Komplo ile bilgi arasında paradoksal bir ilişki vardır. Komplo teorileri, yeterli bilgiye ulaşılamayan durumlarda aklın, olayları kimi zaman kendi sınırlarını zorlama pahasına anlama, açıklama ihtiyacından beslenir. Ama öte yandan bilgi, haber, istihbarat, yani eldeki veriler arttıkça komplo teorilerinin gerçek olabileceğine dair inanç da kuvvetlenir.
Bugün Üç Boyutlu Portre'de zamanımızın sık kullanılan kavramlarından komplonun sınırlarını ölçmemize yarayan ilginç bir operasyonu anlatacağım. Bu operasyon, kimi zaman her şeye kadir olarak görülen gizli servislerin bir tür 'tanrı oyunu' ile siyasetin ve giderek tarihin kaderini ne ölçüde değiştirebildiğini gözler önüne seren türden bir operasyon. Ben bu tür operasyonlara, 20. yüzyılın en büyük romancılarından biri olan John Robert Fowles'un başlarda God Game (Tanrı Oyunu) ismini vermeyi düşündüğü The Magus (Büyücü) adlı eserinden yola çıkarak 'tanrı oyunu operasyonları' diyorum. Bu romandan intihal sayılabilecek esinlenmelerle yapılan David Fincher'in The Game filmi, büyük beğeni toplamış, Fowles da sonra yapımcıyı dava etmişti.
Bahse konu operasyon, bir konuda ABD lehine karar vermesi istenen bir hedef şahsa yapılıyor. Operasyonu yürüten de CIA, yani Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı. Önce hedef şahsın hayatı, teknik ve fiziki takiple kontrol altına alınıyor. Bu takip süreci sonunda hedef şahısla ilgili biyografik istihbarat bilgileri elde ediliyor. Nelere meraklı, kimlerle arkadaşlık ediyor, haftanın hangi günü nerelere gidiyor türünden bilgiler bunlar. Hedef şahıs, mesela haftada üç gün tenis oynayan, köpeğini gezdiren biriymiş. Ama en enteresan özelliği astrolojiye meraklı olmasıymış. Telefon görüşmelerinde yakın dostlarına sürekli gazetelerin burç köşelerinde kendi burcuyla ilgili neler yazdığını söylüyormuş.
BURÇ KÖŞESİ OPERASYONU
Bu bilgiyi edinen CIA görevlileri, öncelikle hedef şahsın her gün okuduğu burç köşesini hazırlayan kişiyi buluyorlar. "Bir ulusal güvenlik meselesiyle ilgili bize yardımcı olacaksınız. Burada kaç para alıyorsanız onu almaya devam edin. Biz size 200 bin dolar daha vereceğiz. Siz de burç köşesinde bizim istediklerimizi yazacaksınız" diyorlar. Burç köşesinin yazarı da bu teklifi kabul ediyor. Önce hedef şahsın burcunun olduğu kısma, "Çok yakında sevdiğiniz bir şeyi kaybedebilirsiniz" diye yazıyorlar. Ardından ajanlar, hedefin köpeğini çalıyor. Bir süre sonra "Kaybettiğiniz şeyi bulabilirsiniz" diye yazdırıyorlar. Sonrasında da köpeği getirip geri bırakıyorlar. Tabii hedefin telefonlarını dinlemeye de devam ediyorlar. Hedef, burç köşesinde yazan şeylerin doğru çıktığını yakın bir arkadaşlarıyla paylaşıyor. Böylece hedefin kurguya kandığını, 'tanrı oyunu'nun işe yarayacağını anlıyorlar. Bir süre sonra "Küçük bir kaza yapabilirsiniz" diye yazdırıyorlar ve ajanlar adamın arabasına arkadan çarpıyor. Bu tür oyunlar bir müddet sürdürüyorlar. Ustaca kurgulanmış bir senaryo ile adamın burç yazarına olan güvenini perçinliyorlar. En sonunda da burç köşesinde "İçinize sinmediği için onaylamadığınız bir konu var. O konuda içiniz rahat olsun. Onaylayabilirsiniz" gibisinden bir tavsiyede bulunuyorlar. Ve hedef şahıs, bu tavsiyeye uyarak ABD lehine verilmesi gereken kararı veriyor.
KOMPLOYA İNANMA, KOMPLOSUZ DA KALMA
Bu operasyon, dünyanın etkili gizli servislerinden yalnızca birinin, CIA'in operasyon senaryosu üretip tatbik etme mahareti hakkında bir ipucu veriyor. Bu konuda maharetli başka servisler de var. Mesela Rus gizli servisi, Soğuk Savaş yıllarında KGB döneminden beri bu türden çok operasyon kurguladı ve yürüttü. İsrail gizli servisi Mossad da (Mossad, İbranice'de enstitü demektir ve bir kısaltma değildir. Yanlış olduğu halde Türkiye'de ısrarla büyük harfle yazılıyor) benzer operasyonlar yürütebilen bir servis. Her üç servisin de hedef ve nüfuz alanındaki ülkelerden biri Türkiye. Bu yüzden böyle operasyonlar -şimdilerde olduğu gibi- Türkiye'yi çökertmeye değilse bile Türkiye'nin güçlenmesini önlemeye, mümkünse zayıflatmaya yönelik beşinci kol faaliyetlerinin bir parçası haline gelebiliyor. Böyle durumlarda da operasyonlar sistematikleşiyor.
Galiba o meşhur klişenin "Paranoyak olmanız takip edilmediğiniz manasına gelmez" sözünün komploya da uyarlanması gereken zamanlardayız. Komplo teorilerine fazla prim veren bir komplocu olmanız, size komplo kurulmadığı manasına gelmez.