- Gündüz seni atlatan o inanılmaz adamların (biz paraşüt dilinde hoca diyoruz) hikayelerini, hangi köprüden ya da binanın tepesinden gökyüzüne karıştıklarını dinlemek istersen,
Deniz Bar'a gidiyorsun. Televizyonda genellikle paraşütle atlama görüntüleri var; müziklerse 90'lar rock tadında.
- İstanbul'da bile zar zor bulduğun iyi kokteyl için
Çadır Cafe'yi önerdiler. Hakikaten leziz.
- Çimlerin arasında, piknik ortamını iyi servis ve güzel yemekle birleştiren
Cafe Carpouza var. Eğer atladıktan sonra bedendeki adrenalini toprağa karışarak atmak istersen. - Selçuk klasiği çöp şiş-ayran-salata. Bunun alası, ilk üçe girecek tipte takdir göreni de
Şişçi Yaşar.
- "Tandem'e gidiyoruz, peki nerede kalalım?" derdinize çareyi de Pamucak plajına giden yolda konumlanmış
Turcu karşılıyor. Salaş, 70'lerin Amerikan filmlerinde gördüğümüz otoban otellerini andırıyor ve şu üç önemli nedenle bizi mutlu ediyor. 1. Akşam yemeğinde gelen haydarideki yoğurdun, köftenin yanında közlenmiş soğanların, anneanne elinden çıkma patates kızartmasının unuttuğumuz, rüyalarda kokusu gelen tadı burada. 2. Odandaki pencereyi açtın mı, atlar çıkıyor karşına, dilersen binebiliyorsun. 3. Burası aynı zamanda kamp alanı. Dolayısıyla karavanıyla gelmiş pek çok yerli/yabancı gezginle aynı masaya oturma şansı elinde.
- Bu kadar eğlence, adrenalin, yemek yeter tarihi yerleri de ziyaret etmek gerek.
Efes Antik Kenti'nin üst kapısından geçilerek çıkılan
Meryem Ana Evi Hıristiyanlar için haç bölgesi. Meryem Ana'nın son yıllarını geçirdiğine ve burada ölüp, gömüldüğüne inanılan bu kilise mutlaka görülmeli.