Dikkat! Twitter'da hesabım yok
- Kitaptaki en zevkli bölüm 'Tatil'... Tatil sizin için nasıl bir şey, deniz, güneş, kum mu?
- İşsiz tatil tek başına bir şey ifade etmiyor. Çalışmadan tatillerin de zevki yok, partilerin de. Ben hak ettiğim eğlenceyi severim ancak. Aylaklık benim için depresyon demek.
- Yazıların hepsini bir arada okuyunca naif, nostaljik bir kadın da gördüm, asi bir kadın da. Daha çok hangisisiniz?
- Üçünü de sevmedim, reddediyorum!
- Türkiye'de başarılı bir pazarlama startejisiyle yaygınlaştırılan (Ugg gibi) en saçma şeyler neler sizce?
- Onu bilmem de dahiyane icatlar var sokakta satılan. En güzel Türk kahvesini, fişe takılan 5 liralık plastik aparatlar yapıyor. Biraz tehlikeli, elektrik çarpabilir ama her şeyin bir bedeli var tabii. Sonra döndürdükçe elma soyup dilimleyen makineler de şahane.
- Son olarak... Biliyorum diziyle ilgili ipucu vermek istemiyormuşsunuz. Peki ne hissediyorsunuz bu yeni diziyle ilgili bari onu söyleyin.
- Diziyle ilgili vereceğim ipucu, haberlerde çıktığı gibi, 'Aynı kadro geri dönüyor,' işinin palavra olduğu. Avrupa Yakası'nın sadece birkaç oyuncusu bu dizide olacak. Aynı yüzlerle bambaşka bir hikaye anlatmaya çabalamak saçma. Bir de not olarak düşeyim, Twitter'da hesabım yok, benim ismimi kullanarak ben gibi davranan arkadaşların amaçlarını merak ediyor, onları salak ama gizemli buluyorum!
ÇOCUK OLMAKTAN ÇOK SIKILIYORDUM
- Bir yazınızda çocuklarla süper empati kuruyorsunuz. Siz muzır bir çocuk muydunuz?
- Çocuklarla hiç empati kuramıyorum aslında, nasıl konuşacağımı bile bilmiyorum. Tuhaf şeyler söyleyen, ebatları küçük, olgun bir insan gibi muamele ediyorum mecburen. O zaman da genellikle seviyorlar seni, ciddiye alındıklarını hissediyorlar. Ben iyi çocuktum esasen. Söz dinliyordum. Kavga dövüş sevmem zaten. Ama çok sıkılıyordum çocuk olmaktan. Yemek saatine, uyku saatine, ne yiyeceğine, nasıl oturacağına hep başkaları karar veriyor, büyük esaret. Neyse ki kısa sürdü çocukluk.
- Yine bir yazınızda bahsettiğiniz gibi, geceleri en güzel nerelerde yatıp yıldızlar izlenir sizce?
- Şehirde bir şeye benzemiyor yıldızlar, ışıklardan göremiyorsun bile. Issız bir belde lazım. Bir de sinek kovucu sprey.
BU SEKTÖRÜN GÖNÜLLÜ KURBANLARIYIZ
- Kadınların güzellik, şıklık, estetik takıntılarıyla hafiften dalga geçiyorsunuz. Bi yandan da bu sektör giderek büyüyor. Sizce neden bu takıntı giderek daha da artıyor? Erkekler de bayağı bir girdi olaya, malum.
- Hepimiz bu sektörün gönüllü kurbanıyız. Şehir insanının terapi yöntemlerinden biri güzellik sektörü.
Ölümsüzlük arzusuyla ilgili filan diye ağır konuşmayayım, konu uzar. Ama gerçek şu: Krem kullananla kullanmayan arasında bir fark yok aslında. Araştırma sonuçlarıma göre bu konuda ciddiyseniz iğne ve bıçak işine girmeniz lazım. O cesaret de bende yok şimdilik.
- Bir de alışveriş meselesi var tabii. Türk insanının dayanılmaz tüketme tutkusu giderek artıyor gibi ama siz gelecekten umutlusunuz anladığım kadarıyla. Bir sonraki neslin kaynakları daha dikkatli kullanacağını düşünüyorsunuz...
- Bir noktada doyarız herhalde diye düşünüyorum, ondan.