Türkiye'nin en başarılı organ nakli cerrahlarından Prof. Dr. Alihan Gürkan, 2010 yılında Akdeniz Üniversitesi'nden İstanbul'a transfer olmuştu. Gürkan, Türkiye'nin onkoloji merkezlerinden birini Antalya'da yaratmak projesinde yer almak için yeniden Antalya'ya döndü. Memorial Sağlık Grubu Antalya Hastanesi Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan; pankreas, safra kesesi ve kalın bağırsak gibi ameliyat edilmesi son derece zor bölgelerdeki tümörler hakkında bilgiler verdi...
'Yapılamaz' denilen ameliyatlar Antalya'da yapılıyor. Antalya neden bu kadar iddialı ameliyatların merkezi haline geldi?
Evet doğru, 'Yapılamaz' denilen ameliyatları yapıyoruz. Biz artık 'Çare Antalya' diyoruz. Bu konuda çok iddialıyız. Ameliyatını yaptığımız hastalarımız da bunun böyle olduğunu düşünüyor.
KİŞİ ZAMAN KAYBEDİYOR
Siz çok zor olan kanserli tümör ameliyatlarını yapıyorsunuz. Peki, bu konuda şikayeti olan hastalar sizin varlığınızdan haberdar mı?
Hastaların buraya ulaşması bazen zor olabiliyor. Bilgi eksikliği ya da arayış içinde oldukları için çareyi başka yerlerde arayabiliyorlar. Hastalar doğru adrese ulaşıncaya kadar zaman kaybedebiliyor. Tabii bu durumda yaşam kaliteleri de düşüyor.
Peki, diğer meslektaşlarınız, sizin bu ameliyatları yapabildiğinizi biliyorlar mı?
Tabii ki biliyorlar. Basında çıkan haberlerden de yaptığımız ameliyatlar belli. Yaptığımız ameliyatları basında duyurmamızın sebebi; hastaların bize kolaylıkla ulaşmasını sağlamak ve başarılarımızla gurur duymamız. Pankreas kanseri ameliyatı yaptığımız 83 yaşında bir hastayı, sağlıklı bir şekilde taburcu ettik. Bu hastamızdan sonra 84 yaşında başka bir hasta bize geldi.
Hastanın 'Ameliyatı kabul etmiyorum' diyerek çıkıp gitme hakkı var mı?
Hastalarımızın böyle bir hakkı her zaman vardır. Çünkü vücut, onların vücududur.
Peki size baskı yaparsa, "İki hafta ömrüm var ama o ameliyatı olmak istiyorum" derse ne yaparsınız?
Benim de hastayı ameliyat etmeme hakkım var. Bir hekim olarak vicdanımın, tıbbın ve yasanın karşı çıktığı hiçbir şeyi yapamam. Bu meslekte benim de kendime göre korkularım, inanışlarım var.
HASTA İSTEDİ DİYE OLMAZ
Hastanın masada kalmasından mı çekinirsiniz?
Elbette. Nafile bir işi sırf hasta istedi diye yapamazsınız. Mesela karaciğerinin her tarafında yaygın tümör olan bir hasta geldi. Hiçbir tedavi görmeyen bu hastanın yanında oğlu da vardı. "Bana oğlumdan karaciğer nakli yap" dedi. Tıbben, çok yaygın karaciğer tümörüne karaciğer nakli yapılmaz. Ben de yapmadım.
O karaciğeri çıkarıp, temizleyip sonrasında nakil yapılamaz mı?
Hayır, o ameliyatın belli başlı bazı kuralları var; üç tane lezyon olması, en büyüğünün 5 santim olması lazım gibi... Oğlunu getiren hastanın durumu ameliyata uygun değildi. Ayrıca bu yasal olarak da, tıbbi olarak da suç.
Yasal olarak suç olmasaydı yapar mıydınız?
Tıbbi olarak suç olan bir şeyle, yasal olarak suç olan bir şey arasında fark yok. Dolayısıyla vicdanen ve yasal olarak suç olan şeylerin ikisinin de bir hekim üzerinde yaptırımının aynı olması lazım.
1.5 YIL YEMEK YİYEMEDİM İNTİHARIN EŞİĞİNE GELDİM
Prof
. Dr. Alihan Gürkan'ın ameliyat ettiği Mukaddes Altaş, kanser teşhisi konulduktan sonra yaşadığı trajik olayları anlattı: "2004 yılında karın ağrısı şikayeti ile gittiğim hastanede pankreasımdaki tümör temizlendi. Beş sene sonra kanser karaciğerime sıçradı. Karaciğerimdeki tümör alındı. Ancak daha sonra düşmeyen ateş yüzünden hastaneye kaldırıldım. Karaciğerimde dört büyük apse oluşmuştu. 2010 yılında karaciğerimin bir bölümü alındı. 2012 Haziran ayında safra kanalları daraldığı için safrayı dışarıya aldılar. 1.5 yıl boyunca ağzımdan safra geldi. Bu süre boyunca yemek yiyemedim, yatamadım, boğazım yandı; intiharın eşiğine geldim. Antalya'da ameliyat olabileceğimi öğrendim. Doktorum "Riskli bir hastasın, hayati bir risk gördüğüm anda ameliyatı durduracağım" dedi. Bütün riskleri göze alıp ameliyat olmayı kabul ettim.
NEREDE DURACAĞIMI ÇOK İYİ BİLİYORUM
Hiç 'yapamam' diyeceğiniz bir ameliyat olabilir mi?
Şartları ne kadar zorlarsınız? Biz iyi bir kanser merkeziyiz ama asla umut ticareti yapan bir hastane değiliz. Bizim de duracağımız noktalar var. Bizim de hiç elimizi sürmeyeceğimiz, kalan bir-iki haftalık ömrünü huzur içinde yaşamasını sağlayacağımız hastalar var. İyi hekimlik, ne kadar uca gideceğini ve nerede duracağını bilmektir. Biz kıyıya kadar gidiyoruz.