"Tanık
olduklarım korkunçtu. Bomba sesleri, çığlıklar, paramparça olmuş vücutlar ve enkaz altında kalan bir toplum. Ama bir yandan da dayanışmayı, haysiyeti, cesareti ve kararlılığı gördüm. Başka seçeneğim yoktu. Yazmak zorundaydım." Bu cümle, 68 yaşındaki anestezi ve travma uzmanı Mads Gilbert'a ait. Norveçli doktor geçen yıl temmuz ayında Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde 15 gün boyunca gönüllü olarak çalıştı. İsrail saldırılarının en yoğun olduğu dönemdi. Çocuklar, yaşlılar, kadınlar... 30 saat hiç durmaksızın görev yapan Filistinli doktor ve sağlık görevlileri ile birlikte yaralananlara yardım etti, onların acılarını dindirdi, yaralarını sardı. Modern silahların insan vücudunda yol açtığı sinsi ve dehşet verici hasara tanık oldu. Sözün yetersiz kaldığı durumlarda da cerrahi aletlerinin yanına gizleyerek şehre soktuğu küçük fotoğraf makinesiyle fotoğraflar çekti. Hayatı, ölümü, öfkeyi, umudu ve umutsuzluğu bu fotoğraf karelerine sığdırmaya çalıştı... Doktor Gilbert ülkesine döner dönmez de kitabı üzerinde çalışmaya başladı. Bu dönemde Gazze'ye bir kez daha gitmek istedi ama vizesi bulunmasına rağmen İsrailli yetkililer güvenlik tehdidini gerekçe göstererek şehre giriş izni vermedi. "Ne zaman ki bir kalem, bir fotoğraf makinesi ve bir steteskop güvenlik tehdidi olarak görülürse o zaman bilin ki; ortada gerçeklerden korkan bir rejim vardır" diyen doktor Gilbert'ın hazırladığı kitap Night in Gaza (Gazze'de Gece) adıyla geçen ay İngilizce olarak piyasaya çıktı. Kitapta çoğu ciddi şekilde yaralanmış çocuklara ait fotoğraflar yer alıyor. Fotoğraflara kimi zaman insanüstü çaba gösteren sağlık görevlilerinin kimi zaman da masum insanların hikayeleri eşlik ediyor.
Doktor Gilbert anlatıyor: "Yeniden canlandırma odası. Bu küçük kızın kalçasında derin bir şarapnel yarası bulunuyordu. Yaranın iyice temizlenmesi gerekiyordu. Genel anesteziye gerek yoktu, lokal anestezi de yapmayacaktım. Ketamin anestezisi sayesinde ağrısız, huzurlu bir uykuya daldı. Soluk almaya devam ediyor, durumu da sabitliğini koruyordu. "Seninle ilgileneceğiz küçük şey" diye düşündüm. Onun o huzurlu hali beni de sakinleştirmişti. Norveç'te aynı saatlerde yaz güneşinin altında oyun oynayan torunum Maria geldi aklıma. İnsanlar bu günleri büyük olasılıkla hayatlarının en güzel yazı olarak hatırlayacak. Burada ise en kötü yaz olarak hatırlanacak. Günümüzde her şey birbirine çok yakın ve bir o kadar da uzak."
Bombalardan kaçıp soluğu hastanede alan üç kardeş. Anne ailenin diğer fertlerini aradığı için ağabey ile abla, küçük kardeşlerine bakmak zorunda kalmış. Gazze'deki çocuklar küçük yaşta büyük sorumluluklar üstleniyor.
Gazze'deki saldırılar sırasında İsrail roketleri kumsalda oynayan çocukları da hedef almış ve saldırıda dört çocuk yaşamını yitirmişti. Saldırılarda yaralananlar arasında bulunan üç çocuk Şifa Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Doktor Gilbert'ın onlarla yaptığı sohbet sırasında çocukların söyledikleri düşündürücü ve utanç verici: "Şimdi oynayacak kimsemiz kalmadı. Dört roket fırlattılar. İlk ikisi arkadaşlarımızı öldürdü. Üçüncüsü yaralanmamıza neden oldu. Dördüncü bize yardıma gelen adamın bacağını kopardı." "Kumsalda futbol oynayan çocuklar olduğumuzu görmelerine rağmen bize ateş açtılar."