Yıllara
meydan okuyan başarılı aile şirketlerin sayısı, dünyanın dört bir yanında hızla eriyor. Çoğu şirket patron bulamadığı için rekabet ortamına dayanamıyor. Şirketi devam ettirecek mirasçılar çıkmıyor çünkü. Ailede ya yeni çocuk veya torun olmuyor ya da olanlar başka işlerle uğraşmayı tercih ediyor. Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda ve İngiltere gibi ekonomisi güçlü Avrupa ülkelerinde bu durum çok sık yaşanmaya başladı. Asya'nın teknoloji ve sanayi devi Japonya ise bu konuda en şanlı ülke.
Dünya genelinde en fazla köklü aile şirketi Japonya'da bulunuyor.
Bank of Korea'nın 41 gelişmiş ülkede yaptığı bir araştırma var. Buna göre 200 yılı devirmiş toplam 5 bin 586 şirket bulunuyor. Bunların 3 bin 146'sı yani yüzde 56'sı Japonya'da.
Listede ikinci sırada 837 şirket ile Almanya gelirken, 222 şirket ile Hollanda üçüncü sırada yer alıyor. Uzmanlara göre Japonya'nın dünyanın en eski aile şirketlerine sahip olmasının arkasında geleneklerine bağlı olmalarının etkisi büyük. Farklı işlerle uğraşmıyorlar.
Ne yapıp ne edip devam ettiriyorlar atalarından miras kalan mesleklerini.
Ayrıca şirketlerin büyük bir kısmı daha fazla büyüme noktasında çok risk almıyor. Hesap kitabın ayarını kaçırıp batmak yerine eldeki değerin korunması için çaba sarf ediyorlar. Ama birçok uzman, Japonya'daki en köklü aile şirketlerinin arkasındaki en önemli faktör olarak 'evlatlık patronları' gösteriyor.
DAMADIN SOYİSMİ DEĞİŞTİR
ABD'nin ardından Japonya, dünyada evlatlık edinme oranının en yüksek olduğu ikinci ülke. Ancak evlatlık işlemleri bu ülkede oldukça farklı.
Evlatlık alınanların neredeyse tamamı yetişkinler. Ülkede yılda ortalama 90 bin kişi evlat ediniliyor. Bunların sadece yüzde 2'si çocuk. Geri kalan yüzde 98 iş hayatında başarı göstermiş, geleceği parlak, 20'li 30'lu yaşlardaki kişilerden oluşuyor.
Japonya'da bir şirketin sahibi hayatını kaybedince, tüm miras ailenin erkek çocuklarına geçiyor. Şirketin işlerini devam ettirmek erkeklerin omuzlarında yani. Erkek çocuk sahibi olmayan ya da şirketi, iş hayatından anlamayan çocuklarına bırakmak istemeyenler çareyi evlat edinmekte buluyor.
Bu durumun en yaygın görülen biçimi damadın soyadını değiştirmek oluyor. Genellikle iş adamları, damatlarına kızlarıyla birlikte soy isimlerini de veriyor. Böylelikle hem aile adı hem de şirket yönetimi kesintiye uğramıyor.
718 yılında bir otel açan Budist rahip Zengoro Hoşi'nin torunları tam 1300 yıldır oteli işletiyor. Dünyanın en eski işletmelerinden biri olan oteli 46 nesildir Hoşi ailesi yönetiyor. Tabii ki arada Hoşi ismini kabul eden damatlar ve evlatlıklar da var. Benzer bir durum 705 yılında açılan ve tam 52 jenerasyon eskiten Nişiyama Onsen Keiunkan adlı otel için de geçerli.
Nişiyama Onsen Keinkan aynı zaman 'dünyanın en eski şirketi' unvanına sahip. 1300 yılı aşkın süredir hayatta olan otel,
Guiness Rekorlar Kitabı'na girmeye hak kazandı. Dünyaca tanınmış Japon devleri de şirketleri aile içinde tutmak için aynı yönteme başvuruyor. Toyota, Suzuki ve Canon bunlardan sadece birkaçı.