Ezeli rekabetin asırlık tarihinde sayısız kırılma anları yaşandı. Sayısız kahramanlar çıkardı Fenerbahçe-Galatasaray yarışı. Unutulmaz maçlar akıllara kazındı. Bazen saniyeler bazen de santimler çizdi rekabetin kaderini. Peki zamanda geçmişe gitme şansları olsa, her iki takım taraftarı acaba en çok neyi değiştirmek, hangi ana gidip senaryoya müdahale etmek isterdi? 3 Mayıs 1989'da oynanan unutulmaz 3-0'dan 4-3'lük maçtır belki de Galatasaraylıların en çok değiştirmek istediği. Muhtemel ki ilk yarı skor 3-0'a gelince sahada oyuncuların, rakiplerini hırslandıran rövaşata şovunu, ya da ikinci devrenin hemen başında momentumu bir anda Fenerbahçe'nin eline geçiren Aykut Kocaman'ın iğne deliğinden geçen şutunu değiştirmek isterler, geçmişe gitseler. Ya da Galatasaray formasıyla fotoğraf dahi çektirdikten sonra son anda Fenerbahçe ile anlaşan Rıdvan'ın transferidir değiştirmek istedikleri. Hem 'Şeytan'ın Fenerbahçe'deki katkısını silmek hem de onun yeteneklerinden faydalanabilmek adına. Düşünsenize, en iyi zamanında Prekazi-Tanju ve Uğur Tütüneker üçgeninin yanına Rıdvan'ın da eklendiğini... Tam bir "kazan kazan" denklemi... Ya da belki 6 Kasım 2002'e gidip, skor 2-0'ken ve Fenerbahçe 10 kişi oynarken Arif Erdem'in direkten dönen topunun bir karış yandan içeri girmesini isterler. Yıllar sonra Ümit Özat'ın da itiraf ettiği gibi o pozisyon gol olsa, tarih 6-0'ı yazmayacaktı. Bir başka direkten dönen top, Baros'un üç sezon evvel Kadıköy'de son saniyede üst direkten dışarı çıkan topudur belki de Galasaraylıların geçmişe gidip değiştirmek istediği. Seneler süren galibiyet hasretine, 2-0 geriden gelerek ve santrası dahi yapılamayacak bir golle son vermek, cezbedici bir seçenek gerçekten de...
ZAMAN MAKİNESİ BİLE FAYDA ETMEZ
Fenerbahçeliler bugün bile 103 gollü sezonun kahramanlarından santrafor Hasan Vezir'i ezeli rakiplerine kaybettikleri anı üzüntüyle yad eder. Yıllar içinde sayısız transfer dolduramadı yerini. Çoğu Fenerbahçeli geçmişe gidip Hasan'ı takımda tutmak isterdi. Ya da 3 Temmuz'un patlak verdiği sezonda, şampiyonu belirleyecek final maçına geri dönüp, kulüp tarihinin en ağır travmasının yaşandığı sezonda şampiyonluğu getirecek o galibiyeti kazanmayı ister milyonlarca Fenerbahçeli. Ziegler'in o unutulmaz gözyaşlarını, üzüntüden değil sevinçten döktüğünü görmeyi. Şüphesiz ki Fenerbahçelilerin geçmişe yolculuk edip silmek istediği anlardan biri de Souness'ın kupa finalinde uzatmanın son dakikasında gelen gol sonrası Kadıköy'de sahanın ortasına diktiği bayrak olacaktır. Ama bütün bunlar bir yana asıl mühimi her iki takımın da ortaklaşa değiştirmek istedikleri... Derbinin tadı tuzu yarı yarıya tribünlerin keyfi, karşı takım taraftarının bir düşman olmadığının bilindiği, oturup sohbet etmenin dahi imkansız hale geldiği şu günlerde renklere saygının halen "sağ olduğu" zamanların asaleti, Avrupa zaferlerine herkesin tek yürek sevindiği zamanların güzelliğidir düzeltilmesi gereken. Kaçan gollerin, şampiyonlukların telafisi olur. Ama yitip giden insanlık, rekabetin zarafeti, renklerin dostluğuysa şayet, zaman makinesi bile kâr etmez...