Bora, kış aylarının gelmesiyle özellikle sobadan çıkan dumanın hava kirliliğine yol açtığını belirterek, bu durumun insan sağlığına ciddi zararlar verebileceğini söyledi.
Burun tıkanıklığı olduğu zaman mecburen ağızdan nefes alındığını, bu durumda havada bulunan dumanın içinde yer alan mikrobun boğaza yapışabileceğine dikkati çeken Bora, "Biliyoruz ki burundan nefes alıyoruz. Burundan nefes alırken hava ısınıyor, burnun yapışkan mukozasına yapışıyor ve burun kulları onları filtre ediyor. Nihayetinde kirli hava ısınarak ve temizlenmiş olarak boğaza geliyor" diye konuştu.
Soğuktan ve kirli havadan korunabilmek için burundan nefes alınıp, ağızdan verilmesi gerektiğine vurgulayan Bora, şunları kaydetti:
"Burnu tıkalı, akıntılı, nezle ve grip olanlar burundan nefes alamıyor. Bu durumda en azından kış boyunca boğazını koruyucu tedbirler almalı. Bunun koruyucu tedbirleri arasında saçların ıslak olmaması ve kulakların kapalı olması da bulunuyor. O bölgenin imkan nispetince kışın soğuk havasından korunması ve mümkünse kirli havayı solumamak adına tedbir almak uygun olabilir."
Boğazın içinde tükürük ile yapıştırıcı enzimler bulunduğuna değinen Bora, "Nefes aldığınız zaman eğer havada mikrop varsa, bu mikrop boğaza ve bademciklerin üzerine oturuyor ve bademciklerin iltihaplanmasına yol açıyor. Eğer havadaki kir mikrobik değilse bademciklerin arasında fareks bölgesine bu kirli toz yapışabiliyor. Sonucunda boğazda kaşıntı oluşabilir, boğaz ağrısı hissedilebilir. Sonuçta nefes yollarına kadar inebiliyor ya da mideye inip reflü dediğimiz rahatsızlıklara yol açabilir" şeklinde konuştu.
Bora, reflünün de günümüzde çok sık rastlanan bir hastalık olduğuna değinerek, "Reflü de mideye bir şey attığınız zaman midede yanmalarla etkisini gösteren bir hastalık. Acı bir suyun ters gelmesi gibi bir durum" ifadelerini kullandı.
