Sandıklar açıldı, ata yadigarları gün yüzüne çıktı. Sandıklarla beraber evlerin kıyısında köşesinde kalmış eşyalar da titizlikle arandı ve tarihe tanıklık etmiş çok sayıda obje ortaya çıktı. Bu eşyaların her biri ayrı bir hatıra, ayrı bir hüzün... Kim bilir hangi olaylara tanıklık etttiler? Gün yüzüne çıkan bu eşyalar mübadele hatıraları. Uzun yılların eskitemediği dönemin kıyafetleri, eşyalar müzede yaşayacak artık. Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Mübadele Müzesi için start verdi. Bilindiği üzere Lozan Anlaşması kapsamındaki sözleşmeye göre Türkiye'deki Rumlar ile Yunanistan'daki Müslüman Türkler karşılıklı olarak ülkelerine gönderilmişti. Bir nevi zorunlu olarak yaşanan bu göçte 2 milyona yakın kişi yer değiştirmişti. Tekirdağ'ın Işıklar Köyü de bir mübadil köyü. Biz de Işıklar Köyü'ndeki mübadil ailelerin torunlarıyla görüştük. Dedelerinden, anne-babalarından duydukları hikayeleri bize aktarırken kimi gözyaşına boğuldu, kiminin boğazı düğümlendi...
Kızların yüzüne kara çalarlarmış
HAKİME DEMİR (EV HANIMI-75): Annem üç aylıkken dedemler Selanik'ten gelmiş. Anneannem, Yunanların hakaret ederek, kargaşa çıkardıklarını anlatırdı. Onlar geldiğinde köyde, genç kızlara kömür karası çalarak, güzelliklerini saklarlarmış. Karnındaki karnında, sırtındaki sırtında olarak her şeyi öylece bırakıp gelmişler. Dedemin kendi dokuduğu gömleği, şalvar kuşakları, para keseleri, anneannemin mendili, kıvrak dedikleri örtüleri sandıkta küflenip, sararacağına, gençlerimiz, torunlarımız görsün, öğrensin.
Yolculuk sırasında zulüm görmüşler
FEHMİ KUTUR (EMEKLİ-65): Dedem İbrahim ve ailesi, Selanik'in Çiğdemli Köyü'nden gelerek Işıklar Köyü'ne yerleşmiş. Bir öküz arabasına sığdırabildikleriyle yola çıkmışlar. Bulgaristan'ın dağlık kesimlerinde çetelerin saldırısına uğrayınca aralarında kavga çıkmış. Dedem, mücadele edince işkenceyle öldürüyorlar. Nenem, eşi ölmüş olarak köyümüze varıyor. Dedemden kalan yüzyıllık bir kama, orak ve sac ayağını saklıyorum.
Annemin 100 yıllık sandığı
ŞERİFE YÜCEL (EV HANIMI-82): Annem 16 yaşındayken göç etmiş. Selanik'in Devecili Köyü'nde yaşayan dedemler, o yıllarda Yunanların yaşamlarını zorlaştırdıklarını hep anlatırdı. Bu sandık da, annemin Selanik'ten getirdiği 100 yıllık bir sandık. Yeni sandık alınca, bahçeye koydum. Biz bakamayız, o nedenle müzede değerlendirilmesi çok doğru.
Müzeyi destekliyorum
ÖZAY CEYLAN (BELEDİYE ÇALIŞANI-37): Annemin ve babamın dedesi Selanik'in Çiğdemli ve Gökçeler köylerinden göç etmiş. Babam burada doğmuş. Babamın dedesi Kara Bayram, keçilerini, Nikos adlı arkadaşına satarak para sağlamış. Gemi yolculuğunda salgın hastalık başgöstermiş. Hastalıktan ölenleri denize atmışlar. Bunları, dedemden dinlerdik. Müzeyi destekliyorum ve bugüne kadar sakladığım mangal, şekerlik, kül tablası, şerbetlik, sıcak süt tenceresi, kandil gibi parçaları bağışlayacağım.