SELİN DEMİRATAR
Bu
benim profesyonel anlamda ilk söyleşim. Söyleşimin başkahramanı da Ferhat Kazancı. O, moda tasarımcısı Özgür Masur'un şirket ortağı ve marka yöneticisiyken
Beden Bende Bir Bavul kitabıyla birden dikkatleri üzerine çekti. Kitabında kimliksiz bir anlatım diliyle her ruha hitap eden arkadaşım Ferhat'ın karşısına moda, aşk, ilişkiler üzerine konuşmak için geçtim. Umarım beğenirsiniz...
- Selin Demiratar: Moda sektöründen yazarlığa geçişinden bahseder misin?
-
Ferhat Kazancı: Yüzümdeki gülümsemeden de anladığın üzere herkes için sürpriz oldu. Hatta şu an sana ilk 'Kitabım çıkıyor' dediğimdeki şaşkın yüz ifaden belirdi gözümde. Uzun zamandır yazıyordum ve sessiz sakin yazdıklarımı sosyal ağlardaki profilimde paylaştım. Aslında çok beğenen ve gerçekten beni yazmaya teşvik eden fanlarım bile oluşmaya başlamıştı. Zamanla yazmak benim için daha keyifli hale gelmeye başladı ve sonunda kitabım ortaya çıktı.
-
S.D: Kitabı okuduğumda bana anlatım dili çok yalın ve farklı geldi. Biraz anlatım dilinden de bahseder misin?
-
F.K: Anlatım dili kimliksiz. İçinde sadece hayata dair yaşanmışlıklar, aşk ve tabii ki de tüketilenler, sonrasında ayrılık var. Kimliksiz diyorum, çünkü cinsiyetsiz bir anlatım dili var. Ağdalı duygulardan uzak ve insanı yormayan, dolayısıyla okurken herkesin kendinden bir şeyler bulabildiği bir kitap.
- S.D: Peki sana göre aşkın kimliği var mı? Kimler âşık olabilir, aşkın cinsiyeti olduğuna inanıyor musun?
-
F.K: Bana göre kendini hazır hisseden herkes âşık olabilir. Aşkın hiçbir şekilde bir cinsiyeti yoktur ama iş sevgi ise, işte bu konuda daha başarılı olduğuna inandığım cinsiyet var. Çünkü sevgi kavramı daha uzun süreci içerir ve tutkudan arınmış, hatta alışkanlıkla yoğrulmuş bir olgudur. Bu konuda dengeyi tutan da kadındır. O zaman bir soru da benden sana. Senin, tutkunun yüksek olduğu ömürsüz bir aşkı, zaman zaman heyecan için tercih ettiğin oldu mu?
-
S.D: Aşkı tutku ve heyecanla yaşayan biriyim. Tabii ki öyle biriyle karşılaşırsın ki geleceğe dair plan yapmadan, hesapsızca o ilişkinin içinde bulursun kendini. Ama şunu kesinlikle belirtmeliyim, aşk ve tutkuyla başlayan bir ilişkinin ömrünü uzatmak senin elindedir... Biraz da moda konuşalım. Bir moda tasarımcısının Türkiye'de önemli, fark edilir bir marka olabilmesi için nasıl bir stratejisi olması gerekir?
-
F.K: Kendi adına tek bir stratejisi olması gerekir... Üzerindeki tüm yükü ondan alan ve sadece tasarım yapmaya odaklanan bir sistemi oturtması gerekir, yani çok iyi bir ekibi olması şart. Ben Özgür Masur'dan tüm o yükü aldım... O sadece başarılı olduğu işe odaklandı. Konu, modellikken merak etmiyor musun acaba, seni nasıl buluyorum?
-
S.D: Seni dinliyorum, objektif yaklaşabilirsin.
- F.K: Türkiye'de hem fiziki özelliği hem de yüz güzelliği ile en güzel beş kadın oyuncudan birisin. İyi giyinen ve moda ikonu gözüyle bakılmaya başlanan bir kadın oldun.
Sevgi arttıkça bağlılığım da artar
- S.D: Bence ilişkilerden devam edelim. Aşkı tüketen ve sevgiyi öldüren nedenler nelerdir?
- F.K: Bana göre aşkı tüketen nedenlerin başında güvensizlik ve kıskançlık geliyor. Sevgiyi öldüren en önemli neden ise kesinlikle alışkanlığın getirmiş olduğu, insanı özenden uzaklaştıran, ilişkiyi sıcak tutmaktan yoksul kılan tembellik. Peki senin için aşkı geçtim ama sevgiyi öldüren ne olur?
- S.D: Senden çok farklı düşünmüyorum. Sevgiyi öldüren şey güvensizlik ve ilişkiye heyecan getireceğine inandığın her şeyden uzaklaşmak. Peki sen günümüzdeki ilişkileri tarif etsen?
- F.K: Tek bir cümle ile güvensizlikten beslenen ve olumsuzlukları olumlu şeylerden daha çok fark eden ilişkilerin esiri olduk.
- S.D: Daha çok sevildin mi, sevdin mi? Hangisi daha önemli senin için?
- F.K: Sevmek sevilmekten çok önemli benim için.Ya senin için hangisi önemli?
- S.D: Kesinlikle her ikisi de. Ben karşımdaki insanın bana olan sevgisini ve ilgisini hissettikçe daha çok bağlanan ve âşık olan birisiyim. Tabii ona karşı hislerim de aynı derecede yoğun olmalı ki bana yaşattıkları benim için bir şeyler ifade edebilsin.
- F.K: Hep merak ettiğim bir şey var, birinin sana sevgi için mi, güzelliğin için mi yaklaştığını nasıl anlıyorsun?
-S.D: Çok net bir gerçek var ki, her iki taraf için ilk etkileşim fiziki çekimden geçer. Bu kadın ve erkek olarak hepimizin yaptığı dış görünüm ile ilerlemek. Ama karşı taraf zamanla naifleşiyor ve kendini hoş gösterme çabasını bırakıp, zayıflıklarını göstermeye başlıyor. İşte o an kalbini gerçekten açtığı, en ince nokta.
Nasıl buluştular?
Selin Demiratar'ı biz dizilerden, sinema filmlerinden tanıyoruz. Şu sıralar atv'de yayınlanan
Huzur Sokağı'nda canlandırdığı Feyza karakteriyle ekranlarda fırtınalar estiriyor. Ama Demiratar'ın bu sayfaya konuk olmasının nedeni ne
Huzur Sokağı ne de oyunculuk serüveni. Bu kez söyleşi veren değil, yapan kişi olarak karşımıza çıkıyor. Söyleşi için de
Beden Bende Bir Bavul kitabının yazarı aynı zamanda kendi stil danışmanı Ferhat Kazancı'yı seçiyor. Arkadaşımız Burcu Aldinç,Demiratar ve Kazancı ile buluştu. Önce anlattılar. Dört yıl önce Yeşilçam Ödülleri töreninde tanışmışlar. Birlikte tiyatroya gitmekten, film izlemekten ve farklı yerler keşfetmekten hoşlanıyorlar. En büyük keyifleri de gece seansı sonrası Galata Muhallebicisi'nde çorba içip muhallebi yemekmiş. Bu sohbetten sonra Selin Demiratar sorulara geçti, kayıt cihazını açıp kenara çekildik.