Geçen hafta sonu Hyatt Otel'de içki kültürüne meraklı olanları ilgilendiren bir etkinlik düzenlendi. Mania Gurme'nin düzenlediği Italian Wine Tasting'in (İtalyan şarapları testi) en ilginç konuğu ise Alexander Bottega adlı grappa ve prosecco üreticisi firmanın başkanı Sandro Bottega oldu. Tanıştığımızda gördük ki Sandro Bottega bildiğimiz 'tutkulu İtalyan'lardan. 27 yıl önce, daha 19 yaşındayken babasından devraldığı küçük grappa atölyesini bugün İtalya'nın en saygın içki firmalarından biri haline getirmiş. Özellikle de kendi tasarımı olan ve Murano camlarından el yapımı üretilen şişeleriyle... Sandro Bottega, 2009 yılı mayıs ayında başarıları sayesinde 'Cavaliere della Repubblica Italiana', yani İtalya Cumhuriyeti Şövalyesi unvanına layık görülmüş. Aynı zamanda müzisyen olan ve yemek kitapları yazan Bottega'yla grappanın İtalyan kültüründeki yerini ve rakıyla benzer bir şekilde nasıl yaygınlaştığını konuştuk.
- İstanbul'a ilk defa mı geliyorsunuz?
- Her sene 40 ülkeyi dolaşıyorum. Ancak bugüne kadar Türkiye'ye gelmemiştim. Ama, sanat eleştirmeni Gabriel Mandel diye bir arkadaşım var. 15 sene önce Türkiye'de, Konya'da benim grappa şişelerimin bir sunumunu yaptı.
- Neden Konya'da?
- Çünkü bana göre Konya, Mevlevilik nedeniyle, Türkiye'nin entelektüel merkezi. Konya'nın dini açıdan da önemli bir merkez olduğunu söyledikleri için, sadece boş şişe kullanarak şişe tasarımlarımızı orada sergiledik.
- Sizi tanıyabilir miyiz?
- 27 senedir bu işe gönül verdim. Çok yakın bir arkadaşım 'Sen aslında küçük bir çocuksun,' diyor bana. Bu işe bir çocuk gibi, o kadar çok gönül verdim ki... Bu benim hem tutkum, hem sevgim, hem işim. Babamın bana bıraktığı küçük bir atölyeydi ve bu şirketi dünya çapında bir marka yapmak için 27 yıldır uğraşıyorum. İtalyan olmanın büyük bir şansı var. Bizim ülkemizde, Türkiye'de olduğu gibi yemek çok önemli. Ayrıca tasarım da çok önemli. Siz işinizi ve yaşamınızı bunlara bağlı olarak yürütürseniz, zaten İtalyan olmanın avantajını kullanmaya başlıyorsunuz. 19 yaşımda enerji doluyken, ki hâlâ enerji doluyum, işe şöyle başladım: Babamın bana bıraktığı iyi bir ürün vardı ortada. Bu ürünü iyi bir tasarımla sunmayı düşündüm. O tasarımı buldum ve iyi ürünle iyi tasarımı bir araya getirdim.
- Babanız sadece grappa mı üretiyordu?
- Evet. Ve ben grappayı kadınların da içebileceği, yabancıların, ilk defa içenlerin de seveceği bir ürün haline getirmek istedim. Bunun için epey bir Ar-Ge yaptım. Ürünün özünü kaybetmeden, yani grappanın karakterini bozmadan, herkesin hoşlanabileceği bir içki haline getirmem gerekiyordu.
- Ne yaptınız peki?
- Grappanın daha yaygın tüketimini sağlamak için biraz alkolünü düşürüp daha rahat içilebilir hale getirmeye çalıştım. Sadece erkeklerin, yemekten sonra purolarını içerken tükettikleri bir ürün olmaktan çıkarmak istedim.
- Nasıl bir içki grappa?
- Ona hayatın tuzu biberi diyebilirsiniz. Üzümün kabukları, üzümün kokusunun yüzde 80'ini taşır. Üzümün suyu sadece su, şeker ve asitleri taşır. Şaraba da koku veren kabuğudur. Biz İtalyanlar aşağı yukarı 700 yıl kadar önce distile bir içki yarattık. Bu, üzümün kabuklarını kullanarak yapılan bir içki.
- Belli tip bir üzüm mü?
- Pek çok üzümden olur ama en iyisi, aromatik özelliği olan üzümlerden yapılanlardır. 12 kilo üzüm kabuğundan bir litre grappa elde ediyorsunuz.
- Yoksa zamanında kabuklar ziyan olmasın diye mi yaratılmış bu içki?
- Bütün köylülerde olduğu gibi İtalyan geleneğinde de 'Evinizdeki her malzemeyi sonuna kadar kullanın,' mantığı var. Üzümün suyunu sıkar, şarap yaparsınız. Kabuklarından grappa yaparsınız. Çekirdeğinden önce üzüm çekirdeği yağı çıkarırsınız. Ardından kalanını yakarsınız. Kabuklarını grappa yaptıktan sonra ya hayvanlara yem olarak verirsiniz ya da yakabilirsiniz. Gübre olarak arazide de kullanabilirsiniz.
Ses telleri ameliyatıyla müzik kariyerim bitti
- Müzikle de ilgileniyormuşsunuz...
- 15 yaşımda romantik rock tarzında müzik yapıyordum. Gitar çalıyordum. En son Napoli'de, 1987'de bir konser verdim.
- Kitaplarınız da varmış...
- Beş yemek kitabım var. Aşağı yukarı 100 değişik mutfak üzerine yorumlarımı internette bulabilirsiniz. Bunların yanı sıra her sene mutlaka bir şiir yazarım.