Adatepe, Türkiye'nin en güzel köylerinden. Çanakkale-Küçükkuyu yakınlarındaki köyün geçmişi 600 yıl öncesine uzanıyor. Rumlar'la Türkler'in yüzyıllar boyunca komşuluk yaptığı, Kazdağları'nın başlangıç noktasında bulunan köyün ahalisi zeytincilik ve bağcılıkla uğraşırmış. Yaklaşık 500 hanelik köy, 1923 Mübadelesi'yle birlikte yarı yarıya ıssızlaşıyor. Zamanla köyde kalan Türkler'in büyük bölümü göçüp gidince hikaye bitme noktasına geliyor. Bu vaziyet 1996'ya kadar devam ediyor. O yaz köye Erhan Şengel adında bir adam geliyor. Reklamcılıkla uğraşan Şengel, köyü görünce çarpılıyor ve hemen bir ev satın alıyor. Sonra da Mahmut Boynudelik ve Haluk Yurtkuran adındaki arkadaşlarını köye taşıyor. Zerrin İren Boynudelik ile Serdağ Yurtkuran da katılınca ekip tamamlanıyor. O andan itibaren bu beldenin kaderi değişmeye başlıyor. Bir süre sonra "Emekli olup buraya tamamen yerleştiğimizde vaktimizi nasıl geçiririz?" diye düşünmeye başlıyorlar. Sonunda eski bir zeytinyağı fabrikasını satın alıyor ve Türkiye'nin ilk zeytinyağı müzesini kuruyor, Adatepe markasıyla zeytin, zeytinyağı ve sabun üretimine başlıyorlar. 1999'da ise terk edilmiş vaziyette duran ilkokulu kiralayıp restore ediyorlar ve böylece Adatepe Taşmektep ortaya çıkıyor. Okulda, antik Yunan okullarında olduğu gibi bir sistem kuruluyor. Tarih, sanat, felsefe, matematik gibi alanlarda en iyi isimler okulda ders veriyor. Birkaç günlük, haftalık veya aylık seminerlere ek olarak çeşitli atölyeler açıyorlar. İlber Ortaylı, Murat Belge, Marianna Yerasimos, Mithat Sancar, Serhan Ada, Mete Tunçay, Kamil Fırat, Ömer Laçiner olmak üzere çok sayıda hoca ders veriyor. Köylülerin de katılmasıyla tatil ve eğitim bir arada sürdürülüyor. Bu sene yaz dönemi eğitim programı tamamlandı. Şimdi okul sonbahara hazırlanıyor. 18-21 Eylül arasında ekmek atölyesi ve kışa hazırlık çalışması yapılacak. Köyün kadınları katılımcılara ekmek, tarhana, peynir ve salça yapmayı, erişte kurutmayı öğretecek.
ERSİN KALKAN