Yunanistan'ın aday olduğu 1996 Olimpiyat Oyunları'nı ABD'nin Atlanta eyaletine kaptırmasıyla Yunanistan genelinde duyulan büyük hüsranı dün gibi hatırlıyorum... Çünkü Yunanlar'ın ezici bir çoğunluğu,
Atina 1896'da ilk modern Olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yaptığı için, Olimpiyatların 100. yaş gününde de 1996 oyunlarının yine Atina'ya verileceğine inanıyordu... Oysa bu hayale erişilememiş; o dönemde
Atlanta olimpiyat oyunlarının sponsorluğunu üstlenen Coca Cola'ya ve genel olarak "...halkların katili emperyalistler..." olarak tanımlanan ABD'ye yönelik eleştiriler yönlendirilmişti...
Milyar dolarlar harcandı
Atina, olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapma arzusunu hiçbir zaman terk etmedi.
8 yıl boyunca gerekli kulisleri yapmak için milyarlarca dolar harcayarak 2004 Olimpiyatları'na ev sahipliği yapmakla bu rüyasını gerçekleştirmiş oldu... Ama bu sadece bir rüya idi. Çünkü, Yunanistan,
2004 Olimpiyatları'nı düzenlemekle, olimpiyatların doğduğu ülkeye verdiği prestij dışında aradığını bulamadı... 1996 hüsranından sonra
sol eğilimli Yunan basını ile Yunan halkının önemli bir kesimi, 2004 Olimpiyatları'nın Atina'da düzenlenmesine şiddetle karşı çıkıyor; olimpiyat karşıtı çeşitli kampanyalar sürdürülüyordu. Buna rağmen Atina'nın 2004 oyunlarını kazanması zafer olarak algılandı...
Atina şantiyeye döndü
Atina, Avrupa'nın herhangi düzenli bir başkentinden çok, Balkan ülkeleri başkentlerini anımsatan
yoğun trafiği, düzensizliği ve ulaşım yetersizliği olduğu için 2004 Olimpiyatları için hazırladığı proje, maket ve master planlarını sürekli değiştirmek zorunda kaldı. Başkent Atina, 2004 oyunlarına hak kazandığı
1996'dan itibaren büyük bir inşaat şantiyesine dönüştü...
Olimpiyat tesisleri için gerekli spor salonları, olimpiyat köyleri, metro ve tramvay inşaatları nedeniyle yollar, 8 yıl boyunca sürekli trafiğe kapatılırken; iş yerlerine ya da evlerine gitmek isteyen milyonlarca Atinalı büyük eziyetler çekti... Katlanılan bu eziyetlerin bir
"mükafatı" olacağı kanısı hakimdi. Atina'ya bir çeki düzen verilmişti ama insanlar olimpiyatların getireceği
"mükafat" beklentisini karşılıksız bir çek şeklinde aldı.... Şöyle ki; ilk başta olimpiyat tesisleri için ayrılan
10 milyar euroluk bütçe; 20 milyara dayandı... Tesislerin yapımı ve donanımı için rüşvet alışverişleri cirit attı... Rüşvet tehditleri karşısında geri kalan bazı önemli spor tesisleri gerçek anlamda, "son dakikada" teslim edildi... Yunanistan 2004 olimpiyat oyunlarının başlama tarihine dek aksayan,
geç kalan ve zamanında teslim edilemeyeceği görünümündeki işlerden dolayı dünya sansasyonel basınında alay konusu oldu... Nitekim, başarıyla sonuçlanan
2004 Olimpiyatları süresince insanlar yine yollara çıkamıyordu... Özel trafik şeritleri dışında hareket etmek mümkün değildi...
Tesisler öksüz kaldı
Atinalılar'ın çoğu, olimpiyat stadyumlarını doldurmak yerine Atina dışına çıkmayı yeğlemişti... Ancak en acısı,
Atina Olimpiyatları için harcanan ve milyarlar karşılığında inşa edilen onlarca spor tesisi 2004 Olimpiyatları'nın sona ermesiyle günümüze kadar öksüzleşerek kullanılamaz hale geldi... Alanlara ekilen ağaçlıklar ve yeşillikler yıllar içinde solarak çalı çırpı oldu... Yunan halkı, aradan geçen 8 yıldan sonra şimdi sorulduğunda;
"2004 Olimpiyatları'nın Atina'da düzenlenmemesi gerekirdi" diyor ve hiçbir getirisi olmadığı ve beklenilen "mükafatların" hayal ürünü olduğu anlaşılan
2004 Olimpiyatları'nda yapılan müsrifliğin, Yunan ekonomisinin batışında büyük bir payı olduğuna inanıyor...