"Babam aslında seni sevmiyor, sadece bizim için sana katlanıyor!" Bu cümle birinin can düşmanına söylediği bir şey değil... 14 yaşındaki bir kızın öfke krizi esnasında annesine söyledikleri... Peki öfke krizindeki bu kızın en önemli özelliğini ne? Elbette ergen olması... "Nerede o eski ergenler" diye habere başlamakta fayda var... Çünkü yeni nesil bir başka... Modern yaşama alıştırdığımız, düşünce özgürlüğünü sınırsız bir özgürlükle sunduğumuz ergenlerle iletişim tam anlamıyla bir sanat. Kızlarda 11, erkeklerde 13 yaşında başlayan ve sekiz dokuz sene, inişli çıkışlı süregiden bir dönem ergenlik. Üstelik ergenleri dinlerseniz onlar ayrı bir telden çalıyor... Anlaşılamamaktan, çocuk yerine konmaktan, sınırlanmaktan söz ediyorlar... Her iki taraf için de bu dönemi kazasız belasız atlatmanın yolları elbette mevcut. Uzmanlar bu konularda ebeveynlerin hayatını kolaylaştıracak önerilerde bulunuyorlar. Ama bu önerilerden önce insan beyninin sırlarına odaklanmakta ve bu soruya bilimsel bir cevap aramakta fayda var. Bilim adamları ergenliğin sorumlusu olarak beyinde gerçekleşen tadilattan söz ediyor... Evet yanlış okumadınız, ergenlikte beynin bir bölümünde renovasyon var, bu nedenle davranışlar zaman zaman anlamsızlaşabiliyor. Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Bahar Eriş, uzun yıllar beyin üzerine araştırmalar ve çalışmalar yapmış biri. Üstün zekalılarla ilgili yaptığı çalışmalar onu beynin gizemini çözmeye itmiş. Eriş, bu esnada dünyanın dört bir yanındaki kaynakları araştırmış ve ergenlik dönemine dair birçok noktayı farketmiş... Biz de Dr. Bahar Eriş'in kapısını çaldık ve ergenliği bize anlatmasını istedik:
- Ergenlikte çocukların beynine bir şey mi oluyor?
- Cinsiyet hormonlarının iyice çoğaldığı bir dönemden söz ediyoruz. Yakın zamana kadar ergenlikle ilgili çoğu şey bu hormonlarla ilişkilendirildi, oysa işin bir de beyin kısmı var. Beyinde de bir şeyler oluyor oysa ki... Düşünmeden sorumlu olan gri bir madde var beyinde. Gri madde altı yaşına kadar gelişir ve ondan sonra durur diye biliniyordu. Gelişen teknoloji yardımıyla yapılan araştırmalar gösterdi ki, ergenlik dönemine kadar (kızlarda 11, erkeklerde 13 yaş), bu gri hücreler artmaya devam ediyor. Bunların yoğunluğu artıyor diye çocuklar daha olgun düşünüyor sanmayın. Çünkü beynin mantıklı düşünmeden sorumlu kısmı, frontal kısmı, beynin gelişiminde en son olgunlaşan kısım. Beyin gelişiyor ama beynin kumandası geride kalıyor. Tıpkı çocuk padişah gibi; padişah ülkeyi yönetiyor ama çocuk. Aklı başında değil. Mantıksız, dürtüsel, kontrol dışı davranışlar devam ediyor çünkü beynin frontal bölgesi gelişimini tamamlamamış. Ergenlik döneminde risk alma dürtüsü çok yüksek olur çünkü o kısım gelişmiştir. Ama bu riskleri mantıksal biçimde kontrol edecek kısım gelişimini tamamlamamış! Haliyle sorunlar baş gösteriyor. Bu yüzden ergenlik döneminde gençler risk almaya çok daha yatkınlar. Alkol, uyuşturucu vs...
- Beyin tadilatta diyorsunuz ergenlik için... Nasıl bir tadilat bu?
- Beyin inşa oluyor. Gri hücreler çoğalıyor. Bunlar arasında bağlantılar oluşuyor. Bu bağlantılardan kullanılanlar kalıyor, kullanılmayanlar budanıyor. Yani üç aşama var; hücrelerin çoğalması, bağlantıların budanması, miyelizasyon...
- Biraz açar mısınız miyelizasyonu?
- Beyni bu dönemde hangi aktivitelerle beslerseniz, onlar hayatı boyunca kalıyor. Bir çocuk var vaktini sürekli bilgisayar başında ya da televizyon karşısında geçiriyor; bir diğer çocuk müzikle uğraşıyor, spor yapıyorsa, bu iki çocuğun beyni farklı şekilde gelişiyor. Üstelik bu kalıcı bir değişim, gelişim. Yetişkinlikte tüm bu davranış modellerini benimsiyor.
- Yani ergenlikte yapılan şeyler hayatımızı belirleyenler de oluyor aynı zamanda... Çok ciddi bir dönem...
- Kesinlikle. Bu zamana kadar ergenliğe kadar beyin gelişiminin tamamlandığı sanılırdı, yanlış bu. Aksine ergenlik en önemli dönem. Hiper bir öğrenme dönemi. Bu dönemde beyin ne kadar yeni ve iyi faaliyete maruz kalırsa o kadar güçlü oluyor. Mesela çocuk bu dönemde kitap mı okuyor, yetişkinliğinde de okumayı seven biri oluyor. Spor mu yapıyor, sporu hayat biçimi haline getiriyor. O yüzden asla "Bizimki bir enstrüman çalmak için çok geç kaldı" diye düşünmemek gerekiyor.
- Ergenlikte kız çocuklar anneleriyle, erkek çocuklar babalarıyla çatışıyor. Neden?
- Ergenlikte çocuklar aradıkları rol modelin ideal olmasını istiyorlar. Çünkü cinsel kimliklerinin de şekillendiği bir dönem. Cinsel kimlik şekillenirken, özdeşleşeceği kişinin ideal bir görüntüde olması önemli. Anne ve babasına o gözle baktığında, idealden uzak olduğunu düşünüyor. Sağlıklı bir kimlik edinebilmek için bunu yapmak zorunda.
- Bu dönemi yumuşak atlatmak için ne yapmak gerekiyor?
- Çocuklara nutuk atmak çok işe yaramıyor bu dönemde. Ama sürekli olarak bazı mesajları tekrar etmekte fayda var. Bu çok hoşlarına gitmese de, beynin arkasında bir yere kaydoluyor. Beynin nasıl çalıştığını çocuğa da anlatmakta fayda var. Beyninde neler olup bittiğini bilirse, davranışlarını anlamlandırabilir. Ailelerin sabırlı olması gerekiyor. Size bir şey dediğinde kişisel algılamadan hareket etmek gerekir. İçinizden yüze kadar sayıp cevap vermek etkili olabilir. Daha erken dönemden itibaren çocuğun duygusal zekasını geliştirmeye çalışmak en ideali elbette. Ergenlikten çok önce başlanması gerekiyor aslında hazırlığa...
- Yasakların sınırı ne olmalı?
- Ergenlikte uyku standartları da değişiyor. İki saat az uyumaya meyille oluyorlar. Ama uyku ihtiyacı devam ediyor. Bir ergenin uyuması gereken ortalama süre, 8.5-9.5 saat. Anlaşmalar yapmak gerekir çocukla. Ne kadar süre internette geçirecek, planlamasını birlikte yapmak gerekir. Çocuklara model olurken kendi davranışlarımızı da gözden geçirmek gerekir. Siz elinizden cep telefonunu düşürmezken, çocuğa "Bırak" diyemezsiniz.
ERGENLER TERÖR ÖRGÜTLERİNİN DE HEDEFİNDE
"Terör örgütleri de ergenleri hedefler. Bunu sadece eğitim sistemiyle açıklamak mümkün değil. DAEŞ dediğimiz örgütü ele alırsak, dünyanın dört bir yanından insan bu örgüte katılıyor, üstelik bunların çoğu ergen. Özellikle onlar hedefleniyor. Çünkü ergenlik, yönlendirmenin kolay olduğu, provakasyona açık, düşünmeden uzak bir dönem. Ergenlik dönemine kadar çocukların kahramanları anne ve babaları olur. Ama ergenlik bir kimlik arayışı dönemi. Artık çocuk bağımsızlığını kazanma sürecine giriyor. Bağımsızlığı kazanma sürecinde anne ve babayla özdeşleşmek istemiyor. Daha idealize edebilecekleri rol modelleri arıyorlar. Bu illa bir terör örgütü olacak diye bir şey yok elbette. Çocuğun yetişme tarzına ve koşullara göre okulda sevdiği bir öğretmen olabilir, bir oyuncu ya da pop star olabilir. Bu örneğin kim olacağını, çocuğun neye maruz kaldığı belirliyor. Çocuk çevresinde iyi örneklere maruz kalıyorsa iyiye yöneliyor. Ama her çocuk aynı aile ortamından gelmiyor. Ergenlik dönemi örgütlere çocukları çekmek için ideal bir dönem. Çünkü çocuk kahraman arayışında. Örgüt geliyor, ona bir kahraman sunuyor, bir dava sunuyor. Bu dönemde çocuk dünyayı değiştirmek istiyor. Değiştiremediğini görünce sabırsızlanıyor, agresifleşiyor. Böyle bir örgüt, "Gel bak biz de dünyayı değiştirebilirsin" dendiğinde, buna doğru çekilebiliyor. Çocuğun aile bağları sağlamsa bunun olması daha zor. Aile içinde çocuğu adam yerine koymama gibi bir durum varsa ki, bizim ülkemizde bu çok yaygın, o zaman çocuk adam yerine konduğu kişilerin yanına gidip kendini faydalı hissetmek istiyor."
Ümmügül GEZER (Yaren GEZER'in annesi)
SABRETMEYE ÇALIŞIYORUM
"Ergenlik bana göre insanın çocuklarıyla arasındaki fikir çatışmasının en üst noktaya geldiği dönem. Kızım Yaren eskisine nazaran daha duygusal ve daha hırçın. Bazen samimi, bazen içine kapanık, kendi dünyasında... Kendi ergenliğim hayat şartlarının zorluğundan, şimdiki ergenler kadar yaşantımızın öznesi değildi. Sorunlarımızı ailemize hissettirmezdik. Şimdi ise tüm aile kızımızla beraber ergenliği yaşıyoruz. Genelde kız çocukları annelerle çatışma yaşıyor, bazen kızımı tanıyamıyorum. Bana o kadar düşkün, deli gibi aşık kızım bazen çok agresif olabiliyor. Söylediklerime "Tamam anne" deyip geçiştirmesine ve umursamaz tavrına üzülüyorum. Ne kadar susarak sabretmeye çalışsam da benim de ani çıkışlarım oluyor, belki yapmamam gerek ama dayanamıyorum. Susarak aşmaya çalışıyorum. Ama en ufak bir hareketi, sözü benim taşma noktam oluyor."
Bahar KÜÇÜK (Onat KÜÇÜK'ün annesi)
HAZIR CEVAP, ASİ VE BİREYSEL YAŞAMAK İSTİYOR
"Ergenlik, gencin zihinsel ve bedensel değişimlerden geçtiği bir süreç. Oğlumda bu dönemde daha tepkisel ve gergin tavırlar gözlemliyorum. Hazır cevap olup, daha bireysel yaşamak istiyor. Ona karışılmasını istemiyor. Çocukluğuyla örtüşmeyen tavırları var elbette; isyankarlık gibi... Bununla baş etmek için bana yaşattığı olumsuz duyguları ona söylüyorum ya da sessiz kalıyorum. Ben ona kurallar koyduğum için bundan hoşlanmıyor. Ve daha çok çatışıyoruz. Bugüne kadar çok üzücü bir olay yaşamadım ama dediklerini yaptırmaya çalışması yeterince zorlayıcı. Bazen çok tepki veriyorum. Ama günün sonunda özür dileyip tatlıya bağlıyoruz. Her şeyin onun iyiliği için olduğunu anlatıyorum..."
Nurcan ER (Çağan ER'İN annesi)
İKİNCİ BİR DOĞUM GİBİ
"Ergenlik oğlum Çağan ve bizim için ikinci bir doğum ya da aklın bir süreliğine kaybedilip sonra bulunması gibi. Fiziksel değişiminin yanında bir anda sinirlenip bana sesini yükseltmesi, dediğim dedik davranması, en ufak bir şeye kahkahalarla gülmesi gibi sorunlar yaşıyoruz. Oğlum doğduğundan beri yapmaya çalıştığım şey onu hep anlamaya çalışmak ve empati kurmaktı. Halen de bunu yapmaya devam ediyorum. Sağlam bir psikoloji ve mutlu bir çocukluğun ileride onun daha başarılı bir birey olmasında etken olacağına inanıyorum."
Nesrinve Erkan URAN (Başar URAN'IN ebeveynleri)
BİR ERGENLE DR. BAHAR ERİŞ UZUN YILLAR BEYİN ÜZERİNE YAŞAMAYA ALIŞMALIYIZ
Ergenlikle birlikte çocuğumuz daha inatçı, heyecanlı, istekli ve farklı. Eşim ve ben 90 modeliz, oğlumuz 2000 model. 19'uncu yüzyılda doğan ve yetişenle, milenyum çağı 2000'li bir ergenle ortak noktada buluşma noktasını yakalamak pek kolay olmuyor, bu da çatışmalara yol açıyor. Özgürlüğünü kısıtlayan ve disipline eden kişiler olarak bizi görmesi onu pek mutlu etmiyor. Beraber keyif alarak gerçekleştirdiğimiz faaliyetleri artık arkadaşları ile gerçekleştirmek istemesi bizi mutlu ediyor. Ama paylaşımlarımızın azalması da üzüyor. Bu nedenle yeni ortak paylaşımları arıyoruz birlikte. Ona sorumluluklarını hatırlattığımızda tam anlamıyla X-man'e dönüşen bir ergen var evde. Onun saç modeli tartışılmaz, müzik ve oyunlarına yorum yapılmaz, odası mayınlı alan... Bu konulara ve alanlara girersek çok tehlikeli olur! Sanırım bizim de daha az tepkisel olmamız, onun çocukluk döneminin bittiğini kabul etmemiz gerekiyor. Bir ergenle yaşamaya alışmalıyız. Sosyal medyayı takip etmeli, yeni fenomenleri öğrenmeli, trendleri bilmeliyiz, bunlar paylaşımlarımızı arttırır herhalde..."
ERGEN İLE İLETİŞİMİN 9 ALTIN KURALI
Ona daha fazla zaman ayırın.
Konuşmaya başlamadan önce çocuğunuzu dinleyin.
Mükemmel olmaya çalışmayın.
Unutmayın, çocuğunuz için söylediklerinizden çok, yaptıklarınız anlam taşır.
Özgüven ruh sağlığının temel taşıdır. Ona iki doğru seçenek sunun, kendi tercih etsin.
En etkin ceza, zamanında verilen, geçici olarak uygulanan ve çocuğun neyi, neden onaylamadığınızı anladığı cezalardır.
Çocuğunuz size bir soru sorduğunda, konu ne olursa olsun basit ve güvenilir bir cevap verin.
Yaşadığınız çevreye saygı göstermeyi günlük yaşamınızın önemli bir parçası haline getirin.
Çocuğunuz anne-babalığınızı ödüllendirmek zorunda değildir. Bunu aklınızdan çıkarmayın.
ERGENLER ANLATIYOR
Yaren Gezer
ERGENLİK YÜZÜMÜN MAYIN TARLASI GİBİ OLMASI
"Bana göre ergenlik, saçma şeylere trip atmak ve de yüzünün mayın tarlası gibi olması... Eskisine göre duygusal, sulugöz biri oldum. Saçma sapan bir konuya hüzünlenip, ağlayabiliyorum. Bazen çok olgun davranırken bazen beş yaşında bir çocuk gibi olabiliyorum. Kim olduğuma karar veremiyorum. Bu dönemde en çok annemle çatışıyorum. Nedenini bilemiyorum çok iyi anlaşabiliriz aslında (gerektiğinde anlaşıyoruz). Benden bir şeyler istediğinde 'Tamam' diyorum ve sonra yapacaklar listeme ekliyorum. Annem de sürekli aynı şeyleri yapmamı söylüyor, hemen yapmamı istiyor. Bu yaptığımın doğru olmadığını biliyorum ama bir süre sonra söylediği şeyi yapıyorum tabii unutmazsam. Annem arkadaşlarımı ailemden önde tutuyormuşum gibi şeyler söylüyor. Oysa kimse ailemden kıymetli değil. Benim için dalga geçilmeyecek konular var, onlarla dalga geçilmesi hem sinir bozucu hem de yanlış. Bir şeye üzüldüğümde sebebi saçma bir şey bile olsa nedenini sormalarını isterdim. Annem ile gerektiğinde anne-kız gerektiğinde kanka olmak isterdim. Babamla zaten öyleyiz. Tabii benim de hatalarım var. Bunu zamanında olmasa bile sonradan fark edebiliyorum, düzeltmeye çalışıyorum. Suçum varsa kabullenip bir şekilde halletmeye çalışıyorum. Şu an en çok istediğim şey, bana yeni bir telefon alınması. Gezer ailesinin ebeveynlerine sesleniyorum! Yeni bir telefon alın, lütfen yalvarıyorum!"
Çağan Er
DAHA GÜÇLÜ VE SORUMLULUK SAHİBİ OLDUM
"Kendimi daha enerjik, güçlü ve sorumluluk sahibi biri gibi hissediyorum. Ufak tefek tartışmalar dışında ailemle büyük bir çatışma yaşamadım. Ama babamın ısrarcı söylemleri, ona şaka yaptığım zaman anlamaması çatışmamıza sebep olabiliyor. Bu dönem onların bana karşı biraz daha anlayışlı olmasını ve daha olumlu yaklaşmalarını istiyorum. İçinde olduğum süreçte sadece aileme karşı değil, bazen arkadaşlarıma karşı da bencil olabiliyorum. Mesela onların istediklerini yapmak istemediğim oluyor. Böyle bir dönem işte..."
Başar Uran
BU DÖNEM HER ŞEYE KARŞI ÇIKASIM GELİYOR
"Bence ergenlik ruhsal değişim demek, çünkü daha bir özgür olma isteği var içimde. Nedense her şeye karşı çıkasım geliyor ama kendimi durduruyorum o ayrı... En çok babamla çatışıyorum çünkü birbirimize şaka yapıyoruz, bazen bu şakalar çatışmaya dönüşüyor. Ara sıra kendime kızıyorum çünkü yaptığım şeyler çok saçma olabiliyor, yani sırf asi olacağım diye annemi ve babamı kırabiliyorum. Bu sene TEOG sınavına hazırlanıyorum en büyük kavgamız derslerle ve benim asileşmemle ilgili oluyor..."
Onat Küçük
KENDİMİ ELEŞTİRECEK ŞEYLER BULABİLİYORUM
"Ergenlik insanların belli bir dönem içinde gelişmesi. Mesela benim boyum uzadı, bu döneme dair en belirgin değişim bu. Bu dönemde ailemle çatışmıyorum ama bazen babamla tartışıyorum. Ne yapabileceğime kendim karar vermek isterdim. Arada bir durup düşündüğümde, kendimi de eleştirecek şeyler bulabiliyorum."
Nesrin Sarıelmasoğlu
BİRGÜN GÜZEL, BİRGÜN ÇİRKİN HİSSEDİYORUM
"Ergenlik için olgun düşünememek ve duygusal bir geçiş dönemi deniyor ama bence öyle değil. Bir insan çocukken de, ergenken de, yetişkinken de aynı şeyleri düşünebilir. Ama insan büyüdüğünde ona hâlâ çocuk gibi davranılıyorsa tepki gösterir. Ergenliğin başlarında daha duygusaldım, en küçük bir şey için bile ağlayabiliyordum. Eleştiriler, kızgınlıklar, kısıtlamalar beni ağlatıyordu. Biraz azaldı bunlar. Annem ve babama saygı duyuyorum elbette ama bazen ani çıkışlarım olabiliyor. Bu nedenle kavgalarımız olabiliyor. Herkes beni anlıyor gibi geliyor ama bazen da anlamıyorlarmış gibi. Ailemden en çok duyduğum cümleler şunlar: "Yatağını topla, dağınık olma, odanı topla." Emir verildiğinde yapasım da gelmiyor zaten. Biraz daha anlayışlı olmalarını isterdim. Her konuda ama... Mesela dışarıda kalma sürem uzayabilir. Arkadaşlarımla dışarı çıktığımda sık sık arıyorlar, anlamıyorum. Arkadaşlarımla mı sohbet edeyim, onlarla mı? Görünüşümle ilgili de sorun yaşadığım bir dönem ergenlik, birgün kendimi çok güzel buluyorum, birgün çok çirkin. Çocukken güzel ya da çirkin olmanın bir önemi yoktu. Moda olduğunu düşündüğüm şeyler var ama yapamıyorum. Mesela kulağımı yukardan deldirmek istiyorum ama babam istemiyor.