- Konserler için birçok ülkeye gidiyorsunuz. Kendinizi en çok nerede evinizde gibi hissediyorsunuz?
- Bulunduğum her yerde. Otellerde bile duvarlara yanımda götürdüğüm resimleri asar, yere şallar serer, ev havası veririm.
- Çocukluğunuzun da geçtiği Moda'daki evinizin sizin için duygusal bağları var mı hâlâ?
- Evet. Anne ve babamın çok sevdiği bu evimizde mümkün olduğu kadar çok kalıyoruz.
- İstanbul'da dolaşmaya vaktiniz oluyor mu? Yıllar içinde şehrin dokusunda nelerin değişmesi sizi etkiliyor?
- Evet, İstanbul'da olduğumuzda eşimle birlikte çok gezeriz. Eski, güzel iki-üç katlı evlerin, apartmanların yerine 20-30 katlı binaların yapılmasına üzülüyorum. Fransa'da ve İngiltere'de harp sonrasında yapılan benzer sosyal yapılar sonra dinamitle yıkılıp yerine dört beş katlı binalar inşa edildi. Yüksek binaların insanların ve ailelerin üzerinde yaptığı menfi sosyal etkileri iyi bilmek gerekir. Çok değerli bir mimarımız bir süre önce eşime 'Mimarlar olarak insanların sokakta yürürken yan taraflarında duvar olmasını istediklerini öğrendik' demişti. Şimdi ise bunun tersi yapılmaya devam ediliyor.
- Bu yıl da dostlarınızla Mavi Yolculuk yapabildiniz mi? En çok nerelerde denize girmeyi seviyorsunuz?
- Evet, her yaz olduğu gibi haziran ayında üç hafta denizdeydik. Fethiye'den guletle çıkıp Göcek ve çevresindeki koylarda kalıyoruz. Ben zaten fırsat buldukça yaz-kış yüzüyorum.
SAĞLIĞIM İZİN VERDİKÇE ÇALMAYA DEVAM EDERİM
- 100. albümünüz için özellikle mi Hindemith'in eserlerini tercih ettiniz?
- Bu tamamen tesadüfen oldu. Cumhuriyet'in müzik reform hareketine büyük katkısı olan Hindemith'in eserlerinin benim de yıllar boyu yaptığım kayıtların 100.'sü olması ayrıca anlamlı.
- Bu albümde size Yale Senfoni Orkestrası eşlik ediyor. Bu bağlantının nedeni de Hindemith'in, Yale Üniversitesi'nde profesör olarak hizmet vermesi mi?
- Bir nedeni bu, diğeri de ABD'ye gelmeden önce Türkiye'de yaptığı çalışmalar. Bu projeyi Yale mezunu eşim Sefik Büyükyüksel organize etti. 2009 sonbaharında okul öğrencilerinden oluşan Yale Senfoni Orkestrası, Türkiye'deki Yale Üniversitesi mezunları tarafından Türkiye'ye konser vermek üzere davet edildi. Eşimin Yale Senfoni Orkestrası'na beni solist olarak önermesiyle başlayan müzik yolculuğunun Hindemith'in tüm piyano ve orkestra eserlerini kayıt etme projesine kadar uzanacağını ilk başta kendisi de tahmin etmemişti.
- Liszt, Brahms, Chopin, Beethoven, Rahmaninov'un külliyatlarından oluşan albümlerinizden sonra Hindemith sizde nasıl duygular bıraktı?
- 1960'lı yıllardan beri 20. yüzyıl bestecilerinin eserlerini konserlerde çalıp kaydettim. Bunlar arasında Boulez, Boucourechliev, Bartok, Prokofiev, Stravinsky, Mimaroglu, Fırat, Saygun, Ligeti, Schönberg gibi pek çok besteci var. Piyano eserlerinin takdir ettiğim (özellikle solo piyano için Ludus Tonalis) Hindemith'in konçertolarını ise ilk kez çalışıp kaydettim.
Bu çok keyifli bir çalışma oldu ve Hindemith'i daha iyi anlamamı sağladı.
- Beş uzun konçertonun kayıtları da çok uzun zaman almış olmalı...
- 2012'nin şubat ayında Woolsey Hall'da verdiğim konserden sonra üç günde iki konçertoyu kaydettik.
Sonra aralık ayında iki konçerto daha kaydettik. 2013'ün ocak ayının sonunda son kalan beşinci konçertoyu kaydettim.
Hepsi sekiz günde kaydedildi.
- 1930'lu yıllarda Ankara'ya da gelerek konservatuvarın kuruluşuna destek veren Hindemith, Türkiye'de klasik müzik camiamızda yeterince tanınıyor mu?
- Tanınıyor, fakat yeterince hatırlanmıyor. Örneğin ölümünün 50. yılı olan 2013'te Türkiye'de Hindemith için önemli bir çalışma olmadı. Hindemith ve Cumhuriyet'in müzik reformları konusunda bir sempozyum düzenlenmesini çok istedik. Ankara'da dostlarımız Şefik Kahramankaptan ve Mehmet Başman'ın şahsi gayretleriyle Cenap And Vakfı , Hindemith'in 1935, 1936 ve 1937'de hazırladığı raporların tamamını ilk kez değerli müzikoloğumuz Elif Damla Yavuz'un çevirisiyle yayımladı.
İLERİDE KENDİ ESERLERİMİ DE ÇALACAĞIM
- Ortaya çıkarmadığınız eserlerinizi bir gün dinleyebilecek miyiz?
- Belki ileride.
- Konser temponuzu azaltmayı düşündüğünüz zamanlar oluyor mu?
- Hayır. Sağlığım müsaade ettiği sürece çalışmaya devam edeceğim.
- Bir röportajınızda 'Edebi kitapları lezzetini alabilmek için iki kez okurum' diyorsunuz. Son yıllarda sizi böylesine etkileyen romanlar hangileri oldu?
- Paul Morand'ın Venises, Sandor Marai'nın Liberation, Joseph Anton'un Salman Rushdie Biyography, A. Hamdi Tanpınar'ın Yahya Kemal ve Stefan Zweig'ın Brennendes Geheimnis adlı kitapları...