Annesi "Arkadaşları ona 'Tiaguinho' adını vermişti" dedi, küçük çocuğa. Kimbilir kaçıncı kez anlattırıyordu hiç görmediği futbolcu babasının, tam adıyla Tiago da Rocha Vieira Alves'in hikâyesini. Ondan geriye, attığı gollerin videoları, formalar, 22 yıllık kısacık hayatını sığdırdığı fotoğraf albümleri ve en önemlisi de baba olacağını öğrendiği an cep telefonuyla çekilmiş iki dakikalık bir video kalmıştı. Nasıl şaşırmış ve de sevinmişti, eşinin hamile olduğunu öğrendiğinde. En büyük hayali baba olmaktı Tiaguinho'nun. Ve hayalleri gerçek olacaktı. O video çekildikten 10 gün kadar sonra hayatının maçına çıkacaktı Tiaguinho... Sadece onun değil, takımı Chapecoense'nin de kısa sayılabilecek tarihindeki en büyük maça... Avrupa Ligi'nin Güney Amerika'daki karşılığı sayılan, kıtanın kulüpler arası en önemli ikinci turnuvası Copa Sudamericana'da büyük sürprize imza atıp finale çıkmışlardı. Finale gelirken de Arjantin'in güçlü takımı San Lorenzo'yu saf dışı bırakmışlardı. 1973'te kurulmuş, hepi topu 160 bin nüfuslu Chapeco kentinin takımı, 2009'da Brezilya dördüncü ligindeyken, iri kıyım bir mucizeye imza atmış, 2014'te ilk kez Birinci Lig'e çıkmıştı. Dile kolay beş yıl içinde dördüncü ligden birinci lige... 29 Kasım 2016 salı sabahı Kolombiya'nın Atletico Nacional takımıyla yapacakları ilk maç için uçağa binmek üzere hazırlık yaptıkları sırada, ligde de dokuzuncu sıradaydı Chapecoense. Ekonomik açıdan Brezilya'da ilk 20'ye giremeyen bir kulüp için son yedi yılda büyük işler başarmışlardı. Ve o final belki de bu peri masalının mutlu sonu olacaktı. Finalde kendilerine pek şans veren yoktu. Ancak onlar buraya kadar da herkesi şaşırtarak gelmişti. Bu kupaya uzanmak, onlar için tarih yazmak demekti. Ve salı sabahı, akıllarında hayaller, dillerinde şarkılarla, uğuruna inandıkları havayolu firmasının uçağına bindiler. Ama o final hiç oynanamadı.
BİR VEDA DAHİ EDEMEDİLER
Tiaguinho ve arkadaşlarını taşıyan uçak dağa çakıldı. Baba olacağını öğrendikten sadece bir hafta sonra, onun ve tüm takımın hayalleri kocaman bir metal yığınının altında kaldı. Tiaguinho ve eşi Graziele, 12 Aralık'ta birinci evlilik yıldönümlerini kutlamaya hazırlanıyordu. Bebeklerine ne isim koyacaklarını konuşacaklardı belki... Ama o yıldönümü hiç gelmedi. Babasını hiç tanıyamamıştı küçük çocuk. Ne zaman aklına düşse, finale kaldıkları zaman soyunma odasında kutladıkları videoyu izliyordu. Ya da kazadan dakikalar önce uçakta çekilmiş son görüntüleri, başlarına gelecek felaketten habersiz o genç adamların gözündeki heyecanı seyredip usulca ağlıyordu. Salı gününe kadar sadece Türkiye'de değil yeryüzünde pekçok insan için, adını son yıllarda duymaya başladıkları bir takım ismiydi yalnızca Chapecoense... Kimileri içinse bahis sitelerinde karşılarına çıkan istatistiklerden ibaretti... Geçen sezon Leicester City'nin imza attığı gibi futbol masallarını andıran yükselişlerinden, Tiaguinho ve diğerlerinin hikayelerinden, hayallerinden bihaberdi milyonlar... Ve gittikleri yerde onları muhtemelen, İtalya futbolunu domine ederken, sisin yuttuğu 4 Mayıs 1949 günü çakılan uçakta yok olan "Büyük Torino"nun yıldızları karşıladı. 5 Şubat 1958 günü aynı kaderi üleşen Manchester United'ın, efsane hoca Matthew Busby'ye ithafen "Busby'nin Bebekleri" diye anılan sekiz oyuncusuyla birlikte... Arkalarında renkli anılar, kalbi kırık taraftarlar, onları hiç tanımamış evlatlar ve tam da final günü yarım kalan bir peri masalı bırakarak gittiler. 1958'teki kazadan yaralı kurtulan ancak doktorları bile hayrete düşüren yaşam savaşını 15 gün sonra kaybeden, İngilizlerin 'harika çocuğu' Duncan Edwards'ın mezar taşında yazdığı gibi, "Bir veda dahi edemeden" gittiler.