Yerçekimi / Gravity *****
Meksikalı yönetmen Alfonso Cuaron'un son filmi
Son Umut'u çekmesinin üzerinden yedi yıl geçti. Yedi yıl böylesi yetenekli bir yönetmen için uzun bir süre... Ama Cuaron'un geçen bu sürede boş durmadığını,
Yerçekimi'ni izleyince anlıyorsunuz. Baştan söyleyelim,
Yerçekimi sinematografik bir meydan okuma. Tamamıyla uzayda geçen bir filmi çekmek her yönetmenin harcı değil. Bunun için Cuaron'a en iyi yönetmen Oscar'ını gönülden veresi geliyor insanın.
Yerçekimi, bir uyduyu tamir eden üç astronotun uzayda yaşadıkları kaza sonrasında hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Kaza sırasında biri hemen ölüyor ve Ryan Stone (Sandra Bullock) ile Matt Kowalski (George Clooney) yaşam mücadelesi vermeye çalışıyor... Ama bu mücadele o kadar da kolay olmuyor. Film, 15-20 dakika süren muhteşem bir plan-sekansla -antolojilere girecektir muhakkak- açılıyor. Soluksuz izliyorsunuz. Sonrasında uzayın tekinsizliği ama en önemlisi insan yaşamına uygun olmayan ortamı, Cuaron için önemli bir malzemeye dönüşüyor. Yönetmen uzayın ıssızlığından görsel olarak büyüleyici bir atmosfer yaratırken, gerilimi de astronotların çok sınırlı yaşam alanlarında verdikleri mücadeleyle artırıyor. Senaryonun, Stone'u her adımda umutlandıran sonra da her aşamada yalnız bırakan bir hali var. Bu aslında Stone'un umut-umutsuzluk arasında gelgit yaşamasına sebep oluyor. Bu gelgit de filmin ritmini belirliyor. Ama bunların ötesinde Stone'un mücadelesi insanın dünyaya gelmek için verdiği mücadeleyle eşdeğer. Yani bir 'doğuş', filmi denilebilir
Yerçekimi için... Cuaron'un kadrajlarından ve kimi göndermelerden anlıyoruz ki, film adeta bir insanın doğumunu resmediyor. Uzay temalı filmlerde üst sıralarda yer alacak
Yerçekimi, elbet Kubrick klasiği
2001 Uzay Yolu Macerası gibi sofistike bir yapım değil. Onun için bu filmle kıyaslamak pek doğru gelmiyor. Ama şöyle bir şey söylenebilir, Kubrick insanın varoluş meselesine katmanlı bir açılım getiriyordu filminde,
Yerçekimi ise daha çok fiziksel varoluş sürecine odaklanıyor.
Yerçekimi, yılın en iyi filmlerinden biri. Ayrıca
Hugo ve
Avatar ile kıyaslanacak denli, üç boyutlu filmlere iyi bir örnek. Son söz, bu filmi görün demek boynumuzun borcu!