Prenses Diana'nın hayatını konu alan eylül ayı başında vizyona girecek olan
Diana'nın fragmanını izliyorum bir süredir durmadan.
Yakın bir arkadaşımın ya da birinci derece akrabamın hayatı film olsa, detayları ancak bu kadar iyi bilebilirdim. Filmin yönetmeni Oliver Hirschbiegel'ın Diana'yı canlandırması için seçtiği Naomi Watts'lı fragmanında gösterilen sahneler, kostüm, makyaj uygulama gibi detayları gösteren tüm fotoğrafların orjinalleri yıllar öncesinden beynime kazınmış.
Diana, evlendiği günden itibaren pek çok insanın hayatının bir parçası olmuş.
UNUTULMAZ BİR DÜĞÜN
Bunun nedeni belki de, Diana'yı tüm dünyayı aynı anda tek bir noktaya kilitleyen nadir olaylardan birinde tanımış olmam. Gencecik Lady Di, bir kraliyet düğünüyle bir prensle evlenmişti ve bu düğünü benimle birlikte dünya üzerinde 750 milyon kişi daha izlemişti.
Prenses olan bu genç kadının Elizabeth Emanuel'in tasarladığı dantel gelinliği ve 7,5 metrelik duvağı çocuk aklımla gördüğüm en ihtişamlı elbiseydi. Ya da İngiliz Kraliyet Ailesi'ne iki erkek evlat verdikten sonra çocuklarını gizlice McDonalds'a götürmesi yüzünden Diana benim için önemli olmuştu. Şimdiye kadar bildiğimiz hiçbir prensesi kendimize bu kadar yakın hissetmemiştik.
Çünkü, Diana gibi annem de aynı spor kıyafetlerle, beni küçük prenslerin yemek yediği yere götürüyordu.
Tüm bu fotoğraflar arasında bende en çok yer eden, Diana'nın bir bahçede gazetecilere poz verirken, arkasından gelen güneşle eteğinin transparan olması, bacaklarının görünmesiydi.
Prensesler de hata yapabiliyor, ete kemiğe bürünebiliyordu.
Bir taraftan dünyanın dört bir yanında yardım kuruluşları için yaptıklarıyla görüyorduk Diana'yı, bir yandan da zarafeti, moda tercihleri, gece elbiseleri ve tabii ki mücevherlerine takılıyordu gözümüz. Bir gün Versace markalı kırmızı elbisesiyle bir partiye yetişiyor, bir gün zarafetin sınırlarını zorlayan siyah kadife tuvaletiyle dünyanın zirvesinde dans ediyordu Diana.
Sonra, modern kadının yakalandığı hastalık Diana'yı da pençesine düşürdü.
Kocasıyla mutlu olmadığını açıkladı, boşanmak istediğini İngiliz Kraliyet Ailesi ile birlikte tüm dünyaya da açıkladı. Demek ki prensesler için bile 'Sonsuza kadar mutlu yaşadılar' sözü geçerli değildi. 1996 yılında Prens Charles'tan boşandığında, çiçeklendi. Artık, mağrur Diana gitmiş, hayatını yaşamak isteyen yeni bir kadın gelmişti.
Artık onu herkes daha çok merak ediyordu. Dünya jet-sosyetesinden kendisine erkek arkadaşlar şeçmesi, flörtleri basının bir numaralı malzemesi oluyordu.
HAYATI FİLM GİBİ YAŞADI
1997 yılında, Paris'te o dönem birlikte olduğu sevgilisi Dodi el Fayed ile arka koltukta oturduğu otomobil, paparazziler tarafından kovalanırken bir tünelde bariyerlere çarptı. İki sevgili, orada hayatlarını kaybetti. Sonrası acı, üzüntü, göz yaşı...
Bu hikayeden geriye, kısa da olsa çok az insana nasip olacak bir hayat, yardım kuruluşlarına bağışlanmak için açık arTIRma ile satılan kostümler ve mücevherler kaldı. Her ne kadar, İngiliz Kraliyet Ailesi, Diana'nın büyük oğlu Prens William ile ben bu yazıyı yazarken doğurması beklenen Kate Middleton'ın romantik aşk hikayesi ile, bu Diana anısını gömüyor olsa da, Prenses Diana derimizin altına işlemiş bir kere.
Şimdi, Prenses Diana'nın hayatının son iki yılını konu alan Diana ile her detayı tekrar yaşayacağız.
Prenseslik namına bir tek Kate Middleton'ı gören yeni nesil de, hayatını film gibi yaşayan gerçek bir prensesin, 'Halkın Prensesi Diana'nın hiPrensesi Dianakayesini öğrenecek.