T ürkiye ekonomisinin son 31 yıllık dönemde yaşadığı hızlı büyümede TÜSİAD'ın dışında kurulan işadamları derneklerinin de payı bulunuyor. Tek başlarına bilgiye ulaşmadaki sıkıntıyı birleşecek aşan KOBİ'ler, kendi kurdukları bu kurumları iş fırsatları oluşturmakla birlikte bilgiye ulaşmada da kullanıyorlar. 15 yıl önce kurulan Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON), "haklı zenginlik" temel felsefesi çıktığı yolda üye işletmelerin ve ülkemizin rekabet gücünü artırmak, haksızlıkların giderilmesi mücadelesi vermek ve iktisadi hayatın ahlaki temelde şekillenmesine katkıda bulunmak şeklinde üç önemli görevi üstlendi.
DÜNYAYI TAKİP EDİYORUZ
ASKON Başkanı Mustafa Koca, derneğin her şeyden önce bir okul görevi yaptığını belirterek, "Evrensel anlamda iş hayatındaki tüm gelişmeleri yakından takip eder ve birçok kanalla üyelerinin istifadesine sunar. İlgilenen üyelerimiz, kendi sektörünün tüm trendlerini ve perspektifini bu çalışmalardan öğrenebilir. Aynı zamanda ekonomik gidişatla ilgili olarak yakaladığı bakış açısı onun kendi işiyle ilgili olarak nasıl karar vermesi gerektiği konusunda ona ciddi rehberlikler yapar. Sektöründen ve yan sektörlerden insanlarla bir araya gelerek ortak değerlendirmeler yapmaya imkân bulur. ASKON ilgilenenler için gerçek bir tecrübe fırsatıdır" dedi.
EĞİTİM KURUMU GİBİYİZ
ASKON'u çok yönlü bir okul gibi düşünmek gerektiğini söyleyen Koca, "Bir işadamının neye ihtiyacı olur? İşte ASKON bu soruya kapsamlı olarak cevap üreten bir okuldur. Yatırım fikirlerinden ekonomik okumalara, mikro ekonomik analizlerden küresel gelişmelere varıncaya kadar hemen her konu ASKON için de bir gündemdir ve konu edilerek adeta eğitim formuna aktarılır ve üyelerin istifade edeceği programlara dönüştürülür" diye konuştu.
POLİTİKALAR REVİZE EDİLMELİ
Bilgi üretmenin ve inovasyon yapmanın gerek şart olduğunu söyleyen Mustafa Koca, bu nedenle Türkiye'nin büyüme politikaları ve endüstriyel yapılanmasının yeniden dizayn edilmesi gerektiğini söyledi Koca, şöyle konuştu: "Rekabetçi üstünlük şanslarımızı yeniden belirlenmeli ve yönlendirmelerimiz ona göre olmalıdır. Kamu, özel sektör ve üniversitenin mutlak uyumu sağlanmalı ve teknolojiyi takip eden değil üreten konuma yükselmeliyiz. Önemli olan var olanı iyi değerlendirebilmektir. Dünyada gelişmesini KOBİ üzerinden yapmayı başarmış ülkeler bulunmaktadır. Çoğunluğun bu şekilde olmuş olması avantaja dönüştürülebilir. Nitekim şimdi de asıl elastikiyete sahip olan işletmelerin bunlar olduğunu biliyoruz. Rekabette hız kazandırması açısından bunların durumu oldukça avantajlı olabiliyor. Ancak büyük sermaye gerektiren bazı alanlarla ilgili olarak milli politikalar üretilebilir. Önemli olan varlığını değerlendirebilme becerisi geliştirebilmektir."