Yeme-içme alışkanlıkları dünyanın her yerinde farklılık gösteriyor. Yemek saatinden kullanılan ürünlere, tuz miktarından baharatlara birçok detay söz konusu. Öyle ki yemek markaları, ürün geliştirirken o ülkenin yeme-içme alışkanlıkları konusunda hummalı araştırmalar yapıyor. Knorr, dünyanın en büyük gıda markalarından. 1838'de Carl Heinrich Knorr tarafından, Almanya Heilbronn'da kurulan marka yılda 4 milyar avroluk ürün satıyor; sürdürülebilirliğe önem veriyor ve dünyada 300 şefle ve 5 binin üzerinde çiftlikle çalışıyor. 175. yıl şerefine Heil-bronn'da bir davet gerçekleştirdiler. VIP konuklar, şefler, üst düzey yöneticileri bu davetteydi. Tüm dünyadan gazetecilerle hem Knorr'un genel merkezini hem de markanın çalıştığı 5 bin çiftlikten birini gezme fırsatı bulduk. Üç nesildir bir aile tarafından işletilen maydanoz çiftliğini, ardından da kurutma tesislerini gezdik. Markanın ne denli güçlü olduğunu anlamak için CEO Paul Palman'ın "Saniyede 500 bulyon satıyoruz" sözü yeterli oldu.
HAZIR ÇORBA BİLE KARIŞTIRMIYORLAR
Aynı günün akşamındaysa Knorr malzemeleriyle pişirilen yemekler yemek üzere buluştuk. Markanın baş şefi Georg Schmücker ile aynı masada oturduk. Türkiye'ye defalarca geldiğini anlatan şef söze "Çok zengin bir mutfağınız var. Meze alışkanlığınız hoşuma gidiyor. Çorbalardan mercimek çorbasını ve yayla çorbasını çok seviyorum. Ama Türkiye'de benim için en özel tat baklava oldu. Çok tatlı görünüyor ama çok lezzetli" diyerek başladı. Şefe "Hazır gıdalar yemek yapma yeteneğini azaltıyor mu?" diye soruyorum, başlıyor anlatmaya: "Dünyada yemek yapma yeteneği zaten hızla düşüyor. Artık çok daha az insan evde yemek yapıyor. Elbette sizin gibi anneden kıza gelenek olarak geçen ülkeleri saymıyorum. ABD'de hazır çorbayı suya karıştırmak bile istemiyorlar. Onlar için bir ürünü mikrodalgaya koymak 'yemek yapmak'. Avrupalı hazır bir ürün bile yapsa, içine taze baharat koymayı, kendinden bir şeyler katmayı seviyor. Ama sağlıklı hazır gıdalar, yemek yapma alışkanlıklarının artmasına neden oluyor." Söz ülkeden ülkeye değişen yeme- içme alışkanlıklarına gelince de Türkiye'yi 'çorba ülkesi' olarak tanımlıyor. Özellikle Ramazan'da çorba satışlarının tavan yaptığını anlatıyor. En ilginç istatistiklerse tuz konusunda yaşanıyor. Schmücker'in verdiği bilgiye göre bazı ülkelerde 'Az tuz içerir' ibaresi yazan ürünler rağbet görmüyormuş. Finlandiya ve Türkiye'de ise daha yemeğin tadına bakmadan tuz kullananlar olduğunu söylüyor.