Pers dilinde 'Güzel Atlar Ülkesi' anlamına gelen Kapadokya, hem doğası hem de kayalara oyulan evleri ve kiliseleri ile tarihle bütünleşen bir bölge. Öyle ki tarihte Persler'den Romalılar'a kadar birçok medeniyete de ev sahipliği yaptı. Peri bacalarındaki insan yerleşimlerinin yazılı tarihi ise Hititler'e kadar uzanıyor. Binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüzde dahi gördüğümüz Kapadokya, İpek Yolu'nun önemli kavşaklarından da biriydi. Bu nedenle hem ticari hem sosyal hem de kültürel açıdan köprüler kuran bir merkez olageldi hep. Kapadokya 1985'de UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde de yerini aldı. UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne giren bölge, Göreme Milli Parkı, Derinkuyu ve Kaymaklı Yeraltı Şehirleri, Karain Güvercinlikleri, Karlık Kilisesi, Yeşilöz Theodoro Kilisesi ve Soğanlı Arkeolojik alanını kapsıyor.
DOĞANIN SANATI KAPADOKYA'DA
Kapadokya'yı yılda 3 milyona yakın yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor. Peri bacalarını görüp, bu güzellik karşısında büyülenenler, peri bacalarının kendi aralarında farklılaştığına da şaşırıyor. Şapkalılar, koniler, mantar biçimliler, sütunlar ve sivri kayalar diye adlandırılan farklı peri bacaları var çünkü. Kapadokya'da sizi hayrete düşüren sadece peri bacaları değil, bölgenin her bir köşesi başka bir sürpriz barındırıyor. Kayalara oyulmuş geleneksel Kapadokya evleri ve güvercinlikler bu sürprizlerden birkaçı. Bu yapılar, yörenin özgünlüğünü iyiden iyiye ortaya çıkıyor. Bugün sosyal, tarihsel, coğrafi ve kültürel açıdan dünyada az bulunan bir zenginliğe sahip olan Kapadokya kayalara oyulmuş yeraltı şehirleriyle de ilgi odağı. Binlerce yıl önce sık sık saldırıya uğrayan bir yerleşim olması nedeniyle oluşturulan bu yeraltı şehirleri, eski yerleşim yerlerinde bulunan evlere gizli geçitlerle bağlı. Bu labirentlerde çıkacağınız yolculukta bin yıllar öncesine bir zaman yolculuğu yaptığınızı hissedebilirsiniz. Aman kendinizi kaptırmayın!
BİRÇOK FARKLI GEZİ SEÇENEĞİ VAR
Ihlara Vadisi'ne, Nar Gölü Krateri'ne ve açık hava müzelerine düzenlenen çeşitli turlara katılarak da Kapadokya'nın büyüsünü yaşayabilirsiniz elbette. Bu doğa ve tarihi gezi aktiviteleri arasında hem yürüyüş hem at hem de bisiklet seçenekleri mevcut. Çeşitli gezi seçenekleriyle peri bacalarını ve vadileri gezme olanağınız var. Özellikle bölgedeki Avanos, Ürgüp, Göreme, Akvadi, Uçhisar ve Ortahisar kaleleri, El Nazar Kilisesi, Aynalı Kilise, Güvercinlik Vadisi, Derinkuyu, Kaymaklı, Özkonak Yeraltı Şehirleri, Ihlara Vadisi, Selime Köyü, Çavuşin, Güllüdere Vadisi, Paşabağ-Zelve de gidip görülesi yerler arasında. Ayrıca Hıristiyanlar, rahip Aziz Paul'un Kapadokya'dan geçtiğine inanıyor. Bu nedenle de Hıristiyanların hac merkezlerinden biri halini almış durumda. Kapadokya'nın şirin beldesi Göreme'nin en önemli yeri Göreme Açık Hava Müzesi. Müze kaya içine oyulmuş manastırlar, kiliseler, şapeller, yemekhaneler, mutfaklar ve yaşam alanlarından oluşuyor. Bu bölge Hıristiyanlık tarihinde önemli biri olan Kayseri Piskoposu Aziz Basil tarafından 4. yüzyılda bir dini eğitim ve düşünce merkezi olarak kurulmuş. Göreme'deki Tokalı Kilisesi, Elmalı Kilisesi, Barbara Kilisesi, Yılan Kilisesi, Karanlık Kilisesi ve bunun gibi birçok kilise hem yan yana hem de bölgede dağınık bir şekilde bulunuyor. Bunun yanı sıra Kapadokya'ya gidip dünyanın en güzel gün doğumunu görmeden dönerseniz Kapadokya'ya ayıp edersiniz. Hele de gün doğumunu balonla göğe yükselip izlemek gibi bir şansınız varken... Küçük bir not da aktaralım: Balon uçuşları için tur düzenleyen firmalara altı ay öncesinden rezervasyon yaptırmanız gerekebilir! Aman tedbiri elden bırakmayın!
TESTİ KEB ABI VE ÇÖMLE K FASÜLYESİ
Kızılırmak kenarındaki Avanos'ta halıcılık çok yaygın. Sadece halılar da değil! Avanos neredeyse her adımda çanak çömlek atölyeleriyle de dolu. Avanos ustalarının turistlere çanak çömlek yapımını öğrettikleri atölyelerin önlerinde seramik eşya, tabaklar, su testileri dizi dizi sergileniyor. Bu seramik geleneği de ta Hititler'den kalma. Evler nasıl ki kayaların oyulması sonucu yapılmışsa atölyeler de oyulmuş kayalar içinde farklı bir hava solumanıza neden oluyor. El sanatlarının önemli olduğu bu bölgede atölyelerdeki ustalar tarafından turistlerin karşısında yapılan kaselerle daha sonra Kapadokya'nın meşhur şarabı da ikram ediliyor. Şarap deyip geçmeyin, dile kolay 4 bin yıldan fazla zamandır bu bölgede şarapçılık ve üzüm yetiştiriciliğinin sürdüğü söyleniyor. Şarap ve üzüm geleneği sadece atölyelerde de karşımıza çıkmıyor. Gelenekselleşen çeşitli şarap ve üzüm şenlikleri de yapılıyor. Öyle ki hem yerli hem de yabancı turistler meşhur Kapadokya şarabının ününden dolayı da Kapadokya'nın yolunu tutar olmuş. Festivallere katılım da yoğun! Yeme-içme açısından baktığımızda mutfak kültürü de hayli güçlü. Kapadokya'nın en meşhur yemekleri arasında testi kebabı ve çömlek fasülyesi öne çıkıyor. Kapadokya'ya gidip de testi kebabı ya da çömlek fasülyesi yemezseniz çok şey kaybedersiniz!
Kapadokya'ya gidip de buralara gitmeden seyahatten dönmeyin. Gitmeniz gereken başlıca beş yer şunlar: ?
Kapadokya Mağaraları - Ürgüp
Paşabağ - Ürgüp
Göreme Milli Parkı - Göreme
Zemi Vadisi - Göreme
Güllüdere Vadisi - Göreme