Gürgan, diş eti hastalıklarına yol açan mikroorganizmaların sadece diş etiyle sınırlı kalmayarak kan yoluyla vücuda yayıldığını ve bu sayede genel sağlığı büyük ölçüde etkilediğini söyledi.
Diş eti hastalıklarının özellikle kalp ve damar hastalıkları için önemli bir risk faktörü olduğunu ifade eden Gürgan, ''Damar içindeki iltihabi reaksiyonlar diş etine zarar vermekle kalmazlar. Söz konusu mikroorganizmalar kan yoluyla vücuda yayılarak, kendileri veya toksinleriyle kalp ve damar sisteminin bütünlüğüne doğrudan veya dolaylı olarak zarar verebilirler'' dedi.
Diş eti iltihabının farklı hastalıkları da tetiklediğini dile getiren Gürgan, şöyle devam etti:
''Diş etinde oluşan iltihap nedeniyle anne adaylarının kesesinin damarları tıkanabilir ve çocuk beslenemez. Çocuk düşük ağırlıkta doğabilir ya da diş eti iltihabı sonucunda yayılan iltihabi reaksiyonun molekülleri ve mikroorganizmalar, rahim düz kaslarının kasılmasına ve doğumun erken başlamasına yol açabilir. Erken doğumlarda ise rahim enfeksiyonlarının risk faktörü olduğu gösterilmiştir. Damar yolu ile yayılan mikroorganizma ürünleri ve bunlara karşı verilen iltihabi yanıt içeriği maddeler, damarların tıkanmasına yol açarak kalp, beyin ve böbreklerin çalışmasını engelleyebilir. Bunun sonucunda kalp krizi veya felce uygun zemin hazırlar. Son zamanlarda yapılan araştırmalar Alzheimer hastalığı ile diş eti hastalığı arasında bir ilişkinin olabileceği yönünde bulgular ortaya koydu. Kalp-damar problemleri, şeker hastalığı ve yüksek kolesterol durumunu da içeren şişmanlıkla da ilişkisi hem ülkemizde hem de yurt dışında yapılan pek çok klinik ve laboratuvar çalışmalarının sonuçlarına yansımıştır. Diş eti hastalıkları, kalp ve damar problemlerine, şeker hastalığı ile erken doğuma veya düşük yapmaya ve bunun yanında pek çok hastalığın oluşmasına neden oluyor''
Gürgan, diş eti hastalıklarının, şeker hastalığının sebep olduğu önemli problemlerden biri olduğuna dikkati çekerek, şeker hastalığının kontrol altında olmaması halinde diş eti problemlerinin tedavisinin güçleşeceğini, bu yönüyle diş eti ve şeker hastalığının tedavi edilmemesi halinde birbirlerini sürekli olarak etkileyeceğini ifade etti.
Gürgan, hastaların diş hastalığının yol açtığı genel sağlık problemlerine karşı basit ve ucuz çözümler sayesinde önlem alabileceklerini vurguladı.
Diş eti problemi yaşamış bireylerin dişlerin ara yüzlerinin temizlenmesine büyük önem göstermesi gerektiğinin altını çizen Gürgan, ''Ağız bakımı tam ve düzenli olarak yapılmalı. Dişlerin ara yüzlerinin mutlaka temizlenmesi gerekir. Diş eti hastalıklarına karşı ara yüz fırçaları ve diş ipi kullanın. Diş yüzeyleri temiz tutulmadığı takdirde diş eti problemleri tekrar oluşur'' diye konuştu.
Gürgan, diş eti hastalığının genel sağlığı bozmasının yanında ağız kokusu ile sosyal hayatı, dişlerin kaybedilmesi ile yemek yemeyi ve konuşmayı zorlaştırabileceği için kişinin hayat kalitesini de düşüreceğini sözlerine ekledi.
