Müzayedeleri çoğu zaman futbol maçlarına benzetiyorum. Top yuvarlak, müzayedeler de öyle... Tam olarak kimin neden kazandığı hiç belli olmuyor. Agresif oynayan mı? Isıran mı? Savaşan mı? Örneğin Antik A.Ş'nin müzayedesini değerlendirecek olursam, sonuçlar sürpriz benim için. O yüzden bu yazının konusu, satılanlar değil, bilakis gözden kaçanlar... Onların başını Adnan Çoker'in
1975 tarihli resmi çekiyor. Çoker'in resmi, 125 binden TL'den açıldı. Artıran olmadı. Oysa bu resim, bir Çoker koleksiyoneri için Çoker'in bugünkü soyutuna ilişkin başlangıçsal izler taşıdığı için önemli olmalı. 1989-1990 arası Çoker'lere ulaşmak kolay, ama 1975 tarihli, hatta daha eskileri bulmak öyle kolay değil. Üstelik bu resim, 1970'leri kapamadan edindiği rasyonalitesi, az soyut becerisini incelemek için de bulunmaz fırsat. Ne var ki alıcılar döneme, Çoker'in soyutundaki rasyonalitenin derecesine bakmıyor. Alıcının, aynı müzayededen, Cihat Burak'ın
Kapalıçarşı Çukurmuhallebicisi'ni neden almadığını da anlayamıyoruz. Bildiğimiz tek şey, bu muhallebici resminin kaçırılmayacak bir eser olduğu. Burak'ın o katmerli, orijinal ruhunun her bir detayını bu resimde görmek mümkün... Keza Orhan Peker'in kedisi
Minnoş da müzayedede satılmayanların arasında. Peker'in resmi, kadife üzerine pastel bir resim; malzemesiyle de farklı. Peker'in bilinen işleri arasında hemen sıyrılacak avangardlığa sahip. Ama nafile! Gözden kaçırılanlar listesi, dediğim gibi sürprizlerle dolu. Onlardan biri de, Taner Ceylan'ın resmi. Ceylan'ın tuvali her şeyiyle farklı. Kapalı bir mekanda genç bir erkek çifti gösteriyor. Mekanın duvarlarından birinde yer alan soyut resimden çiftin dövmelerine kadar her şeyiyle incelikli bir resim. Ceylan'ın henüz Osman Hamdi Bey'liğe soyunmadığı dönemine ait. 1990 tarihli. En güçlü tarafı, duvardaki o soyut. Yıllar sonra bir başka duvara konduracağı Türkan Şoray'dan çok önce, demek bir duvara da soyut kondurmuş. Bu resim sırf bu yüzden bile alınırmış!
O İŞİ ALANA BRAVO!
Tek santırforlar var elbette, onları anmak gerek... Seyhun Topuz heykeli, 65 binden 110 bine çıkarak, güzel bir sürpriz yaptı. Lakin Kuzgun Acar'ın ahşap heykellerinin 18 binde kalması da muammalardan biri. Ömer Uluç'un satılan, 2003 tarihli
Mavi Köpekli kağıt işindeki o iki sarmala gelince... Her zaman öyle sarılmazlar sanatçı tarafından. O kağıt işi alana da bravo! Neşe Erdok'un kağıt üzerine karışık tekniklerini de... Bunların pek çok tuvalinden daha güncel olduklarını iddia etmeme izin verin. Ahmet Oran'ın da 2011 tarihli resimlerinin adeta boyaları bile kurumadan ikinci ele düşmeleri, Murat Pulat gibi genç sanatçıların 40 bin gibi büyük fiyatlara yükselmeleri, müzayedelerin piyasa yaratma peşinde olan yapılar olduğunun göstergeleri, diyerek bitireyim.