Binlerce
yıldır hastalıkların tedavisinde müziğin gücünden de yararlanıldığı bilinir. Türkiye'de de geçmişten gelen bu öğretiyi modern tıpla buluşturmayı amaçlayan bir grup var. Müzikolog, müzik terapisti Yard. Doç. Dr. Oruç Güvenç, grubu Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma (Tümata) ile birlikte önemli çalışmalar yapıyor. 1976'dan beri- Türk makam müziğinden yararlanarak müzik terapisi üzerine çalışan ve ABD'den Hindistan'a, Özbekistan'dan Mısır'a kadar birçok ülkede araştırmalar yapan Güvenç, şimdi de Sağlık Bakanlığı'nın desteğiyle yeni müzik terapistleri yetiştirecek. Oruç Güvenç'le bakanlığın müzik terapisine ilgisini, kızlarını müzikle nasıl yetiştirdiğini ve müziğin sağlığa olan faydalarını konuştuk.
Bakanlık alternatif tıpla ilgili
"Sağlık Bakanlığı bünyesinde Alternatif, Tamamlayıcı ve Geleneksel Tıp Genel Müdürlüğü kuruldu. Bu konuya giren tüm çalışmaların derlenmesi yönünde ciddi bir adım atıldı. Ben de orada Türk müzik terapisinin geçmişi ve modern tıp içindeki yerini anlattım. Bu çok beğenildi, komisyona beni de aldılar. Komisyonda müzik terapisi de kabul edildi. Sağlık Bakanlığı'nda bunlar değerlendirilecek. Türkiye'de müzik terapisi üstüne çalışan çok az insan olduğu ortaya çıktı. Müzik terapisti yetiştirmek gerekiyor. Bunun için de tıp fakülteleri ve konservatuvarlara yöneliyoruz. Konservatuvarda yetişenlere tıp, tıpta yetişenlere müzik eğitimi vermek veya iki tarafın da olacağı bir kurul oluşturma önerimizi bakanlığa sunduk. Sonucu bekliyoruz."
Ailem de bu kültürü yaşatırdı
"Kütahya'da doğdum büyüdüm. Anne tarafım Kırgız, babam Kazan Türklerinden. Onlar bu kültürü taşırdı. Biz küçükken rahmetli annem şarkı söyler, ağız kopuzu çalardı. Dayılarımsa akordeon çalardı. Gördüğüm bir rüyadan sonra keman çalmayı öğrenmek istedim ve çalmaya başladım. Ney üfledim. Tambur, ud, saz çaldım. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde koroya katıldım. Rebabla tanıştım. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri anabilim dalında müzik terapisi konusunda klinik psikoloji doktorası yaptım. İki kızım var, biri tasarımcı, diğeri fotoğrafçı. Onlar da müziği benimsedi ve konserlere katılıyorlar."
Kalp ritmini kullanıyoruz
"Vücudun yüzde 80'i sıvıdan oluşuyor. Sıvının sesi iletme imkanı, katıya göre yedi misli fazla. Müzik dinlerken vücutta titreşimler büyük etki yapıyor. İşitme sinirlerinin bir kısmı da beyinde duyguların kaynağı olan limbik sistemin içinden geçiyor. Bir ilacın kana karışması zaman alıyor. Müzik ise hemen etki ediyor. Örnekleri Viyana'da da görüldü. Komadaki hastalara bizim müziğimiz dinletildiğinde, bir kısmı komadan çıktı. Biz müzik terapisi uygularken 60-80 vuruş arasında olan kalp ritmini kullanmayı tercih ediyoruz. Yüzde 40 oranında stresi düşürüyor. Stres ağrıya neden olduğundan müziğin ağrıyı azaltmaktaki etkisini açıkladık. Gazi Üniversitesi'nde spastik, hiper aktif ve mental geriliği olan çocuklarla çalıştık ve öğrenmeyle iletişimin arttığını gözlemledik."
Müzik, stresi yok edip, ağrıları gideriyor
"Müzik, duygu seviyesinde önemli değişiklikler yapıyor. Örneğin spazmların giderilmesinde etkili. Fakat bunun üzerinde henüz yeteri kadar çalışma yapılmadı. Bizim çalışmalarımızda bunlar ölçülebilir oldu. Kalp kaslarında, kalp ritminde güçlenme sağlandığı tespit edildi. Doktor Mehmet Öz de bizim CD'leri kullanıyor. Kanserli hastalarda da etkisi var. Yedi sekiz aydır Ankara Numune Hastanesi'nde kanser bölümünde çalışıyoruz. Hastalar kemoterapi alırken müzik terapisi yapıyoruz. Bunun sonuçları yakında ortaya çıkacak, fakat şu ana kadar çok olumlu tepkiler aldık."
Rast makamı neşe, Buselik kuvvet verir
Oruç Güvenç ve grubu Tümata, makamların hangi hastalığa iyi geldiğini belirlerken, Türk bilgini Farabi'nin sınıflandırmasından yararlanıyor. İşte o makamlardan bazıları:
Rast makamı: Sefa, neşe ve huzur verir.
Buselik makamı: Kuvvet verir.
Hicaz makamı: Tevazu verir.
Zirgüle makamı: Uyku verir.
Uşşak makamı: Gülmenizi sağlar.
Hüseyni makamı: Rahatlatır.