Türkiye'nin en iyi haber sitesi
CEM SANCAR

Aşkla yürü bu rüyada

Öleceği tarihi bilenler vardır. Sadece büyük bilgelerin, Velîlerin hayatlarından nakledilmez böyle şeyler. Etrafımızda da olup bitmektedir bunlar. Kiminin babası böyledir, kiminin mahalledeki Hafize Teyzesi...
İbn Arabi bizzat kitabında yazmıştır. Babası ölmeden önce, "Topla kardeşlerini iki hafta sonra ben gideceğim" demiş ve gitmiştir. Akşemseddin "Artık öleceğim" demiş, hanımı "Hep söylersin ölmezsin" deyince, "İyi o zaman" deyip başını yastığa koyduğu gibi ruhunu teslim etmiştir!
Söylemek istediğim şudur, dünyada pozitivist realist ateist algının açıklayamayacağı şeyler olmaktadır. 'Madde parçacığında biz bakmadığımız zaman dalga boyu halinde salınan varlık, biz baktığımızda madde olarak gözükmektedir' diyen Kuantum Fiziği kaba materyalizmi yerle yeksan etmiştir.
Rüya âlemi gerçek bir âlemdir. Kâinatın övündüğü o özel insana, Muhammed Mustafa Aleyhisselâm'a bakarsak, "İnsan rüyadadır ve ancak öldüğü zaman uyanır..."
Peki bu dünyada uyanmak mümkün müdür?
Kanımca mümkündür. Yalnız bu dürülü zaman içerisinde kat kat boyutlar, perdeler arasında uyanmak için gerekli aparat maalesef biz modern bireylerin elini uzatıp tutabileceği bir mesafede değildir.
'Ölmeden ölünüz!' sözü ondandır bizi sarsar, sarsmıştır. Ölmeden ölebilmek, uyanmak, ayılmak anlamına gelir.
Gelir gelir de asıl kahredici soru şudur:
Şu kredi kartı borçları, siyasi hırslar, formika öfkeler, şehvet ve makam düşkünlüğü içinde, bitmez tükenmez ihtiyaçların cenderesinde 'ölmeden ölmek' mümkün müdür?

***


İnsan hem uykuda hem uyandığında rüya içindedir, onu diyorum.
Olay Batı'nın zihni açık dâhilerince de öyledir. Misal William Shakespeare, "Biz rüyaların yapıldığı maddeden yapılmışız" demiştir...
O sebeple düşlerimiz rahmani ve nefsani olarak isimlendirilir. Rahmani rüyalarımızda eğer hak ediyorsak bize bir şey söylenir. Bu öyle bir şeydir ki çözdükçe dolaşan şu kördüğüm vaziyetindeki hayatımızda, düğümleri çözebileceğimiz bir aklı bize verebilir!
İbn Arabi'ye göre insanın uyanık iken idrakine duyu his, uykudaki idrakine ise ortak duyu hiss-i müşterek denilir. Uyanık iken meydana gelen idrak, uykuda gerçekleşene rüyet, rüya...
Rüyet, bakmak demektir. İçe bakmak...
Kur'an-ı Kerim'de rüya âyetleri vardır. Rüyalarımız bize ruh dünyasından mail atar. Postayı okuyan ferahlar. İçine bakan yolunu bulur. Rüyasını anlayanın kamburu doğrulur.
Rüya tabirleri bu anlamda mühimdir. Rüya tâbiri konusunu Peygamberlerin Sultanı şu cümlesiyle izah eder: "Rüya, tâbir edilmedikçe bir kuşun ayağı üstündedir, tâbir edilince düşer. "
İlaveten rüyalarımızı, sadece akıl sahibi ve dost olduğundan emin olduklarımızla paylaşmamız gerektiğini de ifade eder...

***


Resulullah "Benden sonra nebi ve resul gelmeyecektir" deyince bu söz etrafındaki insanlara ağır gelmiştir. Fakat O defaten "Ancak el-mübeşşirat müstesna!" diyerek beşeriyeti teskin etmiştir. Sormuşlardır, "Ey Allah'ın Elçisi el-mübeşşirat nedir?" "Bir Müslümanın rüyasıdır. Bu rüya nübüvvetin, (elçiliğin) bir parçasıdır" buyurmuştur...
Hz. Ayşe'nin aktardığı rivayet ise şöyledir: "Resulullah'ın vahiy almaya ilk başlaması uykuda iken gördüğü salih rüyalar ile olmuştur. Bu süreçte gördüğü her rüya sabah aydınlığı gibi aynısıyla meydana gelirdi. Sonra kendisine yalnızlık sevdirildi. Ve Hıra Mağarası'nda halvete çekildi. Sonrasında Cebrail kendisine geldi..."
Mevzuyu Muhiddin Arabi, Tirmizi'den alıntıladığı şu mücevherat ile destekler:
"Rüyası en doğru olan, sözü en doğru olandır..."
Hülyalı olmak ve müjdeli rüyalar görmek bir uyanışa sebep olabilir. Onu söylemek istiyorum...
Rüyasını idrak eden insan kendini çözer, bedeni hafifler.
Kim bilir belki de kişi öleceği ya da...
Gerçekten uyanacağı vakti işte o zaman tahmin eder...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA