Türkiye Diyetisyenler Derneği Başkan Prof. Dr. Muhittin Tayfur, düzenlediği basın toplantısında, medyada da yer alan popüler diyetler ve sağlıklı beslenme konularında açıklamalarda bulundu.
''Obezite ciddi bir sağlık sorunu''
Medyada yer alan haber ve yorumların beslenme konusunda zaman zaman karmaşaya neden olduğunu belirten Tayfur, "Obezite günümüzde ciddi bir sağlık sorunu. Özellikle de gençler, güzel görünmek için birtakım yollara başvuruyor. Bunlardan bir tanesi de bitkisel destekler.
Ne yazık ki bu tür ürünler, son yıllarda pazarlanma eğilimi giderek artan ürünler" diye konuştu.
İçeriği bilinmeyen bitkisel ürünleri önermediklerini ifade eden Tayfur, kaynağı belli olmayan ürünlerin alınmaması uyarısında bulundu.
''Diyete başlamadan önce uzmanlardan destek alınmalı''
Diyete başlamadan önce konunun uzmanlarıyla görüşülüp destek alınması gerektiğine işaret eden Tayfur, "Öncelikli olarak iyi bir diyet planlaması, fiziksel hareket, eğer bunlar etkili olmazsa o zaman hekimlerin değerlendirmesiyle ilaç ya da cerrahi tedavi gibi uygulamalar yapılabiliyor.
Bileşeni bilinmeyen bitkisel ürünler, öncelikli olarak ekonomik kayıplara, sağlığın zarar görmesine ve yaşamın kaybedilmesine neden olabiliyor. Bu nedenle bu ürünlere karşı dikkatli olunması gerekiyor" dedi.
Derneğin 2. Başkanı Doç. Dr. Aydan Ercan ise obezite ameliyatlarına talebin çok olduğuna ancak bunun sakıncalı sonuçları olabileceğine işaret ederek şunları kaydetti:
"Bu cerrahi yöntem, morbid obezitenin tedavisinde kullanılan bir yöntemdir ancak diyet yapma zorluğuna katlanmak istemeyip bu işi kısa yoldan halletmeye çalışmak, bireylerin hayatlarını ciddi tehlikeye sokmaktadır. Morbid obezitenin tedavisinde hekimin yönlendirmesi, diyetisyen kontrolünde uygulanacak bir beslenme programı ve belki de bir psikolog yardımıyla yeni vücut geçimine yapılacak hazırlık, izlenebilecek yollardır."
Medyanın toplumu bilgilendirmek gibi önemli bir görevi olduğunu fakat vatandaşların doğru bilginin yanında kirli bilgiye de maruz kaldığını aktaran Ercan, ortaya çıkan bilgilerin halkı bilgilendirmekten çok bir panik yaratma niteliği taşıdığını da savundu.
