Son
zamanların en dikkat çekici haberlerinden biri, ABD'nin Teksas eyaletinde bugün sona eren South by Southwest Festivali'nden (SXSW) geldi. Çünkü BHH adlı pazarlama şirketi, festivalde 13 evsiz vatandaşı 'internet bağlantı noktası' olarak istihdam etti. Bağlantı sağlayan bir cihazın dağıtıldığı evsizler, günlük 20 dolar karşılığında festival alanının farklı noktalarında durarak katılımcılara hizmet verdi. Ayrıca her 15 dakikalık bağlantı için, evsizlere 2'şer dolar bahşiş verildi. Olayın sosyal medyada duyulmasının ardındansa büyük bir tartışma patlak verdi. Bir grup; evsizlerin bu şekilde çalıştırılmasının onur kırıcı olduğunu savunurken, diğer grupsa çalışmanın dilenmekten çok daha iyi olduğunu ve insanların bu sayede normalde görmezden geldikleri evsizlerle iletişim kurarak önyargılarından kurtulduklarını savundu. İhtiyaçlar hiyerarşisinde birkaç kuruş para kazanıp karın doyurmak her şeyden önce gelse de, ben, 'Homeless Hotspots' (Evsiz Bağlantı Noktaları) adlı projeye karşı çıkanlardanım. Çünkü projenin evsizleri sömürdüğünü düşünüyorum. Neden mi? - Amacın evsizlere yardım etmek olduğu söyleniyor. Ancak yardım, çalışanların durumunu bu kadar gözümüzün içine sokmadan da yapılabilirdi. Ayrıca proje, evsizlerin durumunda hiçbir kalıcı düzelme sağlamıyor. - Festival boyunca ayakta durup bağlantı sağlamakla yükümlü kılınan evsizlerin, Roma dönemindeki davetlerde 'soyluları' yelpazeleyen veya onların diğer ihtiyaçlarını gideren kölelerden maalesef pek bir farkı yok. - Firma, evsizleri her işi yapmaya hazır birer 'makine' veya 'eşya' olarak görüyor. 'Bağlantı noktaları'na giydirdikleri tişörtlerde, "Ben (isim), size internet bağlantısı sunuyorum," cümlesi yerine, "Ben (isim), internet bağlantı noktasıyım," cümlesinin yer alması bile bunu gösteriyor. - Bahşişler göz önüne alınmadığında asgari ücretin altında çalıştırılan evsizlerin, vücutlarında taşıdıkları cihazlar nedeniyle sağlık problemleri yaşamaları muhtemel. - Önce hamburger kostümlü reklam karakterleri, ardından her yerde karşımıza çıkan reklam amaçlı maskotlar ve son olarak da canlı internet bağlantı noktaları... Tanıtım açgözlülüğünün bu kadar ileri gitmesi sizi de rahatsız etmiyor mu?
Sağladıkları hizmet karşılığında, evsizlere günlük 20 dolar ödendi.
ANILARLA SÜSLÜ BİR KILIF
iPhone kullanıcılarının favori fotoğraf filtreleme ve paylaşım uygulaması Instagram, yakında Android işletim sistemli telefonlarda da kullanılmaya başlanacak. Yani mevcut 27 milyon kullanıcı sayısının iki katına çıkması muhtemel. Bu nedenle Instagram'da paylaştığınız fotoğrafları nasıl değerlendirebileceğinize dair ilginç yöntemlerden bahsedeceğim. İlki,
Stickygram adını taşıyor. Aynı adlı siteye girerek sevdiğiniz 9 fotoğrafı yüklüyorsunuz ve 15 dolar karşılığında, şirket size fotoğraflarınızı buzdolabı magneti haline dönüştürerek yolluyor.
Casetagram ise, sitesine yüklediğiniz fotoğraflarla 35 dolar ödeyerek kendinize özel bir iPhone kılıfı tasarlamanızı sağlıyor. Fotoğraflarını telefona hapsolmaktan kurtarmak isteyenlere tavsiye edilir. www.casetagram.com www.stickygram.com
TAVAM OLMADAN ASLA!
Hijyen konusunda aşırı hassas oldukları için, karnını dışarıda doyurmaktan hoşlanmayanlar vardır. Onlar için seyahate çıkıp, elceğizleriyle pişirdikleri yemeklerden uzak kalmak büyük bir eziyettir. Endonezyalı tasarımcı
Merwyn Wijaya'nın geliştirdiği portatif mutfak seti, bu sorunu ortadan kaldırmaya aday. Minik bir laptop çantası boyutundaki setin içinde tamtakım bir mutfak seti yer alıyor: Tek gözlü bir ocak, tava, kesme tahtası, spatula ve birkaç bıçak. Pek, nasıl oluyor da bu kadar malzeme incecik bir çantaya sığıyor? İşin sırrı, 'şekil hafızalı alaşım' teknolojisi. Bu teknolojiyle üretilen tava, oda sıcaklığında kolaylıkla şekillendirilerek düz bir tabaka haline getirilebiliyor. Ocağın üzerine konup ısıtılmaya başlandığında ise normal bir tava şeklini alıyor. Set; sadece hijyen tutkunları için değil, elektriğin bulunduğu ancak ocağın bulunmadığı yerlerde (örneğin yurt odaları ve kamp alanları) kendi yemeğini pişirmek isteyen herkes için ideal. www.mervv.com
SAATİN BİLE AKILLISI MAKBUL
Akıllı ürün pazarı yalnızca telefonlarla sınırlı değil. Sosyal medyaya uyumlu televizyonlar, barkod okuyarak içindeki yiyeceklerin son kullanma tarihini kontrol eden buzdolapları ve koştuğunuz mesafeyi kaydeden ayakkabılar halihazırda piyasada. Bu segmentin en dikkat çekici ürünlerinden biri de akıllı saatler. Henüz yeterince yaygınlaşmamalarının nedeni, kullanışlı uygulamalara sahip olmalarına rağmen görünüş açısından pek de çekici olmamaları. Ancak İtalyan
I'm Watch markasının saatleri, bu dezavantajı da ortadan kaldırıyor. Android tabanlı uygulamalara sahip olan saatle, Bluetooth aracılığıyla telefonunuza bağlayarak sosyal ağları ve maillerinizi kontrol etmeniz, mesaj atmanız ve arama yapmanız mümkün. www.imwatch.it
SAATİN BİLE AKILLISI MAKBUL
Akıllı ürün pazarı yalnızca telefonlarla sınırlı değil. Sosyal medyaya uyumlu televizyonlar, barkod okuyarak içindeki yiyeceklerin son kullanma tarihini kontrol eden buzdolapları ve koştuğunuz mesafeyi kaydeden ayakkabılar halihazırda piyasada. Bu segmentin en dikkat çekici ürünlerinden biri de akıllı saatler. Henüz yeterince yaygınlaşmamalarının nedeni, kullanışlı uygulamalara sahip olmalarına rağmen görünüş açısından pek de çekici olmamaları. Ancak İtalyan
I'm Watch markasının saatleri, bu dezavantajı da ortadan kaldırıyor. Android tabanlı uygulamalara sahip olan saatle, Bluetooth aracılığıyla telefonunuza bağlayarak sosyal ağları ve maillerinizi kontrol etmeniz, mesaj atmanız ve arama yapmanız mümkün. www.imwatch.it