Bakır
Kralı olarak tanınan iş adamı Cüneyt Ali Turgut'un babası ve Dost Saat'in kurucusu ünlü işadamı Mehmet Turgut, 26 Haziran Cuma günü İstanbul'da kayboldu. İş dünyasında oldukça sevilen, iyilik timsali yardımsever bir insan olarak tanınan Turgut, akşam saatlerinde Florya'daki evine geri dönmeyince paniğe kapılan ailesi, İstanbul Emniyeti'ne kayıp başvurusu yaptı. 65 yaşındaki Turgut'un cep telefonu kapalıydı. Soruşturmayı, Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı Kayıp Şahıslar Büro Amirliği yürütecekti.
KAÇIRMA PLANI 30 GÜNSÜRDÜ
Soruşturmanın başındaki başkomiserin kod adı ise 'Kurt'tu... Avcı başkomiser, o gün sivil KŞB (Kayıp Şahıslar Bürosu) dedektifleri ile uzun soluklu bir mesai sürecine başladı. Çözülmeyi bekleyen bir dosya, yanı başında duruyordu. Emniyetin çalışması başladıktan bir gün sonra Turgut'un oğlu Cüneyt Ali Turgut'un cep telefonu çaldı. Telefondaki meçhul ses, Turgut'u kaçırdıklarını söyledi. İstekleri fidyeydi. Miktarı ise 5 milyon euro... Parayı kendilerine ulaştırmaları halinde Turgut'u serbest bırakacaklarını ifade eden fidyeci, Cüneyt Ali Turgut'un "Babamın sesini duymak istiyorum" cevabı üzerine telefonu kapattı. Emniyetin karşısında, Turgut'un kaçırılma olayında profesyonel teknikler kullanan ve 30 gün plan yapan bir çete vardı. Çetenin karşısında ise profesyonel teknikleri bir bir deşifre edecek delil avcısı polisler... İşler, yalnızca bir tarafın umduğu doğrultuda yürüyecekti.
MİMARLIK ÖĞRENCİSİ ÇETE LİDERİ
Turgut'un kaçırıldığı basına yansıyınca, fidyeciler sessizliğe gömüldü. Devamı beklenen aramalar kesildi. Fidyeci çetenin üyeleri, olayın ateşinin düşmesini bekliyordu. Polisler ise Turgut'un öldürüldüğünü düşünmeye başlamıştı. Kovalamaca 24 gün sürdü. Profesyonel fidyecilerle profesyonel polisler arasındaki soluksuz mücadelede 17 kişi gözaltına alındı. Alıkonulduğu düşünülen Turgut ise adreslerdeki aramalara rağmen bulunamadı. Çünkü kaçırıldığı gün yaşamını yitirmiş, cesedi İstanbul'da gömülmüştü. Olayla ilgileri olmadığı anlaşılan altı kişi serbest bırakıldı. 11 zanlı adliyeye sevk edildi. İstanbul'da bir üniversitenin mimarlık bölümünde okuyan ve çetenin lideri olduğu ifade edilen Rizgın B. (24) ile birlikte sekiz çete üyesi tutuklandı. Soruşturmanın ilk günlerinde Turgut Ailesi'nin yakın çevresi, İstanbul Emniyeti'nce mercek altına alındı. Polisler, aileden şüpheli listesi hazırlamasını istedi. Ailenin çok fazla isme yer vermediği o listede isimleri olmayan iki sürpriz konuğun adı, kısa sürede soruşturma dosyasına yazıldı. Ailenin çevresini takibe alan dedektifler, kaçırılma olayında ailenin iki şoförü Fatih Ç. ve Serdar D.'nin işadamını kaçıran fidyecilerle işbirliği yaptıklarını tespit etti. Turgut, köstebekler ve fidyecilerin ortak planıyla kaçırılmıştı.
HOLLYWOOD TEKNİĞİ MASKELER
İki şoför de soğukkanlıydı. Turgut kaçırıldıktan sonra şüphe çekmemek için izne çıkmadılar, görevlerine devam ettiler. Turgut'u arama çalışmalarına katıldılar. Polis, biri 12 yıldır aileye hizmet eden iki şoförün, kaçırma olayında arkadaş oldukları fidyeci zanlılara bilgi sağladığını belirledi. Şoförler, evdeki gelişmeleri ve ailenin hareketlerini fidyeci arkadaşlarına bildirdi. İki şoför, son olarak suç ortaklarına "Polis işi geniş soruşturuyor. İşi bırakın" talimatını verince çete dağıldı. Fidyeciler soluğu; Ankara, Kırklareli, Sakarya ve Van'da aldı. Elebaşları ise memleketleri Van'a gitti. Zeytinburnu'nda kendi aracına bindirilerek kaçırılan Turgut'un cep telefonu, son sinyali Boğaziçi Köprüsü'nde verince köprüde arama yapıldı. Telefon bulundu. Çete üyelerinin Boğaziçi Köprüsü üzerinden araçla geçerken denize fırlattıkları telefon, demir parmaklıklara çarparak köprünün üzerine düşmüştü. Araçla kaçış güzergahları belirlenen fidyecilerin, Turgut'u alıkoymak için Pendik'te villa kiraladıkları ortaya çıktı. İstanbul'un iki yakasından çok sayıda kamera görüntüsü toplandı. Çete, planlı kaçırma organizasyonu için toplam 80 bin lira harcayarak sahte plakalar yaptırdı, iki araç ve Pendik'te villa kiraladı. Zeytinburnu'ndan kendi aracı ile kaçırdıkları Turgut'un arabasını üzerine sahte plaka yerleştirerek Ümraniye'de bir otoparka çektiler. Pendik'teki villaya ulaşana dek iki sefer araç değiştirdiler. Yollarda duraklayarak sahte plakaları attılar; yerlerine yenilerini yerleştirdiler. Hollywood yapımı aksiyon filmlerinde rastlanan bir tekniğe başvurarak eşkallerini gizlemeye çalıştılar. Tanınmamak ve polise yakalanmamak için silikon başta olmak üzere farklı maddeler kullanılarak hazırlanan ve gerçek insan yüzüne bire bir uygun özel maskeler yaptırdılar. Üç çete üyesi, Turgut'u kaçırırken villaya ulaşana kadar belirli noktalarda bu özel yapım silikon maskeleri kullandı.
YOLLARDA POLİS KEŞFİ YAPTILAR
Çete lideri olduğu öne sürülen Rizgın B., Emre E. ve Şıh Ali Y. isimli üç kişi Turgut'u kaçırırken, diğer üç çete üyesi ise Turgut'un alıkonulacağı villada hazır bekledi. Bir çete üyesinin ise Zeytinburnu'ndan kaçırılan Turgut'u Pendik'teki villaya getirecek üç kişinin yol alacağı güzergahtan 10 dakika önce araçla geçerek yollarda polis kontrolü olup olmadığını kontrol ettiği ortaya çıktı. Polis keşfi yapan çete üyesi, yollardaki durumu arkadaşlarına aktardı. Bir bölümü iletişimi, sahte kimliklerle başka insanlar adına aldıkları 'Patates' olarak adlandırılan telefon hatları üzerinden sağladı. Satın aldıkları akıllı cep telefonlarında özel mesaj grupları oluşturdular. 'Kırmızı Alarm' yazıldığında önceden belirledikleri noktalarda buluştular. Çetenin Van'a kaçan lideri Rizgın B., olaydan 14 gün sonra; 10 Temmuz Cuma günü Emre E. ile Deniz B.'yi ellerine cep telefonu ve bir telefon hattı vererek Iğdır'a yolladı. Polise yakalanmamak için işadamı Turgut'un oğlu Cüneyt Ali Turgut'u Iğdır'dan ikinci defa arayan çete üyeleri, "Baban elimizde. Neden ortalığı ayağa kaldırıyorsun. Cezanızı kestik. 6 milyon euro vereceksiniz" diyerek ikinci defa aileden fidye istedi.
TELEFONLARI IĞDIR'DA ATTILAR
Fidye miktarını altı milyon euro'ya çıkartan zanlılar telefon ve hattı Iğdır'da göle attıktan sonra Van'a döndü. Polisin takibi sürerken halen fidye almayı düşünüyorlardı. Ankara'da, Kırklareli'nde, Sakarya'da, İstanbul'da, Van'da ve hatta Iğdır'da dahi Kayıplar Masası Polisleri'nden oluşan keşif kollarının fiziki takibine takılan çete üyeleri adım adım fotoğraflandı. Ne yaptılarsa fayda etmedi. Polise yakalanmamak için kullandıkları teknikler çözüldü; parçalar birleştirildi ve çete şeması şekillendi. Artık çete üyelerinin açık kimlikleri belirlenmişti.
VE EMNİYETTE SORGU ZAMANI...
Şehirlere zifiri karanlık çöktüğünde gecenin sessizliğini çelik yelekli Özel Harekat Polisleri bozdu. Beş farklı ilde oldukları tespit edilen çete üyelerinin adreslerine 14 Temmuz Salı gecesi eş zamanlı operasyon yapıldı. Kapıları koçbaşlarıyla açtılar. Çete elemanları, polislerin bir gece ansızın yaşadıkları şehirlere giriş yaptıklarından habersizdi. İstanbul'da gözaltına alınan şoförler Fatih Ç. ve Serkan D.'nin de aralarında bulunduğu 17 çete üyesi yakalandı. Adreslerde özel yapım dört maske bulundu. Zanlılar uçaklarla İstanbul'a, Asayiş Şube Müdürlüğü'ne getirildi. Zanlılardan biri kaçırma olayını itiraf etti. Turgut'un öldüğünü ve arkadaşları ile birlikte cesedini gömdüklerini söyledi. İfadesinde, "Mübarek Ramazan ayında oruç tutan bir insanın ölümüne yol açtık. Geceleri uyuyamaz oldum. Vicdan azabına dayanamıyorum. Çok pişmanım" diyen Kemal O. isimli zanlı ile birlikte ormanlık alanda yer gösterme yapıldı. Pendik Ballıca Ormanları'nda Turgut'un cesedi gömüldüğü yerden çıkarıldı. İfadelere göre Turgut, kaçırıldığı gün araçta yaşamını yitirmişti. Çete üyeleri, gece geç saatlerde cesedi Ballıca Ormanları'na attı. "Ceset bulunursa fidye isteyemeyiz" dediler. Pendik'teki ormanlık alana kazma ve küreklerle geri dönerek Turgut'un cesedini gömdüler. İş adamı Mehmet Turgut öldükten bir gün sonra da aileyi arayarak 5 milyon euro fidye istediler.
SON SÖZÜ ADLİ TIP SÖYLEYECEK
Zanlıların bazıları ifadelerinde; kaçırdıktan sonra ağzını koli bandı ile bantladıkları Turgut'un burnunun da bantla kapanması sonucu nefes alamayarak yaşamını yitirdiğini ileri sürdü. Bir çete üyesi ise "Korktu; kalp krizi geçirdi. Heyecandan öldü" derken, Turgut'u kaçıran üç kişiden biri olan Emre E. ise, "Eter koklatarak bayılttık ve araca soktuk. Araçta ayılmaması için eter koklattım. Ölçüyü kaçırmış olabilirim ve bu nedenle ölmüş olabilir" dedi. Adli Tıp Kurumu'ndaki ilk incelemelerde; kaçırıldıktan 20 gün sonra bulunan cesette kesici veya delici yara izine rastlanılmadı. Turgut'un kesin ölüm nedeni, detaylı incelemelerle netleşecek.
NARKOTİK BASKINI ZANNETTİLER
Operasyon gecesi, İstanbul Polisi ve Van İlçe Emniyet Müdürlüğü'nün Van Merkez'de yer alan adreslere yaptığı baskınlarda ilginç bir olay yaşandı. Özel Harekat Polisleri ellerindeki koçbaşlarıyla kapıları dövmeye başladıklarında aynı apartmanda yaşayan zanlıların bazıları uyku haliyle operasyonu narkotik baskını zannetti. Adreslerdeki zanlıların bazıları uyuşturucudan sabıkalıydı. Baskınların yapıldığı apartmanların birinden, sokağa içlerinde paketler bulunan poşetler atıldı. Paketlerin içinden yaklaşık dört bin adet uyuşturucu hap çıktı. Kayıp Turgut dosyasının soruşturması, yeni bir soruşturmayı doğurmuştu.