GEÇMİŞTE BANA LAF EDENLER, BUGÜN AYNI İŞİ YAPIYOR
- Yeşil sahalardan medyaya transfer olduğunuz ilk yıllara dönsek... Eleştirilen değil de eleştiren konumuna geldiğinizde ilk tepkiler nasıldı?
- Herkes bana b.k attı. Hakemi, oyuncusu, teknik direktörü... Hepsi 'Ulan ayıp senin yaptığın' diye eleştirdi. Sonra hepsi yolumdan geldi.
- Kıskanıyorlar mı sizi?
- Bilmem onu, onlara sormak lazım. Ama geçmişte laf edenlerin, bugün aynı işi yaptıkları ortada.
- Şan, şöhret, para tamam. Eksik var mı?
- Çok şükür yok.
- Ünlü olmak, hele de sizin gibi sivri dilli olunca insanın hayatını zorlaştırmıyor mu?
- Zorlaştırmıyor. Hatta her fırsatta halkın arasına karışıyorum. Sık sık metroyu kullanıyorum. İnsanlar da gayet güzel karşılıyor. Diğer ünlüler gibi değilim.
- Niye 'diğer ünlüler' ne yapıyor?
- Bizde biraz isim yapan, biraz para yapan, ya uçuyor ya özel araca biniyor ya da taksi tutuyor. Halkın içinde gezmezler. Ama bak köşe yazılarına, halkı anlatırlar. Yazdıklarının yüzde 70'i yalan. İnsanların içinde yaşarsan halkın dertlerini bilirsin. Gazetelerde köşe yazarlarına bakıyorum, inanamıyorum. Adam uçakla gidiyor, bana köyü anlatıyor. 'Hangi köye gittin, hiç köylülerle çay, kahve içtin mi ki?' de yazıyorsun demezler mi adama!
- Siz çok mu zaman geçiriyorsunuz kırsalda? Sohbet eder misiniz köy kıraathanelerinde?
- Ederim tabii. Şöyle söyleyeyim, her tarafa girer çıkarım ben. Burnumu sokarım her yere. Öyle güzel şeyler alırsın ki onlardan...
- Hep güzel tepkiler mi alıyorsunuz? Hiç olumsuz tepki aldığınız olmuyor mu?
- Arada oluyor. Ama genelde yüzüme karşı söyleyemiyorlar. Fiziğimden ötürü olsa gerek, çekiniyorlar. İri kıyımım ya, o avantaj var.
- Korumanız da yok artık. Bir dönem tehdit alıyordunuz, korumayla geziyordunuz. Tehditler mi bitti, korkunuz mı gitti?
- Şu aşamada tehdit almıyorum. Tehdit eden şahıslar zaman zaman içeri girip çıktıkları için ben dışarıda rahat rahat geziyorum. Bu işin korumayla ilgisi yok zaten. Kafasına koymuşsa adam, çekip vurur seni. Koruma çok işe yaramaz. Polis 24 saat uzaktan kontrol ediyor zaten beni. Cebimde numara var. 'Alo' dediğim an, gelmeleri iki dakika sürmüyor. İnanılmaz sivil polis var.
HAYATTA KREM SÜRMEM!
- Evin her tarafında aynalar var. Kendinizi beğenir misiniz? Bakım için neler yaparsınız?
- Bol bol ayna yaptırıyorum eve. Bakımda aşırıya kaçmam. Makul yaşarım. Uykuyu severim. Bir gece eğlensem, ertesi gün düşerim. Sporcuyken de böyleydim. İki gece üst üste gezemem. Spor yapmayı seviyorum. Şu ara koşu bandında spor yapıyorum ama buradan söyleyeyim. Koşu bandı, eklemlerin en büyük düşmanı.
- Bir sataşmadığınız koşu bantları kalmıştı.
- Eklemlerin en büyük düşmanı onlar. İmkan olsa da dışarıda yürüsek, ormanda spor yapsak.
- Yapın, kim mani oluyor size?
- Orman için bir saat yol git, bir saat dön, üstüne bir de don. Sahile insen egzoz kokusu. Mecburen böyle kozmopolit bir şehirde kapalı spor salonuna gidiyoruz.
- Kendinize nasıl baktığınızı anlatıyordunuz?
- Hayatta krem falan sürmem. Herkes 'Manikür yaptırıyorsun' diyor ama onu da yaptırmıyorum. Saçma sapan şeyler yemem. Yazın yazlıkları, kışın kışlıkları yerim. Besleme şeyler asla yemem. Besleme tavuk ağzıma koymam. Köy tavuğu bulursam anasını ağlatırım.
- Daha önce 'Tavuk yemem' dediğinizde epey başınız ağrımıştı. Gene kızdırmayın tavukçuları.
- Kızsınlar! Ben doğruları söylüyorum. Tavukçular 10 milyon dolarlık dava açmaya kalktılar bana. 'Tavuk yemiyorum' deyince satışlar yüzde 50 düşmüş.
- Bu kadar etkili misiniz insanlar üzerinde? Bu ayrı bir sorumluluk yüklemiyor mu?
- Olaylar ortada. Sonrasında tavuk reklamında oynamam için dolaylı teklif geldi. Uğur Dündar aradı beni. Ben oynamadım, o oynadı. Oynamam! Besleme tavuk da balık da yemem. Benim evimde bugüne kadar aldığım ödüllerden sadece bir tanesi duruyor. O da Türk Kanser Derneği'nin bana mücadelemden dolayı verdiği ödül. Tek başıma kaldım ama konuştum. Haybeye konuşmuyorum tabii, profesörlerle konuşup bilgi alıyorum.
TÜRKİYE'DEKİ EN İYİ KADAYIFI BEN YAPARIM
- Bize kendinizle ilgili bilmediğimiz bir şey söyleseniz.
- İddia ediyorum Türkiye'deki en iyi ekmek kadayıfını ben yapıyorum. Beyoğlu'nda Merih diye bir restoran var. İçini de ben düzenledim. Bütün iç tasarımını değiştirdim. Ev yapmayı da severim. Bodrum'da yaptığım evler var.
- Konumuz yemekti...
- Evet. Annem Selanik kökenli. Herhalde ondan geçti. Alayım yanıma içkimi ve yemek yapayım, bayılırım. Girerim Merih'te de mutfağa, humustan makarnaya, kabak tatlısından böreğe kadar her şeyi yaparım. Aşçılara da öğretirim. Üç haftadır hamsi yapıyorum arkadaşlara, yemeye doyamadılar. Cumartesileri Merih'te toplanırız. Sırf arkadaşlar değil, müşteriler de yer yaptıklarımdan. Börek yaparsam üç-dört tepsi birden yaparım.
- Nedir yemek yapmaktaki sırrınız?
- Yemek yapmak seks yapmaya benzer. Duygu alıp veremezsen, bütünleşemezsen o yemek lezzetli olmaz.
SAAT MANYAĞIYIM
- Yıllardır çalışıyorsunuz. İyi para kazanmış olmalısınız.
- Hayatım boyunca hiç iş yapmasam da rahat rahat yaşarım. Ama eşek gibi çalıştım. Babam memur, annem ev hanımıydı. İnşaatlarda bile çalıştım. Parayı da gördüm, parasızlığı da. 70'li yıllarda da kimsede olmayan siyah Chevrolet marka bir arabam vardı.
- Lüks yaşamayı sever misiniz?
- Sevmem, sevene de illet olurum. Mantıklı para harcarım. Aslında sponsorlarım var ama batar, mutlaka bir şeyler alırım.
- En çok neye para harcarsınız?
- Saatlerime, yüzük ve takılarıma. Yeni evde özel bir çekmece yaptırıyorum. 100'ün üzerinde saatim, yüzüğüm ve aksesuvarım var. Saat manyağıyım. Yıllar önce 'Rolex takanlar, Mercedes kullananlar, ayılar' derdim. Ama ikisini de aldım. Rolex saatimi evde tutamıyorum. Çalınsa, 50-60 kağıt ediyor. O yüzden de takamıyorum. Ama çok güzel saatlerim var.
PASCAL NOUMA'NIN SONUNU GETİRDİM
- Freud'un yorumlarına göre futbolun cinsellik yönü var. Siz de futbolu anlatırken sık sık cinsellikle bağdaştırıyorsunuz.
- Esprisini yapıyorum. Türkiye'de tezahürat ederken, küfrederken de cinsellikle bağdaştırıp bağırıyorlar. Televizyonda espri yapacaksınız. Nouma'ya 'Tombala çekti' dedim. Çocuğun sonu oldu. Ne yapayım, elini şortunun içine soktuğu o hareketi başka nasıl anlatayım?
- Gol atamayan futbolcuyu anlatırken 'Her gün seks yaparsan çocuğun olmaz' diyorsunuz.
- Doğru, bunu nereden mi biliyorum? Ağabeyim kadın doğum uzmanı. Başından geçince öğreniyorsun. Hanım altı düşük yaptı. Artık kadının yumurtlama dönemini biliyorum. Ben televizyonda bunu anlatırken köydeki insan da dinliyor. Benden duyduğunda da kafasına giriyor. Kadının normal vücut ısısı 36.4 ise 36.8'e çıktığı gün bilin ki yumurtluyorsunuz. Bunu televizyondan öğrenmek kötü mü? Devamlı seks yaparsan olmaz o. Tıpkı devamlı hücum yaparsan gol olmayacağı gibi. Ama adam doğru zamanda bir kere pozisyona girer, hop gol atar. Bunu böyle anlatınca insanlar keyif alıyor.
- Futbolcuların da yatak odalarına karıştınız zaman zaman. Arda size dava açmıştı.
- Aslında o lafı Arda'ya söylemedim. Ama en tehlikelisi ağır bir antrenmandan veya maçtan sonra yapılan sekstir. Ağır maçtan sonra kesinlikle dinleneceksin. Alkol de almayacaksın. O akşam uyu, ertesi gün ne yaparsan yap. Aksi takdirde sakatlanırsın. Kendine iyi bakan oyuncu sakatlanmaz. Ayağı kırılabilir ama lifi, kasığı, beli falan atmaz. Atıyorsa kendine bakmıyordur. Ben teknik direktör olsam, ki çok başarılı olurdum, maç akşamı futbolcuları alır kampa götürürüm. Sabah kahvaltı ederiz, sonra Allah selamet versin, ne yaparlarsa yapsınlar. Mancini, futbolcuların özel hayatıyla hiç ilgilenmiyor galiba. Tam bir Avrupalı. 'Futbolcu kendine bakmalı' diyor. Bilic de galiba aynı kafada. Futbolcular patır patır sakatlanmaya başladı. Gençler sakatlanıyor. Olmaz arkadaş! Türkiye'de benim gibi ikinci bir adam yok. 18 yıllık futbol hayatım var. Dokuz sene de hakemlik. Müsaade etsinler de bu işleri bileyim.