Yaz günlerini aratmayan festival günlerinde, Selanikliler yollarda kısa kollu gömlek, şort, mini etek ve tişörtlerle dolaşıyordu... Evet geceleri daha serindi ama gündüz vakti, sezon itibariyle alışılagelmişin ötesinde bir sıcaklık vardı. Selanik'e Atina'dan kara yoluyla geldik.
Atina-Selanik arasındaki 500 km'lik çağdaş otoyol neredeyse bitmek üzere... Dile kolay, 1985'te inşa edileceği açıklanan otoyolun yüzde 90'ı nihayet tamamlanmış...
Rahat bir yolculuk süresinde mola verdiğimiz yerlerde, Suriyeli sığınmacılara rastladık... Hepsi yorgun ve perişandı... Türk kıyılarından 'boğulmadan' Yunan adalarına geçen; Yunan adalarından gemilerle Atina'ya gelen; Atina'dan otobüslerle Selanik'e; buradan da son hedefleri olan Almanya'ya ulaşmak için yürüyerek gittikleri Makedonya Cumhuriyeti üzerinden trenlerle Sırbistan ve istenmedikleri halde Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti gibi ülkelere gitmeye çalışan dramatik insanlardı... Hepsinin film festivallerinde ödül alabilecek birer hayatı var...
Selanik Film Festivali'ne bu yıl 53 ülkenin 200 filmi katıldı. Ama en büyük ilgiyi, James Bond'un yeni filmi Spectre gördü. Hayal dünyası ile hayatın gerçeklerini beyazperdeye yansıtmaya çalışan yüzlerce sinemacının arasındaki yarışı yine popüler dünya kazanmıştı... James Bond'un yeni filmi her yerde 00:07'de gösterime girmişti...
Gerçek savaşlardan kurtulmaya ve hayata tutunmaya çalışan sığınmacıların dramını anlatan yeni filmler gösterildi ve birkaç 'entelektüel' sayesinde ödüllendirildi ama yine de büyük ilgiyi James Bond gibi hayal ürünü filmler çekmeye devam edeceğe benziyor...
Bu yılki Selanik Film Festivali günlerinde de her yıl olduğu gibi, şık kafeler lokantalar, barlar, mağazalar tıklım tıklım doluydu... Festivalin merkezi olan Selanik'in liman bölgesindeki depolar sinemacıların, aktör ve aktristlerin ve tabii ki biz gazetecilerin akınına uğradı..
Festivalde altı Türk filmi de gösterildi.
Tolga Karaçelik'in
Sarmaşık, Deniz Gamze Ergüven'in
Mustang, Senem Tüzen'in
Ana Yurdu, Emin Alper'in
Abluka, Derya Durmaz'ın
Gri Bölge ve Ziya Demirel'in
Salı filmi izleyicinin beğenisine sunuldu.
Atatürk'ün doğum yeri Selanik Türk turistlerin uğrak yerlerinden biri olmasının yanı sıra yapı itibari ile İzmir'e benzetilir. Mesela İzmir'deki Kordon ile Selanik'in sahil yolu tıpa tıp aynıdır. Ama kordon kelimesinin nereden geldiği pek bilinmez...
İzmir'in sahil yoluna yakıştırılan kordon tanımlaması, Üçüncü Haçlı Seferleri sırasında Anadolu'dan geçen İngiltere Kralı Altın Yürekli Richard'ın adından kaynaklanıyor. Yani 'Altın Yürek' anlamına gelen 'Coeur de Lion'dan türemiş.
1922 'ye kadar İzmir'de yaşayan Helenler bunu kordelyo olarak telaffuz etmiş; Türkçe'ye de kordon olarak geçivermiş.