diyor. Cotsarelis'in laboratuarında çalışmaya 6 yıl önce başlayan Garza, şu anda Johns Hopkins Tıp Fakültesi'nde dermatoloji doçenti olarak görev yapıyor. İngi l tere'dek i Bradford Üniversitesi'nde hücre biyolojisi üzerine çalışmalar yapan Desmond J. Tobin, keşfi memnuniyetle karşılamış. Tobin, "Bu sorunu ele alırken yepyeni bir yöntem bulmak zorundayız" diyor. Erkek tipi saç dökülmesi, günümüzde erkeklerde görülen saç kaybının en yaygın nedenleri arasında. Mevcut tedaviler saç ekimi ile FDA tarafından onaylanmış iki tür ilaçtan ibaret. Bu ilaçlardan biri minoksidil içeren bir losyon, diğeri ise finasterid içeren bir hap. Öte yandan, bu keşif hâlihazırda saçları dökülmüş olan erkeklerin işine pek yaramayacak. Tobin, "Zamanı geri çevirmek ve dökülen saçları geri getirmek mümkün değil" diyor. Ancak, eğer bu keşfe bağlı bir tedavi kullanılmaya başlanırsa bu, saç dökülmesinin ilk evrelerini tecrübe eden erkekler için oldukça önem kazanacak. "Muhtemelen ilk aşamada, saçların incelip zayıflamasını önlemek mümkün olacak. Bu gerçekten bir dönüm noktası olur" diyor. Tobin, kel leşen erkeklerin minyatürleşen saç tellerinin kafada birkaç gün ila birkaç hafta kaldığını, bu s ürenin n ormalde e n a z 3 y ıl olduğunu söylüyor. Tobin, "Eğer saç tellerinin sağlıklı gözeneklerde büyümelerini sağlayabilirseniz, foliküllerin de ömrünü biraz uzatmış olursunuz. Böylece onlar da kozmetik açıdan çekici ve görünür saç telleri üretebilir" diyor. Cotsarelis ve ekibi kelleşen erkeklerin yanı sıra, saç dökülmesi sorunu yaşamayanların saç derilerindeki gözenekleri inceledi. Genetik analizler, saçın döküldüğü kısımlarda daha yüksek oranlarda bulunan Prostaglandin D2 isimli moleküle işaret etti. Yale Üniversitesi'nden Valerie Horsley de erkek tipi saç dökülmesi üzerine çalışma yapanlar arasında. Horsley, farelerdeki yağ hücrelerinin saç foliküllerine hangi yoldan sinyal gönderdiklerini araştırıyor. Cotsarel is aynı zamanda can sıkan başka bir sorunla da uğraşıyor. Cotsarelis, "Şimdi de saç dökülmesiyle boğuşan kadınları ele almak durumundayız" diyor.