Memorial Sağlık Grubu Antalya Hastanesi Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan, sorularımızı yanıtladı...
Ameliyat konusunda hiç pişman olduğunuz bir karar aldınız mı? "Keşke yapmasaydım" dediğiniz ameliyatınız var mı?
Geçmişte 'keşke' dememe neden olan iki-üç hastam oldu. Ama bu olanlar beni hiçbir zaman yıldırmadı. Benim uzmanlık alanım zor bir cerrahiyi kapsadığı için en zor hastaları ameliyat ettim. 'Yaşamaz' denilen hastaları ameliyat edip uzun süre yaşamalarını sağladım. Risk alırken tek amacım var; hastalarıma daha iyi ve uzun bir yaşam sunabilmek. Bu işte risk vardı, hep olacak. Biz bu riski binde 1'den 10 binde 1'e indirmeye çalışıyoruz. Önemli olan dünya standartlarının çok altında ölüm oranına sahip olmak.
ALLAH BİZİMLE BİRLİKTE
Zor ameliyatlara giriyorsunuz. Elleriniz için yaptığınız özel bir bakım var mı?
Hiçbir şey yapmıyorum. Sadece ameliyathanede Allah'ın bizimle birlikte olduğunu hissediyorum ve bu beni rahatlatıyor. Ekibime "Bizi izliyor, biz onun elleriyiz" diyorum. Ayrıca Allah'ın "Onlar benim kullarım, siz onları yaşatacaksınız. Aslında yapan benim, siz aracısınız" dediğini hissediyorum ve bu bana inanılmaz bir güç veriyor.
Ameliyathanede neye katlanamazsınız?
Disiplinsizliğe hiç katlanamam.
Ameliyathanede müzik açık olabilir mi?
Olabilir, insanlar müzik dinleyebilir. Ameliyatın bir kısmı rahat gider ama ameliyatın kötüye gittiği zamanlar olabilir. O zaman müzik kapanır, herkes susar. Ameliyathanede bir tane orkestra şefi vardır; o da cerrahtır. Ameliyathanede en önemli kişi ise hastadır. Ona hizmet eden adama (cerrah) huzur vermek de ekibin görevidir. Oradaki bağrış çağrış bunun içindir.
Zor bir cerrah mısınız? Genellikle kolay bir adamımdır ama disiplin önemlidir. Dediğimin yapılmasını isterim, yapılmazsa da sinirlenirim. Çünkü saniyelerle savaşıyoruz. İyi bir cerrah, her türlü kötü şarta kendini hazırlamış cerrahtır.
EKİBİMDE DÜRÜST İNSAN OLMALI
Ekibinizde deneyimli isimlerin mi olmasını istersiniz, yoksa genç cerrah yetiştirmek de güzel bir duygu mu?
Ben ekibimde dürüst insanların olmasını isterim. Birçok ülkede, çok sayıda cerrahla çalıştım. Tüm dünyada cerrah olarak doğan, çok yetenekli bir-iki kişi gördüm. O insanlar dünyaya cerrah olmak için gelmişler; ellerine her şey yakışıyor. Ayrıca birçok iyi cerrah gördüm. Bunlar çok okuyan, çok çalışan, disiplinli, hastasını seven, ahlaklı ve kötülük yapmayı düşünmeyen insanlardı.
Yani iyi bir cerrah iyi bir insan mı demektir?
İyi bir insan, iyi bir cerrah olabilir. Bence kötü insan, iyi bir cerrah olamaz. İyi bir cerrahın her şeyiyle örnek olması gerekir. Bizim işimizde insanları sevmek çok önemli; hastanın kötü kokan vücuduna dokunmalısınız, hastanızdan tiksinmemelisiniz. Orada yatan insanın bir gün sizin anneniz, babanız, kardeşiniz, çocuğunuz olabileceğini düşünüp o insanlara öyle davranmalısınız.
SGK'SI İPTAL EDİLSE HEKİME KİMSE VURMAZ
Doktorlara hasta yakınlarının uyguladığı şiddet ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Ne kadar çileden çıkarsanız çıkın; şiddetin mazur görülecek bir tarafı yoktur. Hasta veya yakını bu hakkı nereden alıyor? Maalesef son dönemdeki en yanlış uygulama; 'Hekimi bize şikayet edin' demek. Hekimler de hasta psikolojisiyle ilgili olarak daha dikkatli davranmak zorundalar.
DOKTOR OLMAK KOLAY DEĞİL
Sizce hekimler iletişim eğitimi almalılar mı?
Kesinlikle almalılar. Hiçbir hasta yakınının, bir hekimin kapısını açıp üstüne saldırdığını sanmıyorum. Hekim ile hasta yakını arasında daha önce bir sürtüşme yaşanmıştır. Özellikle acilde çalışan hekimlerin insan psikolojisine yaklaşımı çok farklı olmalı. Bu ülkede hekim olmak kolay bir iş değil. Hekimler; çalıştığının karşılığını alamıyorlar, iyi şartlar yok. Hekimlere reva görülen bu uygulamalar hoş değil. Onlar da bu konuda sıkıntılılar.
Peki, hekimlere şiddet nasıl önlenebilir?
Hekimlik bir iştir; işimizi yaptığımız için hasta bize minnet duymak zorunda değildir. Hasta, iyi insan olduğumuz için bize minnet duymak zorunda ve biz de bunu ona hissettirebilmeliyiz. Bugün hekime saldıran bir kişinin SGK'sını iptal ederseniz bir daha hiç kimse hekime saldıramaz. Diğer taraftan hekimi de sorgulamak lazım.
DOKTORU 'YAPARIZ' DEYİNCE KABUL ETTİ
Prof. Dr. Alihan Gürkan'ın ameliyat ettiği hem prostat, hem de pankreas başı kanseri olan 84 yaşındaki Hasan Soyan öyküsünü anlattı: "Üç prostat ameliyatımı ürolog olan oğlum Hüseyin Soyan yaptı. Ciddi bir sarılık teşhisiyle hastaneye kaldırıldım. Pankreas başında kötü huylu tümöre rastlandı. Oğlum, üniversitede Alihan Hoca'nın asistanıydı. 'Bunu benden çıkarın' diye rica ettim. Hoca, 'Bakarız' değil 'Yaparız' deyince bu riskli ameliyatı olmayı kabul ettim."