Türk-Yunan ilişkilerindeki iniş çıkışlardan nasibini alanların başında öz be öz İstanbullu olan Rumların geldiği bilinir. Kah savaşlar, kah Kıbrıs olayları, kah Ege anlaşmazlıkları derken Rumların İstanbul'daki nüfusu 170 binlerden 2 binlere iniverdi. Çok yakın bir geçmişe kadar, İstanbullu Rumların İstanbul'u niçin terk etmek zorunda kaldıkları Türk kamuoyunda pek bilinmezdi. Bu dramatik konular ne kitaplarda, ne gazetelerde ne de başka bir medya organında işlenmez, belli nedenlerle hasıraltı edilirdi. Azınlıkların hor görülme politikaları sayesinde Rum, Ermeni ve Musevilerin Çanakkale cephelerinde savaştıkları, Aşkale'ye sürgüne gönderildikleri ya da Sarıkamış'ta donarak şehit olan 100 bin Türk askerin arasında Rum, Ermeni ve Musevilerin de bulunduğu yakın bir geçmişe kadar pek konuşulmazdı.. AK Parti hükümeti öncesine dek adeta bir tabu olan azınlıklarla ilgili bu vakalar, özellikle 2005'ten bu yana Türk matbuat dünyasında enine boyuna işlenmeye ve bu hazin hikayelerin en azından kitap, dergi ve gazete okuyanların bilgi edinmesine yol açtı. Bu kitaplardan biri de Prof. Ayhan Aktar tarafından yazıldı. Aktar'ın Türkiye Türklerindir adını taşıyan kitabında azınlık statüsünde bulunan Türk vatandaşı İstanbullu Rumların, Ermeni ve Musevilerin AK Parti öncesi hükümetler tarafından nasıl hor görüldüğü, mal ve mülklerin nasıl gasp edilip el değiştirdiği, 1942 varlık vergisi, 1955 Eylül olayları, 1964 göçe zorlama ve son olarak 1974 Kıbrıs operasyonları nedeniyle İstanbul'u terk etmek zorunda kaldıkları trajik vakalara ışık tutuluyor. Kitabın Helence (Yunanca) çevirisi, Atina'daki İstanbul Rumlarının derneğinde Ayhan Aktar tarafından bizzat tanıtıldı. Salon hınca hınç doluydu. Çoğu orta yaş ve üstü İstanbullular, Aktar'ın kitabını tanıtan konuşmasını pür dikkat izliyor ve "
Bir Türk yazarın azınlıkların çektiği bu acı olayları nasıl olur da kaleme alma cesareti gösterdiğine" şaşıyordu. Kitabın tanıtım panelinde yer alan İstanbullu Rum aydınlarından Prof. Herkül Milas da bu durumu "
Rumların başına gelenleri bir Türk yazarın kaleme alma cesaretini, Batı Trakyalı Türklerin başına gelenleri kaleme alacak hiçbir Yunan yazar gösterememiştir" tespitiyle gösterdi. Yunancaya çevrilen kitabın Yunanistan'ın herhangi bir yayınevinde değil de aynı panelde yer alan Kıbrıslı Türk Prof. Niyazi Kızılyürek'in katkılarıyla Kıbrıs'ın bir yayınevinde basılması da dikkati çekti. Yunan yayınevleri buna gerekçe olarak ülkede derinleşen ve her bir iş alanını etkisi altına alan ekonomik krizi göstermişlerdi. 1922 Lozan anlaşmasında sağlanan mübadele anlaşması sayesinde Türkiye'den Yunanistan'a yaklaşık bir buçuk milyon Anadolu Rum'u, Yunanistan'da da Türkiye'ye yaklaşık 500 bin Türk göç etmek zorunda kalmıştı. İstanbul Rumları ile Batı Trakyalı Türkler bu mübadele anlaşmasının dışında bırakılmışlar, ancak yakın bir geçmişe kadar
eşit vatandaş olarak görülmemişlerdi.