Klinik belirtilerin kistin yerleştiği yere göre değiştiğine dikkati çeken Yıldırım, şu bilgileri verdi:
"Karaciğerdeki kistler sarılığa ve sindirim bozukluklarına (ishal, iştahta azalma), akciğerdeki kistler solunum yetmezliğine, kalpteki kistler kalp yetersizliğine, beyindeki kistler merkezi sinir sistemi bozukluklarına, kemiktekiler iskelet bozukluklarına, topallık ve kırılmalara neden olur. Ağır enfeksiyonlarda anemi ve zayıflama gibi genel belirtiler de ortaya çıkar. Vurma, çarpma, düşme, trafik kazaları ve operasyonlar sırasında, çoğu durumda, kistin patlaması sonucu ölüm görülebilir.''
Yıldırım, koyun, keçi ve sığır gibi hayvanlarda ekinokok kistlerinin daha çok karaciğer ve akciğerlere yerleşim gösterdiğini vurgulayarak, ''Hasta hayvanların verimleri düşmektedir. Bu hayvanlar kasaplık yapıldıklarında da hasta organların gıda olarak tüketilmesi mümkün olmadığından ciddi ekonomik kayıplar oluşmaktadır'' diye konuştu.
Yıldırım, sokak köpeklerinin kayıt ve kontrol altına alınması, kimliklendirilmesi, anti-paraziter ilaçlama durumunu gösteren kayıtlarının tutulması ve rutin takiplerinin yapılmasının gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
''Özellikle köpek sahipleri, hayvancılık yapanlar, mezbaha çalışanları, kasaplar ve çiftçiler başta olmak üzere yöre halkının hastalık hakkında bilinçlendirilmesi gerekir. Bunun yanında, kasaplık hayvanların yalnızca mezbahalarda kesilmesi, bilhassa bayramda kurbanlıkların kesimlerinde hijyen kurallarına azami özen gösterilmesi, kesim alanlarının mutlaka veteriner hekim kontrolü altında olması, kesim sonrası kistli organların kapalı konteynerlerde toplanarak mutlaka yakma fırınlarında imha edilmesi, mezbaha çevrelerine köpeklerin gelmesinin önlenmesi, ölen hayvanların uygun biçimde imhası ve en önemlisi de AB ile uyum çerçevesinde ekinokok mücadelesi ile ilgili direktiflerin bir an önce hayata geçirilmesi ve bu noktada ihtiyaç olan kontrol programı için gerekli yasal düzenlemenin yapılması gerekmektedir.''
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türkiye Hidatidoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Yazar ise genellikle parazit yumurtalarının alınmasından yıllar sonra ortaya çıkan hastalığın, her yaşta görülebileceğini ve çeşitli organlarda kistler oluşabileceğini söyledi.
Kistlerin daha çok karaciğere yerleştiğini, onu akciğerin izlediğini ifade eden Yazar, "Bir kısmı ise dalak, böbrek, beyin, kas, kemik ve diğer bütün organ ya da dokulara yerleşmektedir. Ülkemizde yılda ortalama 4 bin kişi, bu hastalıktan dolayı ameliyat edilmektedir. Bazı vakalarda da ameliyat sonrası tekrarlamalar söz konusudur" dedi.