Ömrünü Darülaceze'nin sakinlerine adadı. 38 yıl boyunca ilk günkü gelişindeki heyecanla adımladı yolu. Büyük bir özveriyle çocuklara, yaşlılara bağlandı. O kimi zaman anneleri gibi oldu, kimi zaman kızları gibi davrandı. Yıllar içinde dert ortağı oldu, ahbaplık kurdu. Ona "Darülaceze'nin gülü" dedi bakıma muhtaç yaşlılar...
Şengül Kazan Darülaceze'ye adım attığı ilk günkü heyecanını hâlâ koruyor. Onu görenlerin yüzünde gül açıyor sanki. Büyük bir titizlikle üstünü değiştirip işe girişiyor; yaşlılarla selamlaşıyor, hal hatır soruyor, tırnaklarını kesiyor.
Onun Darülaceze hikayesi 1979'da başlıyor. Annesiyle Darülaceze'ye ziyarete geldikten sonra bırakamamış burayı. Altı yıl boyunca Darülaceze'nin çocuklarına anne şefkati göstermiş. Bakmış çok bağlanıyorlar, kendini yaşlılara vermiş.
Ona bir lakap da takmış yaşlılar. "Tırnakçı geldi!" derlermiş onu gördüklerinde. Kimisinin tırnaklarını kesmiş, kimisine yemek yedirmiş: "Ziyaret için geldiğimde yaşlıların gözlerindeki o ışığı görünce çok etkilendim. Her gelişte ağlıyordum.
Sonra 'Niye ağlıyorsun, onlara ne kadar yardımcı olursan o kadar güzel!' dedim kendi kendime. Yaşlıların elini tutmak, onları mutlu etmek hoşuma gitti. Okşaya okşaya tırnaklarını kestim, ojeler sürdüm, başlarını bağladım, saçlarını taradım. Eve götürdüğüm de oldu. Bir ömür verdim" diyerek onlarla olan gönüldaşlığını aktarıyor Şengül Hanım.
KIZLARI GİBİ GÖRÜYORLAR
Haftanın iki günü Darülaceze'ye giden Şengül Hanım'ı dört gözle bekliyor huzurevi sakinleri. Darülaceze'de bir odadan diğerine gidiyoruz. Oda sakinleriyle sohbet koyulaşıyor: "Onun yeri cennetlik" diyor biri. Şengül Hanım ise gidenlerin anısı aklına geldiğinde gözyaşlarına hâkim olamadığını anlatıyor. Ömrünü verdiği kadın-erkek yaşlıları yataklarında göremeyince öldüklerini düşünüp korktuğunu söylüyor.
Şengül Hanım'a Darülaceze'nin gülü diyen Kadriye Hanım (87) ile 30 yıllık dostlukları var. Söz alıp: "O olmadan burası şenlenmiyor. Hikâyeler, masallar anlatır bize. İlk geldiği dönemleri hatırlıyorum. Ailemizin bir ferdi gibi. Kızımız gibi oldu" diyerek 17 yıldır Darülaceze'de olan Necla Pektaş'a (74) sözü bırakıyor: "Ailemden kimse ziyaretime gelmez. O beni evine götürüp baktı, yıkadı, giydirdi. Ne istersem getiriyor bana!" diyerek ona olan sevgisini paylaşıyor.
Şengül Hanım ise "Burası ikinci evim gibi. Şu bahçenin, taş binaların dili olsa da neler yaşadığımı anlatsa! Darülaceze'deki herkes dostum; annem, babam, kardeşim. Ben ölünce buranın caminden kaldırın beni" diyerek uğurluyor bizi.