Hematolojik Onkoloji Derneği tarafından düzenlenen, 3. Hematolojik Onkoloji ve Kemik İliği Transplantasyon Sempozyumu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) yapıldı. Sempozyuma, kanser tedavisinde devrim olarak nitelendirilen ve kemoterapinin yerini almaya başlayan immünoterapi yöntemi damgasını vurdu. Anadolu Sağlık Merkezi Kemik İliği Nakli Ünitesi Direktörü Prof. Dr. Zafer Gülbaş, sorularımızı yanıtladı...
Hematoloji ve kan kanserleri hakkında bilgi verir misiniz?
Hematoloji bilim dalının çalışma alanlarını kısaca özetlersek;
Kan hücrelerinin veya hemoglobin'in ilikteki üretimlerinde bozulma (değişik anemi -kansızlık- lökopeni ve trombositopeniler)
Kan hücrelerinin yıkımlarının hızlanması
Kan hücrelerinin işlevlerinin bozulması
Kanın pıhtılaşmasının bozulması
Kanın damar sistemi içinde kanama ve pıhtılaşması (tromboz)
Kanı üreten ilik hücrelerinin ve lenf bezi hücrelerinin kanserleşmesi (lösemiler, lenfomalar, miyeloma vb.)
Kanı üreten ilik hücrelerinin ve lenf bezi hücrelerinin kanserleşmesi dediğimizde tek bir grup hastalıktan bahsetmiyoruz. Yüzlerce farklı özelliğe sahip hastalıkları tek isimde kan kanseri ya da kemik iliği kanseri adıyla adlandırabiliriz. Kan kanserinin pek çok kanser grubunda olduğu gibi nasıl oluştuğunu bilmiyoruz. Genetik yatkınlık, çevresel faktörler, radyasyon ve virüslerin kansere sebebiyet verdiğini söyleyebiliriz. Bazı lenfomaların virüsle ilgili olduğunu bugün net olarak bilebiliyoruz. Kan hücrelerinin genetik yapısı değişirse ve anormallik ortaya çıkarsa bu hücreler kanser hücresine dönüşüyorlar ve lösemi, lenfoma, miyeloma dediğimiz hastalıkları oluşturuyorlar.
60 YAŞINDAN SONRA DAHA SIK GÖRÜLÜR
Belirtileri nelerdir?
Lösemi hastaları, halsizlik, yorgunluk, kollarda, bacaklarda morluk ve ateş nedeniyle hastaneye başvurur ve tanı alırlar. Lenfomalar; lenf bezi büyümeleri, ateş, bazen de bu belirtilerin hiçbiri olmadan çok daha nadir bulgularla doktora başvurabilirler. Sadece kan düzeyinin düşmesiyle bile tanı aldıkları olur. Lenfoma, bu üç grup hastalık içerisinde, (lösemi, lenfoma, miyeloma) en çok alt tipi olan hastalık çeşididir. Lenfoma, lenf bezi büyümesiyle karşımıza çıktığı zaman teşhisi kolaydır. Ama diğer şekillerde çıktığı zaman teşhisi zaman alır. Hastalar değişik doktorları dolaşabilirler. Miyeloma kemik ağrılarıyla karşımıza çıkar. Hasta, hematologlara gelmeden önce fizik tedavi, nöroloji, beyin cerrahisi, ortopedi, dahiliyeci başta olmak üzere birçok doktorda belli bir zaman geçirir. Dolayısıyla tanıda gecikme yaşanabilir. Özellikle fizik tedavi, nöroloji, beyin cerrahisi, ortopedi konusunda uzmanlaşacak hekimlerin ihtisas eğitimleri sırasında hematoloji eğitimi almalarını da öneriyoruz. Bu konuda bir farkındalık yaratmak gerekiyor.
Risk gruplarına ayırabilir miyiz? Ülkemizde görülme sıklığı nedir?
Genellikle lösemi, lenfoma, miyeloma her bölgede görülen bir hastalıktır. Dünyanın her yerinde bu grup hastalıklar vardır. Bazı alt tipler bazı ülkelerde daha fazladır. Örneğin; T hücreli lenfomalar Uzak Doğu'da daha fazladır. Foliküler lenfomalar gelişmiş ülkelerde daha fazladır, gelişmekte olan ülkelerde daha azdır gibi. Miyeloma her yerde görülmektedir. Akut lösemiler her yerde görülmektedir. Hematolojik hastalıklar genellikle 60 yaşından sonra daha sık görülmektedir.
Kan kanseri tedavisinde İmmünoterapinin yeri nedir?
İmmünoterapi gelişen bir alan. İmmünfeno tipleme ile ilgili olarak hücreler hakkında bilginiz arttıkça bu hedeflere yönelik tedavi seçimi, bu hedeflerin ne kadar etkilendiğini izlemek ve ne kadar düzelttiğini izlemek daha kolay olacaktır.
Kemik iliği hastalıklarında ve naklinde son yıllarda neler ön planda?
Kemik iliği nakli esasında kişiselleştirilmiş tedavinin en önemli örneğidir. Kemik iliği nakli ve periferik kan kök hücresi nakli ile yüksek doz kemoterapi ve/veya radyasyon terapisi ile zarar görmüş hücrelerin yerini yeni oluşan sağlam kan hücreleri alır.
GELİŞMİŞ ÇALIŞMALAR ÇAĞINDAYIZ
Bu kadar farklı hücrenin tanımlanmasında ne gibi tetkik yöntemlerini kullanıyorsunuz?
Hastalığı anlamak laboratuvar tetkiklerini yapmaktan geçiyor. Bir hastaya biz lösemi, lenfoma ya da miyeloma tanısı koyduğumuz zaman, bu hastada ne ile karşı karşıya olduğumuzu anlamak için birtakım tetkikler yapıyoruz. Birincisi, o hücrenin genetik yapısını inceliyoruz. Bunları moleküler genetik tetkikler olarak adlandırabiliriz. Hücrenin DNA'sında bir değişiklik, mutasyon, çoğalma var mı, bunları analiz ediyoruz. Bunların da değişik yöntemleri var. Bir klasik sitogenetik var, bir moleküler sitogenetik var ve bu çalışmalar giderek artıyor. Bu gelişmiş çalışmalar sebebiyle bugün içinde bulunduğumuz zamanı 'Genetik çağı' olarak adlandırabiliriz. Lösemi, lenfoma ve miyelomada bugün için laboratuvar tetkikleri olarak en sık yaptığımız çalışma; hücre tipini belirlemek amacıyla akım sitometri teknolojisini kullanarak bu hücrelerin immünfenotiplemesini yapmaktır. Hücrenin yüzeyindeki yapılara bakarak, bu hücrelerin kanserli olup olmadığını ya da kanserliyse türü, özellikleri ve vücuda yayılma oranını bu tipleme tetkikleriyle anlayabiliyoruz. Bir de standart biyokimyasal laboratuvar tetkikleri var. Biyokimyasal tetkikleri, daha çok hastalığın vücudu ne kadar etkilediğini görmek için kullanıyoruz. Lenfomada laboratuvar testlerinden, hemotopatolojik değerlendirmeden çok iyi yararlanmak gerekir. Kan kanserlerinin tanısında patolojik değerlendirmeyi de es geçmemek gerekir. Biyopsi değerlendirmesi lösemi, lenfoma, miyelomada olmazsa olmaz bir tetkiktir ve pataloğun bu konuyu bilmesi ve ayrıntılandırması gerekir. Kan kanserlerinde hematopatolog tanısı ve değerlendirmesi esastır. Lösemi, lenfoma, miyelomada radyolojik yöntemler, görüntüleme yöntemleri de olmazsa olmazdır. Radyoloji ve nükleer tıp tomografi, MR, PET/CT tanı yöntemlerimizdendir. Akut lösemide akımsitometri ve genetik ön plana çıkar, Lenfomada tomo, görüntüleme yöntemleri, hemato-patoloji ve hemato-patolojinin genetik değerlendirmesi öne çıkar. Miyeloma tanısında da akım sitometriyi kullanıyoruz.