Çok
değil, 20 yıl önce "Tek zararı, bağımlılık yaratması, ama yararları çok fazla," sözleriyle girdi hayatımıza... Zekayı çalıştırdığı, stresi azalttığı, yaratıcılığı, mantık yürütme yeteneğiyle konsantrasyonu artırdığı iddia edildi. Otobüste, vapurda, trende, sahilde, iş yerinde bile yapıldı. 1984'te Japonya'dan Batı'ya yayılan, Türkiye'ye de 1994'te giriş yapan 'sudoku', şimdilerde eskisi kadar ortada görülmüyor. Acaba sudoku da yüzyıllardır bilinen birtakım sihirli kareler gibi gizlendi mi? Evet, bazı sanat eserlerine ya da Osmanlı'da padişahların kullandığı objelere dikkatli bakarsak, sudokuya benzer sihirli rakamlar olduğu anlaşılıyor. Üç ayda bir yayımlanan Türkiye'deki tek sudoku dergisi Sudoku ve Ötesi'nin yayın yönetmeni Ferhat Çalapkulu da bu tür sihirli karelere aslında binlerce yıl öncesinde bile rastlandığını söylüyor: "Sihirli kareler ilk MÖ 650'de Çin'de görülüyor. Lo Shu Karesi, bir kaplumbağanın sırtında resmediliyor."
'Sihirli kareler'in tılsımlı ve şifalı olduğuna inanılırdı
Alman ressam Albrecht Dürer'in (1471-1528) Melankoli 1 adlı tablosundaki 'sihirli kareler', Dan Brown'ın Da Vinci'nin Şifresi adlı romanında da geçiyor. Dürer, dikkatli bakılınca fark edilen duvardaki 'sihirli kare'de, 1'den 16'ya rakamları kullanarak, sağdan sola, yukarıdan aşağıya hep 34 rakamına ulaşmış. Osmanlı'da da padişahlar içlik olarak, onları tehlikelerden koruduğuna inanılan ve sihirli karelerin olduğu tılsımlı gömlekler giyermiş. Ferhat Çalapkulu, bu rakamların birçok kültürde mistik ve gizemli bulunduğu için tılsım olarak kullanıldığını hatırlatıyor: "Kanuni'nin de savaşa giderken içlik olarak giydiği, tılsımlı gömleği var. Ebcet ve Arapça rakamlarla bu kareler fark ediliyor. Arapça rakamlarla 3x3 boyutunda sihirli kare içeren yüzüğün de tılsımlı ve şifalı olduğuna inanılıyor. Matematiğe ilgi duyan bir ressam olan Dürer, Melankoli 1 adlı eserine 'sihirli kare'yle gizem katmış. O dönemde Avrupa'da bu kareler çok popüler."