16 AĞUSTOS PERŞEMBE
SÜPER ARAŞTIRMA: İKRAMLIK ÇİKOLATA İSİMLERİ KAÇA AYRILIR?
Twitter'da 'başka' bir gündem takibinin en güvenilir adresi 'gündeminizi', pek güzel araştırmış: "Bayram münasebetiyle hazırladığım ikramlık çikolata isimleri araştırmamı tamamladım. İsimler yedi başlıkta toplanıyor. Başlıyorum... ++" "Asalet çağrışımlı çikolata isimleri: Octavia, Ece, Matmazel, Seraser. Sınıf kaygılı ve sosyal içerikliler: Premium, Classy, Işıltı, Davet." "Romantik çikolata isimleri: Lover, Moon, Nice, Buse. Müzikli çikolata isimleri: Konçerto, Milango." "Mücevherli çikolata isimleri: Diamond, Zümrüt, Sedef. Doğa ve hayat vurgusu yapanlar: Vital, Flora. Ve manasızlar: Tual, Buklet, Glory." "Minik araştırmamda üç firmaya baktım. Ne işe yaradı, hiçbir fikrim yok. Ama bu çikolatanın adı Buklet olsun diyeni de merak etmiyor değilim." Ekmek ve unlu mamuller fırınına, çağrışıma inat soyadından vazgeçmeyip 'Tüylüoğlu' adını veren aileden olabilir mi?
17 AĞUSTOS CUMA
YUMURTANIN ETTİĞİNE BAKIN SİZ!
Yumurta sarısının atardamarlar için sigara dumanıyla aynı zararlı etkiye sahip olduğu anlaşılmış. Yok artık! Bunu ancak şu aşağıdaki kadar ciddiye alabilirim: Ahmed Cavid'in
Tercüme-i Kenzü'l-İştihâ adında 15. yüzyıldan bir mutfak sözlüğü vardır (Hazırlayanlar Seyit Ali Kahraman ve Priscilla Mary Işın, Kitap Yayınları). Orada 'kivâze' kelimesinin karşısında şöyle yazar: "Yarı pişmiş yumurtadır ki rafadan derler. İyi bir gıdadır. Bugün çıkan (günlük) yumurtadan beş tanesini hazırladıktan sonra tavaya su konacak, sonra fıkır fıkır kaynar iken beş yumurtanın beyazlarının yarısı ki koyudur, çıkarıp ince beyaz ile sarısını bozmayarak fokurdayan suya konacak, üzeri örümcek ağı gibi perde bağladığında indirip suyunu süzüp layıkıyla tuz, biber, tarçın ve havlıcan ekip kış mevsiminde kırk gün yenecektir. Usulüne uyulur ise ve mukadder ise genellikle erkek çocuğun gelmesine delildir. Tanrı bilir, kendimde denedim, gayet etkili buldum." Başka bir tür mizah niyetine de okunabilecek müstesna bir sözlük bu. Sırf mutfağa değil, dile, edebiyata meraklı olan da hoşlanır. Haftaya kaldığımız yerden devam edelim.
19 AĞUSTOS PAZAR
BAYRAM BONUS
'AH NEREDE O ESKİ BAYRAMLAR' DİYENLERE KAPAK: SON DAKİKA KAZIĞINA VAR MISINIZ?
'Alay-ı iyd' de denirmiş, bayram alayı çok acayip bir şey. Fatih döneminden halifeliğin kaldırılışına kadar (Neredeyse 500 yıla yakın), her yıl ramazan ve kurban bayramlarında tekrar edilen, saraya özgü dini ve resmi büyük tören demek bayram alayı. Osmanlı sarayının, programı ve süresiyle en kapsamlı töreniymiş bayram alayı. Dört aşaması varmış: 1. Arife günü yapılan arife divanı 2. Muayede-i hümayun, muayede resm-i hümayunu denen padişahla bayramlaşma 3. Bayram namazı için saraydan camiye gidiş ve dönüş demek olan asıl bayram alayı 4. Padişahın saray hareminde, sadrazamın Paşakapısı'nda yaptıkları bayramlaşmalar Of of of, ne deli teferruat...
Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi'nde Necdet Sakaoğlu'nun yazdığı Bayram Alayı maddesini, okumaya bile takati yetmiyor insanın. En matrak bilgilerden biri, 1740'daki mini kriz. Takvim iyi yapılamadığı için arada kafaların karıştığı olurmuş böyle. Mesela 1740'da ocak ayına rastlayan ramazan, bir gün geç başlatılmış. Arife günü bayram olduğu son anda fark edilmiş! Hemen Tersane'den ve Tophane'den toplar atılarak bayram ilan edilmiş. Bayram alayı 'ivedilikle' düzenlenmiş, bayram namazı kılınmış, fakat hutbesinin okunmasına zaman kalmadan öğle ezanı okunduğu için, padişah ve erkanı öğle namazını kılıp camiden çıkmışlar. Muayedeler ancak öğleden sonra yapılabilmiş. Ki yılların standart programına göre bu, aman Allah, olacak iş değil! Ah ah nerede o eski bayramlar, diye içlenenlere: Bugün hiç değilse hangi gün bayram, aylar öncesinden biliyoruz. Halbuki adamlar bayramı, o günün sabahı ilan ediyor. Bugün olduğunu düşünsenize: Hazırlıksız yakalanacak, bir gün eksik tatil yapacaksınız! Herkese iyi bayramlar...
BAYRAMDA BUNLARI YAPMAYIN
1. İlgibildiriminde pintilik etmeyin. Vardır size düşkün ama pek de haz etmediğiniz bir büyük hala. Kulakları işitmediği için konuşma eziyete dönen bir büyük büyük teyze. Laf çakmaya bahane arayan bir işgüzar kayınvalide. Sidik yarışında bir dahaki olimpiyatlara aday bir elti. 10 dakikadan ölmezsiniz. Boşa kürek o 'Enerjinizi emen insanları hayatınızdan çıkarın' tavsiyeleri. İşyerindekileri çıkarabiliyor musunuz? Sosyal şebekeyi dağıtmayı gözünüz yiyor mu? E neden budanan hep aile ağacı oluyor? Bayramdan bayrama biraz geleneksel takılın. Sevinsinler.
2. Kapıya gelen davulcuyu azarlamayın. Tamam, emrivaki yapıyor. Ama kapınıza gelmiş biri var neticede karşınızda; terslemeyin.
3. Ramazan Bayramı mı, Şeker Bayramı mı, tartışmasına girmeyin. 2008'de böyle bir kamplaşma olmuş, bayramdan isyan çıkmıştı! 'Ramazan' ısrarı yüzünden 'Şeker'ciler kudurmuş, daha eylül ayından 29 Ekim kutlamalarını başlatma şeklinde ayaklanmışlardı. Bir yere varamazsınız, ikisi de bizim.
4. Tatile gidemediyseniz huysuzlanmayın. Bayramda her yer üst üste; zaten gittiğiniz tatilden bir şey anlamayacak, kalabalıktan zehirlenip, helak olup dönecektiniz. Hem en güzel tatil eylülde yapılandır.
5. Bayram ziyaretinde lokma saymayın. Ha bir çikolata eksik, ha bir lokum fazla. Heveslenip tatlılar yapmışlar, özenip şekerler ikram etmişler, geri çevirmeyin. Rejim günü, bugün değil. Hem hepsini reddetseniz de, ibre milim oynamayacak. Tadını çıkarın.