Başta
Suriyeliler olmak üzere Irak, Afganistan ve Myanmar gibi Asya ve Ortadoğu'nun farklı ülkelerinden gelip insan tacirlerinin ağına düşen mülteciler kötü hava ve deniz şartlarına aldırmadan şişme botlarla Yunan Adaları'na ulaşmaya çalışıyor. Bu insanlık dramına Ege'de tanık olduk. Yaklaşık 3 bin mülteciye mezar olan Ege Denizi'ndeki Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın yaptığı arama kurtarma çalışmalarına katıldık. Çanakkale Küçükkuyu'dan çıkıp Midilli Adası'na ulaşmaya çalışan mültecilerin ölümle burun buruna geldiği tehlikeli yolculuk, fotoğraflara yansıdı. Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri tarafından boğulmaktan son anda kurtarılan bebeklerin, çocukların ve kadınların gözyaşlarını gördük.
YENİ BİR BAŞLANGIÇ İÇİN
Almanya'nın sınır kapılarını açacağı dedikodularının yayılması üzerine bir an önce Avrupa'ya geçmek isteyen mülteciler, hiçbir şeye aldırış etmeden kendinin Ege'nin koynuna bırakıyor. Havalar iyice soğumadan kaçak yollarla Yunanistan'a ulaşmak isteyen on binlerce mülteci, Bodrum'dan, Çeşme'den, Ayvalık'tan ve Küçükkuyu'dan şişme botlarla akın akın denize açılıyor. "Biz sadece özgürlük istiyoruz" diyen göçmenler, yeni bir başlangıç için ölümü bile göze alıyor.
ONCA ACI, ONCA ÖLÜM
Türkiye üzerinden ekim ayında Yunanistan'a 220 binden fazla mülteci geçti. Yeni bir hayat için yollara düşenlerin birçoğu Ege'nin mavi sularında boğularak can verdi. Yaşanan onca ölüm, onca acı, kaybedilen onca çocuk, onca anne, onca baba hiçbir mülteciyi yolundan çevirmeye yetmedi. Dünyanın en sıkıntılı coğrafyalarından gelip Türkiye'de yolları kesişen Suriyeliler, Afganistanlılar, Iraklılar, Myanmarlılar özgürlüğe giden yolda kader birliği yaptı.
ÇEKMEDİĞİMİZ ACI KALMADI
Ahmed Mazlum, Türkçe, Arapça ve Kürtçe konuşabildiği için gemideki Türk yetkililerle kurtarılanlar arasındaki iletişimi sağlıyor. Mazlum: "Burada kurtarılanlar arasında Türkmen, Arap, Kürt, Süryani ve Ermeni Suriyeliler var. Hepimiz savaştan kaçıyoruz. Hiç birimiz ölmek istemiyoruz. Buradaki hiç kimse bir daha Suriye'ye gitmeyecek, gidemeyecek. Hepsinin ailesinden birileri savaşta öldü, evleri yıkıldı. Herkesin tek bir isteği var. Hepimiz özgürlük istiyoruz. Yıllardır çekmediğimiz acı kalmadı. Her gece bir yerde yatıyoruz. Tek kurtuluşumuz Avrupa. Bu yüzden gideceğiz. Bizden sonra da gelecekler olacak. Çünkü Suriye'de savaş bitmeyecek"
69 BİN MÜLTECİ KURTARILDI
Yasadışı geçişlerle birlikte Ege'de yaşanan facialara son vermek için Ege'de Umut Hareketi'ne başlayan Sahil Güvenlik Komutanlığı, 2013'ten bugüne kadar 2 bin 741 arama kurtarma operasyonu gerçekleştirdi. Komutanlığa bağlı ekipler, 88 bin 828 mülteciyi sağ kurtarmayı başardı. 239 mülteci kaçakçısını da yakalayarak güvenlik güçlerine teslim etti. Sahil güvenlik ekipleri 1 Mayıs- 26 Ekim 2015 tarihleri arasındaki altı aylık sürede bin 961 arama kurtarma operasyonunda 69 bin 7 mülteciyi kurtarmayı başardı. 96 mülteci kaçakçısını da yakalayarak güvenlik güçlerine teslim etti.
MÜLTECİ SAYISI YÜZDE 550 ARTTI
Mülteci sayısı, geçen yıl aynı döneme göre yüzde 550 arttı. 2014 yılının ilk dokuz ayında 394 olayda 9 bin 846 mülteci kurtarılmışken, 2015 yılı ilk dokuz ayında bin 601 olayda 54 bin 980 mülteci kurtarıldı. Olay sayısı ise geçen sene eylül ayına nazaran yüzde 400 ve mülteci sayısının da 2014 yılı eylül ayına nazaran yaklaşık yüzde 550 arttı.
HER BÜTÇEYE UYGUN ÖLÜM TARİFESİ
Türkiye kıyılarından Yunan Adaları'na geçmek isteyen mülteciler, insan tacirlerine 3 bin liradan 350 bin liraya kadar değişen ücretler ödüyor. Ölüm tarifesi şişme bot için 3 bin lira. Jet ski için 35 bin lira. Tekne için ise 175 bin lira ile 350 bin lira arasında seyrediyor. Kış başlamadan Avrupa'ya geçmek isteyen mülteciler, bir an önce Yunan adalarına geçmenin hesabını yapıyor. İnsan tacirleri tarafından sınır bölgelerinden ya da İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerden toplanan mülteciler, Bodrum, Ayvalık, Küçükkuyu ve Çeşme gibi sahil ilçelerine özel otobüslerle getiriliyor. Yunan adalarına geçmek isteyen mültecilere maddi durumlarına göre tarife uygulanıyor. Bugüne kadar Kos Adası'na binlerce mülteci gönderdiğini söyleyen Bodrum, Turgutreis'te görüştüğümüz insan kaçakçısı, "Bu iş dünyanın en güzel işi, hem sevap alıyorsun hem de para kazanıyorsun" diye konuşuyor. Mültecilerin zaten ölümden kaçtığını ifade eden kaçakçı, "Bu insanlar vatanlarında kalacaklarsa zaten ölecekler, biz aslında bu insanlara bir bakıma yardım da ediyoruz. Vicdanımız rahat" dedikten sonra devam ediyor anlatmaya: "Eğer şişme botlarla gidilecekse kişi başı 3 ila 5 bin lira kadar ödeme gerekiyor. Şişme bot ve motor temin edip bazen kendimiz, bazen de mülteciler arasında botu kullanmayı öğrettiğimiz kişilerle Kos Adası'na mülteci gönderiyoruz. Eğer Yunan Adaların'a şişme botla gitmek istemeyen olursa, isteğe göre ya da sayıya göre tekneler ayarlıyoruz. Birkaç kişiyi jet ski ile gönderdik. Jet ski için kişi başına 35 bin lira alıyoruz. Eğer daha sağlıklı bir şekilde gitmek isteyen olursa tekne de ayarlanabiliyor. Çevre yerlerden bulduğumuz eski teknelere ya da turistik gezi tekneleriyle de gönderdiklerimiz oldu. Bunun için de teknenin boyutuna giden insanların sayısına göre 350 bin liraya kadar değişen paralar aldık."
5 YILDIZLI OTELDE KALAN DA VAR SOKAKTA YATAN DA
* Suriye sınırından içeri girdikten insan kaçakçılarıyla iletişime geçen mülteciler ya sınır illerinden ya da büyükşehirlerden özel otobüslerle Bodrum, Ayvalık gibi sahil ilçelerine getiriliyor. Yunan Adaları'nı geçmek isteyenler mültecilerden maddi durumu kötü olanlar sokaklarda ya da ıssız koylarda gideceği günü bekliyor. Maddi durumu iyi olan mülteciler ise 3-5 yıldızlı otellerde konaklayıp uygun zaman için beklemeye başlıyor.
EGE'DE SOĞUK ÖLÜM
* Bodrum'da Ayvalık'ta Çeşme'de insan tacirlerine bulaşmadan kendi imkanlarıyla Yunan Adaları'na geçmek isteyen çok sayıda mülteci de var. Hemen hemen her yerde satılan şişme botlara ortalama bin ile 3 bin lira arasında para ödeyen mülteciler, yine aralarında ortaklaşa para toplayıp bot için tanesi 3 bin ila 6 bin lira arasında motorlardan satın alıyor. Yanlarına bir de 20 liraya aldıkları can yeleklerini alan mülteciler 40-50 kişi bindikleri şişme botlarla karşıya geçiyor. Kişi başına 200-500 lira arasında değişen bir maliyeti olan bu yöntemde hayatlarında ilk kez deniz gören birçok mülteci Ege'nin soğuk sularında boğuluyor.
DÜNYANIN BEBEKLERİ MAVİ SULARDA
"Ölüm bizim kaderimiz"
Yarısına kadar su almış şişme botta ölümün elinden kurtarılan 50 kişi arasında bulunan beş yaşındaki Abu Gader ve kardeşleri uzun süre korkudan ne yapacaklarını bilemedi. Çığlık çığlığa bağıran çocukları sakinleştirmeye çalışan Baba Mahmut Abdullah şöyle konuştu: "Ailemizden 40 kişi Suriye'deki iç savaşta öldü. Halep'teki evimize varil bombası düştü. Babamın, büyük oğlumun ve kardeşimin cesedini yıkıntılar arasından kendim çıkardım. Ne evimiz kaldı ne de komşumuz yapacak hiçbir şeyimiz yoktu. Herkes Avrupa'ya doğru yola çıkınca biz de ailece Yunanistan'a gitmeye karar verdik. Ülkemize dönsek öleceğiz ya da bu yolda öleceğiz. Ölüm bizim kaderimiz."
Dört aylık Fatma bebek
Suriye'nin Afrin şehrinden gelip Midilli'ye geçmek isterken batmak üzere olan bottan son anda kurtarılan 4 aylık Fatma bebek ve annesi Selva Halil kurtarıldıktan sonra uzun süre gözyaşlarını tutamadı. Yaşadığı korku yüzünden bebeğine sıkı sıkı sarılıp uzun süre ağlayan Halil, "Suriye'de savaş var. Bizim çocuklarımızın bir geleceği yok. Ev yok, hastane yok, okul yok. Bir daha da düzeleceğini düşünmüyorum. Gideceğiz, buradan olmazsa başka yerden gideceğiz. Şimdi bizi kurtardılar ama yine deneyeceğiz burada olmazsa İzmir'e gideceğiz, Bodrum'a gideceğiz. Burada yaşamak istemiyoruz, ülkemize de dönmek istemiyoruz" dedi.
"Geri dönmek yok"
Küçücük şişme botun üstünde yaşanan can pazarından sonra kocaman gözleriyle etrafındaki olan biten kargaşayı anlamaya çalışan küçük Rasha'nın babası Bessam Muhammed, kurtarıldıkları için mutluydu. Bota binip binmeme konusunda çok düşündüklerini söyleyen Muhammed, "Aylan bebek ve diğer ölümleri gördükten sonra aslında botla gitmekten vazgeçmiştik ama başka yol kalmayınca bota bindik. Çocuklarım çok korktu ben de başımıza bir şey gelecek diye çok korktum. Şimdi bizi denizden aldılar ama gideceğiz. Öyle ya da böyle geri dönmeyeceğiz. Botla olmazsa yürüyerek gideceğiz" diye konuştu.
"Ya öleceğiz ya geçeceğiz"
Ölümü göze alıp boğulmaktan son anda kurtarılan mültecilerin hikayesi yürek burkuyor. Beş aylık bebekleri Rıza ile birlikte Suriye'nin Deyr El Zor şehrinden yaklaşık üç ay önce yola çıkan Ali ailesi Küçükkuyu'dan Midilliye gitmeye çalışırken sahil güvenlik ekipleri tarafından kurtarıldı. Avrupa'ya gitmekten başka şanslarının olmadığını söyleyen baba Sefa Muhammed Ali, "Ya denizde öleceğiz ya da Yunanistan'a geçeceğiz. Geri dönmek istemiyoruz" diyor. İnsan kaçakçılarına adam başı bin 200 dolar ödediğini ifade eden baba "Deyr El Zor'da DAEŞ var. Üç çocuğum ve eşimle birlikte yola çıktık. Türkiye güzel ama burada kalmak istemiyoruz. Kış başlamadan Yunanistan'a sonrasında da Almanya'ya gitmeyi istiyoruz. Şimdi yakalandık ama yine yeniden deneyeceğiz. Burası olmazsa Bodrum'a gideceğiz" diyerek, nihai amacını dile getiriyor.