'YENİMAHALLE'DEN YENİ KENTE
Hakan Fidan'a yönelik ikinci operasyon, Uludere'de 35 sivilin sehven (!) öldürülmesinden sonra yapıldı. Bayrak Garnizonu olarak da bilinen Gölbaşı'ndaki Genelkurmay Elektronik Sistemler Başkanlığı'nın (Bu arada 12 Eylül darbesini çağrıştıran Bayrak isminin artık kullanılmamasında fayda var) MİT'e bağlandığı günlerde meydana gelen Uludere olayından sonraki tartışmalardan çıkan sonuç kabaca şuydu: "MİT, elektronik istihbarat yapamaz. Yaparsa işte böyle siviller ölür!" MİT, Fidan'ın açıklamalarından da anlaşıldığı üzere bu tartışmaları elbette izliyor ve o kadar da önemsemeden işine devam ediyor. Fidan, Gölbaşı'ndaki GES tesislerini kast ederek, "Buraya 21. yüzyılın gereklerine uygun, Türkiye'ye yakışan büyük bir istihbarat köyü kuruyoruz," dedi. Gölbaşı'nda istihbarat köyü kurulurken, MİT'in karargâhı da Yenimahalle'den ayrılıp şehir dışında bir yere taşınacak. Yenimahalle Karargâhı taşındıktan sonra kurulacak yeni tesislere de köy yerine kent demekte fayda var. Çünkü 'mahalle'den sonra 'köy' söylemi gerileme çağrışımları yapabilir. İsrail, Türkiye'de kelimenin tam anlamıyla 'milli' istihbarat köyleri veya kentleri kurulmasından rahatsız. Ankara da bunun farkında. Gazze Hükümeti'nin Başbakanı İsmail Haniye'nin Meclis'te ağırlanmasının, Uludere olayından sonra İsrail'e açık bir mesaj olduğu düşünülebilir. Bir anlamda "Uludere'deki imzanı gördüm, restini de gördüm. Dövüşeceksen meydana çık, öyle dövüşelim" mesajı... Tabii kimse İsrail'den açık dövüşmesini beklemiyor. Ama Mossad'ın örtülü operasyonları sürecek.
MİT'İN ATALARI: YILDIZ VE TEŞKİLAT-I MAHSUSA
Türk istihbarat tarihinin Yıldız'dan sonraki ilk istihbarat teşkilatı 1913 yılında İttihat'ın üç atlısından biri olan Enver Paşa tarafından kurulan Teşkilat-ı Mahsusa idi. Bu teşkilat, savaş dönemi koşullarında istihbarattan ziyade paramiliter faaliyetler yürüten bir mukavemet örgütüydü. Enver Paşa ve ekibi savaşta yenildiği için Teşkilat-ı Mahsusa da uzun ömürlü olamadı, 1918'de lağvedildi. Cumhuriyet'in kurulmasından önce bir diğer İttihatçı Talat Paşa'nın talimatı ile 1919 yılında Karakol Cemiyeti kuruldu. Anadolu'ya silah sevkiyatı yapan bu örgüt de fazla uzun ömürlü olmadı. Zaten Karakol ismini, Atatürk'e suikast girişiminde bulunmakla suçlanan Kara Kemal'den esinlenerek alan bir örgütün Cumhuriyet kadrosunca benimsenmesi beklenemezdi. Karakol'dan sonra Zabitan, Yavuz ve daha sonra Hamza grupları adı altında kısa ömürlü istihbarat yapıları kuruldu. Cumhuriyet rejiminin kurduğu ilk istihbarat teşkilatı ise Müsellâh Müdafaa-i Milliye oldu. Kısa adı M.M. (MİM MİM) olan bu örgüt 3 Mayıs 1921 tarihinde alınan TBMM kararı ile resmileşti. Ve nihayet beş yıl sonra MİT'in babası Milli Emniyet Hizmeti Riyaseti kuruldu. Teşkilat, 5 Ocak 1927'de İçişleri Bakanlığı'na bağlandı. Bu tarih, resmi kuruluş tarihi olarak kabul edildi.