Bilgin, yaptığı açıklamada, sokak hayvanlarının her zaman bir kap suya ve yemeğe ihtiyacı olduğunu söyledi.
Sokak hayvanlarının unutulmaması gerektiğini belirten Bilgin, "Ramazanda kendi nefsimizi terbiye ederken, maalesef sokak hayvanlarını unutabiliyoruz. Buna dalgınlık da diyebiliriz. Ama duyarlı olup bir kap yemeği kapımızın önüne koymamızın insanlık görevimiz olduğunu düşünüyorum." dedi.
Özellikle ramazanda sofraların bereketlendiğini anlatan Bilgin, şöyle konuştu:
"İftar saati yaklaştıkça daha çok acıkıyoruz. Bu yüzden de yemek çeşitlerimizi artırıyoruz. Sofraya oturduğumuzda bir bardak su, bir kap yemek, bütün iştahımızı alıp götürüyor. Aç olan insan 'Açım, yardım edin' diyebiliyor ama hayvanların dili yok. Onların sesini ancak kalbimizle, vicdanımızla duyabiliriz. Çok değil, yemeğimizden arta kalanları paylaşalım. Sokak hayvanlarımıza sahip çıkalım."
Oruç ibadetinin gereklerinden birinin de empati kurmak olduğunu vurgulayan Bilgin, "Dinimizce israf büyük günah. Yemediğimizi atmak, paylaşmamak israftır." ifadelerini kullandı.
Bilgin, vatandaşların, iftarın ardından kalan yemeklerini sokak hayvanlarına vererek, israftan kaçınmış olacaklarını da kaydetti.
Konseyin Hayvan Hakları Çalışma Grubu üyesi Mete Başol da yaz aylarında sokak hayvanlarının en büyük ihtiyacının su olduğunu belirterek, "Su olmazsa yaşayamazlar. Bu, bütün canlılar için geçerli. Kapımızın önünden onlar için su eksik olmasın." ifadelerini kullandı.
