Tülek, uyku apne sendromunun uyku sırasında solunumun tekrarlayıcı şekilde durma ve başlamasıyla seyreden ciddi bir uyku hastalığı olduğunu dile getirdi.
"Uyku apne sendromu erkeklerde, kadınlara göre iki kat daha fazla görülüyor. Özellikle aşırı kilolu olmak, uyku apnesi için önemli bir risk faktörüdür" diyen Tülek, boyun çevresinde yağ depolanmasının uykuda solunumun durması için önemli bir risk faktörü olduğunu belirtti. Bazı hastalarda boyun çevresi kalınlığının artışıyla üst hava yolunda daralma olabileceğini ifade eden Tülek, kadınlarda kilo artışıyla birlikte ve menopoz sonrasında riskin yükseldiğini aktardı.
Tülek, tüm uyku apne sendromluların aşırı kilolu olmadığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"60 yaşın üzerindekilerde, ailesinde uyku apnesi bulunanlarda, alkol ve sakinleştirici ilaç kullananlarda, sigara içenlerde ve burun tıkanıklığı sorunu yaşayanlarda da uyku apne sendromu riski yüksektir. Uyku apne sendromu tedavi edilmediği taktirde pek çok hastalığa neden olabiliyor. Uyku sırasında solunum durmalarına bağlı olarak kandaki oksijen düzeyinin düşmesi; kan basıncında yükselme (hipertansiyon) ve kalp-damar sistemi üzerine yüklenmeye neden olmaktadır. Özellikle daha önce kalp hastalığı bulunan hastalarda bu sendrom varsa, kan oksijen basıncındaki düşmeler kalp hastalıklarına bağlı olarak ani ölümlere neden olabilir.
Hipertansiyonu bulunan ve ilaçlarla tansiyonu kontrol altına alınamayan kişilerde bu sendromdan şüphelenilmelidir. Uyku sırasındaki solunum durmaları hastaların uykularının bölünmesine, dolayısıyla da dinlendirici bir uyku uyuyamamalarına neden olur. Hastalar buna bağlı olarak gündüz uykulu olma, dikkatini toplayamama ve yorgunluktan yakınabilirler. Bu durum, erişkinlerde mesleki başarısızlık, çocuk ve gençlerde eğitim sorunları gibi sonuçlara yol açabilir. Bu sendrom, karaciğer sorunlarına yol açabilir ve ameliyat sırasında veya sonrasında solunum problemlerine de neden olabilir."
Uyku apne sendromunda en sık karşılaşılan yakınmalardan birisinin, gün içerisinde aşırı uykululuk hali olduğunu vurgulayan Tülek, sendromun kesin tanısının polisomnografi adı verilen gece uyku laboratuvarına yatmayı gerektiren bir testle konulduğunu sözlerine ekledi.
