İftarda hızlı yemenin organizma üzerinde olumsuz etkiler yapacağını anlatan Elmacıoğlu, bu durumun insülin salınımını ve kan şekerini yükselttiğini, bunun da yorgunluk, uyku hali ve çarpıntı gibi rahatsızlıklara yol açabileceğini vurguladı.
Elmacıoğlu, iftarda ezanın okunmasının ardından hafif yiyeceklerle azar azar yenilerek orucun açılması gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İftarın açılmasının ardından esas yemeğe yaklaşık 1-1,5 saat sonra geçilmeli. Esas yemek, mevsim salatası, 1-2 dilim ekmek, bir kase çorba, küçük bir kase yoğurt veya bir bardak ayran olarak seçilmeli. Bunlar vücudun sıvı, vitamin, mineral ihtiyacını ve lif gereksinimini sağlar. Yemeklerde baharat fazla olmamalı, gereksiz ekmek veya hamur işi tüketilmemeli. Ramazanın karbonhidrat kaynağı pidenin tüketiminde de aşırıya kaçılmamalı. Sütlü tatlılar tercih edilmeli."
Sahura kalkmanın sağlık açısından önemli olduğuna değinen Elmacıoğlu, "Yemek yiyerek yatmak yerine sahura kalkıp yemek daha doğrudur" dedi.
Prof. Dr. Funda Elmacoğlu, orucun vücudu dinlendirmedeki rolüne değinerek, "Ramazan ayı ruhun, mide ve diğer sindirim organlarının dinlendiği, vücudun detoks sisteminin en iyi çalıştığı süreçtir" ifadelerini kullandı.