Apple en sonunda iPad adını verdiği tablet bilgisayarının neye benzediğini bize gösterdi. Apple'ın yeni bir ürünü çıktığında çok aşamalı bir tanıtım süreci başlar. Bu sürecin ilk aşaması sona ermiş bulunuyor. Aylar süren ve Apple'ın gerçekte var olup olmadığına dair herhangi bir resmi açıklama yapmadığı bir ürün hakkındaki sonu gelmeyecekmiş gibi duran spekülasyonlara son nokta konuldu. Böylece ikinci aşamaya geçebiliriz: Ürünü henüz test bile etmemiş blog yazarları, iPad'a bütün güçleriyle geçirmeye başlıyorlar şimdiden. "Nee, klavyesi yok mu?", "Şşşt, pili çıkmıyor diyorlar, duydunuz mu?", "Ooo, çok kazıkmış!", "Hadi canım sen de! Aynı anda birden fazla işlem yapamıyormuş ki!" veya "Hafıza kartı girişi yokmuş hanım, duydun mu?" gibi serzenişleri duymaya başladık bile. Bu homurtular iPad'in nisan ayında satışa sunulmasına dek sürecek. Eğer tarih tekerrürden ibaretse, işte buraya yazıyorum, nisan ayından itibaren yaşanacak üçüncü aşama da şudur: Dergiler, gazeteler iPad'e övgüler düzecek, sıcaklara aldırış etmeyen bir sürü insan Apple Store'ların önünde kuyruklar oluşturacak ve az önce andığım ayar-veren blog yazarları bir anda sırra kadem basacak, ortadan kaybolacak. iPad, tam da beklendiği üzere, özünde azman bir iPod'dan başka bir şey değil. iPad'in kaplaması alüminyum, kalınlığı 1.3 cm, köşeleri parlak siyah renkte 25 cm.'lik bir ekranı var. iPod ve iPhone'dan aşina olduğumuz standart bağlantı kablosuyla kullanılıyor, üzerinde de 'Home' yazan tek bir düğmesi var. 16 GB'lık, Wi-Fi modeli 499 dolardan, 64 GB'lık, hem Wi-Fi hem 3G'li modeli 830 dolardan satılacak.
EN ÖNEMLİ SORU: DİZÜSTÜ BİLGİSAYARDAN DAHA MI İYİ?
Sormak lazım: Neden Skype kullanarak iPad'i telefon olarak da kullanmayasınız ki? Apple'ın yaptığı açıklamaya göre iPhone'da halihazırda çalışmakta olan 140 bin adet uygulama, iPad'de de hiç sorunsuz çalışacak. Tabii havaalanında bu dev elektronik panoyu kulağınıza yapıştırarak yürürken biraz garip görünebilirsiniz. Jobs'un sunumunu seyrederken, normal bir dizüstü bilgisayar yerine insanın neden iPad almayı tercih edeceğini sordum kendime. Ne de olsa, ikisinin de fiyatı neredeyse aynı. Cam ekranının çantanızda çizilmesini istemezsiniz sonuçta, bu yüzden bir taşıma çantası alacaksınız, o zaman da bu şu anlama geliyor: iPad'le bir dizüstü bilgisayar aynı heybet ve kiloya sahip. Ama bir yandan da Apple gerçekten de yeni bir şey yaratmış gibi görünüyor. "Dizüstü bilgisayara benziyor!" veya "Büyük bir iPod Touch işte!" gibi eleştiriler, iPad'le yapılabilecekleri göz ardı ediyor. iPad'in bir e-book reader olarak kullanılacağını görmek için dâhi olmaya gerek yok. iPad'in tek farkı, Amazon'un e-book reader'ı Kindle'dan 100 bin kat filan daha şık görünmesi ve daha hızlı olması; ayrıca ekranı renkli, harici ışıklandırmaya da ihtiyacı yok. Ama kitapkurtlarını uyarmayı da görev bilirim: iPad kitapçısında, Amazon veya Barnes & Noble'unkilerindeki gibi tanesi 10 dolarlık bestseller kitaplar olmayacak. Ayrıca Apple, iPad'in 10 saat pil ömrü olduğunu söylese de, pil ömrünün "ne yaparken" 10 saat sürdüğünü söylemiyor. Ne de olsa film seyretmek kitap okumaktan çok daha fazla şarj harcamanıza sebep oluyor, malum... Web'de gezinmek, grafik programlarıyla resim yapmak, TV'deki filmlere takılmak, gazete ve dergi karıştırmak... 680 gramlık bu alette bunların hepsi çok güzel yapılır. Apple'ın
New York Times uygulaması benim için özellikle çekici, bakın kesinlikle çalıştığım kurumdan özgür bir kişi olarak diyorum ki, bu programın bilgisayarlarda kullandığımız o mükemmel Times Reader programından pek bir farkı yok. Genel olarak baktığımızda, iPad, bir şeyler okumak ve seyretmek için hayallerden çıkma bir ekran sunuyor bize. Ama aynı şeyi yaratıcılık konusunda söylemek mümkün değil. İki elinizi de kullanarak ekrandaki geniş dokunmatik klavyeyle yazı yazabilirsiniz, doğrudur. Apple ayrıca tanesi 10 dolara kelime işlemci, sunum hazırlama ve hesap-kitap programlarının özel dokunmatik versiyonlarını satışa sunuyor. Ancak bana kalırsa, fare ve fiziksel olarak kullanabileceğimiz klavye olmadan, yazmak ve yazdıklarımızı düzenlemek, bir dizüstünde olacağından daha yorucu olacaktır. Ama şu da var: Apple, kullanırken iPad'i dik durumda tutacak özel bir harici klavyeyi de satışa sunuyor. Fakat sonuç değişmiyor. Dışarı çıkarken yanınıza tek bir şey almanız gerekiyorsa, dizüstü hâlâ daha mantıklı bir seçenek. iPad'e alkış tutan şakşakçılara öğüdüm şudur: iPad'in iyi mi kötü mü olduğuna karar vermek için henüz çok erken. Apple henüz hiçbir teknoloji yazarına iPad'i göndermedi, piyasada iPad'e özel programlar henüz yok, elektronik kitap dükkânı da hâlâ açılmadı. O yüzden övgüler düzüp kendimizden geçmek için vakit erkendir. Ayrıca hiç durmadan iPad'e laf sokanların da dikkatli olması gerekiyor. İkinci aşamaya geçtiğimiz bugünlerde, hepiniz nasıl da iPhone'a kimsenin yüz vermeyeceğini söylediğiniz günleri hatırlayınız. iPhone gibi iPad de aslında bir 'araç' ve pek çok şeye dönüşebildiği gibi endüstriyi dönüştürme gücüne de sahip: Hem de sırf teknoloji dünyasını değil, kitap dünyasını da... Telefon ve dizüstü bilgisayar arası yeni bir kategori yaratmayı başarabilir ama bunu başaramayabilir de. Neler olacağını bildiğini iddia eden herkes, yarın bir ahmak gibi görünmekten kurtulamayacak.
BİR BAKIŞTA iPad
- Ne zaman alabiliriz?
- İki ay sonra ABD'de çıkacak, haziran ayından itibaren bütün dünyada satışta.
- Kaç paraya alabiliriz?
- 499, 599 ve 699 dolarlık üç modeli var.
- Ölçüleri, gücü, ağırlığı nedir?
- Pil ömrü 10 saat, ağırlığı 680 gram, yüksekliği 24.2, genişliği 18.9, kalınlığı 1.3 santimetre.