Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NUR ÇİNTAY

Her gümrük böyle olsa!

Lüfer Bayramı neşeyle kutlandı, şehrin en baba lüferinin boyu 41.5 santimdi. Moda'da iki eski dost yollarını bir köşkte birleştirdi. En iyi kafeler listemize ilk sıradan giren Karaköy Gümrük'teki lezzetler de atmosfer de iz bıraktı...

Kuzguncuk'ta bayram

19 EKİM PAZAR
Lüfer Bayramı'nı ve genel olarak lüfer hassasiyetini büyük ölçüde borçlu olduğumuz Fikir Sahibi Damaklar'ın kurucusu Defne Koryürek, üniversiteden arkadaşım. Pazar günü Kuzguncuk'a varıp da kalabalık içinde onu bulup "Nasıl gidiyor?" diye sorduğumda, ilginin beklediğinin ne kadar ötesinde olduğunu anlattı. Nilhan Aras'la Levon Bağış'ın 'Bağdan Yoldan Sohbetler'i Kuzguncuk Karadeniz Kıraathanesi'nden sokağa yayılmıştı. Meğer Özcan Yüksek'in sabahki 'Balıklar ve Masallar' muhabbetinde iyice izdiham olmuş. Cumartesi günkü 'İstanbul'un en baba lüferi' olta avı yarışmasının medarıiftiharı ise 41.5 cm boyunda bir arkadaş olmuş. Açık artırmadaki ederi de 250 TL'ymiş, Tan Morgül'ün Instagram hesabında bulabilirsiniz suretini, boy pos yerinde maşallah! Pazar günü Kuzguncuk'ta gördüğüm kadarıyla, lüferine sahip çıkan, onu gerçekten de İstanbul'a dair kaybedip de geri kazanmak istediklerinin simgesi sayan bilinçli bir kitle var. O yüzden de hakiki bir hevesle, muhabbetle kutlandı Lüfer Bayramı. Emeği geçen herkesin eline sağlık...

Lezzetler de mekan da müthiş!


20 EKİM PAZARTESİ
İstanbul'un şu andaki en güzel kafeleri listesi yapsam, bir numaraya onu koyarım: Karaköy Gümrük.
Kemankeş Karamustafa Paşa Mahallesi Gümrük sokaktaki kapıdan içeri girdiğinizde, zevkli bir yere geldiğinizi hissediyorsunuz ama bu daha hiçbir şey.
Meraklı biriyseniz ve bu merdivenler nereye çıkıyor diye bakarsanız, bir kat, bir kat daha, bir kat daha... Dört katın toplamı heyecan verici güzellikte. Duvarlardaki Ara Güler fotoğrafları ve ruhu olan dekorasyonuyla müthiş bir mekân.
Burası, Galatasaray'daki Ara Cafe'nin de sahibi olan, aynı zamanda Vizontele'den Organize İşler'e pek çok filmin sanat yönetmenliğini yapmış olan Yaşar Kartoğlu'nun yeri.
Menü danışmanı Kantin'den tanıdığımız Şemsa Denizsel. Mutfakta ise çok ümit veren tatlı bir genç kadınla tanışıyoruz: Yunan şef Stavriani Zervakakou.
Menü her gün değişiyor; çeşitler az ve öz. Modernize edilmiş İstanbul mutfağı diyebiliriz kısaca. Şimdilik 19.00'da kapatıyorlar ama yakında akşam servisine de geçecekler.
Biz yemek saatinden sonra ve maalesef tok gittik. Ama yine de dayanamayıp denediğimiz pırasalı börek çok lezzetliydi. Birinci sınıf malzeme artı belli ki ayarı iyi bir el...
Fakat esas çarpıldığımız an, karadut reçelli çikolatalı kekin ilk çatalıydı.
Hayatımda, hakikaten hiç abartmıyorum hayatımda karşılaştığım en iyi çikolatalı mamullerden biriydi.
Sempatik şef Stavriani'yi canı gönülden tebrik etmek gerek.
Karaköy Gümrük'te, pıtrak gibi çoğalan iddialı kahvecileri gölgede bırakan özellikli kahveler de var. Filtre kahveleri de güzel ama 'cold brew' fark atıyor. Damla damla soğuk suyla damıtılır gibi gözünüzün önünde saatlerce demleniyor bu soğuk kahve.
Eski bir kimya laboratuvarından çıkmış gibi duran çok şık, çok zarif kum saati benzeri alette... Lezzeti de kafeini de çok tepede.
İlk fırsatta tekrar, dedirtiyor burası.
Adını yakında çok duyar olacaksınız, yazıyorum buraya.

Bizans fırınları neye benzerdi?


21 EKİM SALI
Meraklısının son derece ilgisini çekecek bir gastronomi konuşmaları dizisi başladı: Doğu Akdeniz'de Yeme İçme Alışkanlıkları ve Gastronomi Gelenekleri.
Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğu, Yunanistan Milli Araştırmalar Enstitüsü Osmanlı Araştırmaları Programı işbirliğiyle...
Nerede? Beyoğlu İstiklal Caddesi'ndeki Yunan Konsolosluğu'nun oradaki Sismanoglio Megaro binasında.
İlk konuşma, Bizans İstanbul'unun fırınları ve Osmanlı'nın 40 türlü ekmeği üstüneydi.
Gelecek seminerlerde (seminerler mayısa kadar sürecek) "İstanbul'un Yağ İkmali"nden "Bizans, Hint ve Sarazen Yemekleri"ne, pek çok ilginç konudan bahsedilecek.
Bir göz atın isterseniz programlarına...

Moda'da iki dostun izdivacı


22 EKİM ÇARŞAMBA
Moda, sevdiğimiz bir semt. Çocukluğumuz, gençliğimiz demek. Şimdi çok yakın bir arkadaşımızın taşınmasıyla da ayağımızın tekrar alışması demek. Dolayısıyla da Yer, Muaf, Zeplin; bu mekânların hatırının sorulması demek... Şimdi Modalıların "Oğlan bizim kız bizim" diyeceği bir durum hasıl oldu: Belfast, Saklı Köşk'e içgüveysi geldi! Belfast, mahallenin 70 çeşit birasıyla tanınan Irish Pub'ı. Saklı Köşk ise Moda'nın güzeli! En tatlı köşklerinden... Romanyalı bir işadamı, 1909'da kızı için yaptırmış. Sonra karikatürist Cemil Cem yaşamış. Saklı Köşk'ü, Mutfak Dostları Derneği'nin de başkanlığını yapan ve Çerkes kökenli çok güzel bir kadın olan Zeynep Çelikkan Kakınç işletiyor. Onu Kiva geçmişinden de biliyoruz. Dolayısıyla maltız ateşinde dokuz saat pişen sızma zeytinyağlı fasulye, Rize Celayir bölgesinden tuzlu tereyağında mühürlenmiş kuzu but sürpriz değil. Belfast'la Saklı Köşk'ün izdivacı hayırlı olsun. Böylece iyi biralar içerken yanında yağ çekmiş ıvır zıvır tabağına mahkum olma devri de nihayet kapanmış olsun.

Bu kurslara Fransız kalmasak mı!


23 EKİM PERŞEMBE
Özyeğin Üniversitesi Çekmeköy Kampüsü'ndeki (Alemdağ) Le Cordon Bleu İstanbul'a bir yemek yarışması vesilesiyle gitmiş, orada da "Şimdi okullu olmak vardı!" duygusuna sürüklenmiştim.
İşte size ilim irfan fırsatı! Şimdiden söyleyelim ki niyeti olanlara faydamız dokunsun; iki cazip yemek kursu var burada.
Temel Fransız Pastacılık ve Ekmekçilik Kursu'nda köy ekmeğinden girilip tarttan çıkılıp, artizanal pastacılık ve ekmekçilikle ilgili bir sürü şey öğreniliyor. Hakikaten bir sürü şey olmalı çünkü 8-22 Kasım tarihlerinde her cumartesi 10:00-
17:00 saatleri arasında dört gün çarpı yedi saat, boru değil!
Bir de Bölgesel Fransız Bistro Mutfağı eğitimi var, o da ocak ayında, yine dört haftalık bir program, bulunsun aklınızda...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA