"Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1000 Yer" isimli kitabıyla çok satanlar listesinden düşmeyen dünyaca ünlü seyahat yazarı Patricia Schultz, İstanbul ziyaretinde şehre tekrar aşık olduğunu belirtti. Schultz, "Kitabımı dönüşte güncelleyeceğim. Görülmesi gereken yerlere, Türkiye'nin özellikle doğusunda görülmesi gereken şahane yerler var, onları eklemeyi düşünüyorum. İstanbul'dan da ekleyeceğim yerler olacaktır" diye konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik'in davetlisi olarak Türkiye'ye gelen Amerika'da en çok satanlar listesinde ilk sıralarda yer alan ve 25 farklı
dile çevrilen "Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1000 Yer" isimli kitabın yazarı Patricia Schultz, yaklaşık 20 yıl sonra tekrar geldiği İstanbul ve Türkiye ile ilgili görüşlerini değerlendirdi.
"Silversea" kruvaziyer turuna konuk sunucu olarak katıldığını dile getiren Schultz, ilk olarak İzmir'e geldiklerini ve Efes'i ziyaret ettiklerini anlattı.
Türkiye'ye önceki gelişlerinde Kapadokya ve İstanbul'un yanı sıra Datça, İzmir, Antalya ve koylarını gezdiğini kaydeden Schultz, "Türkiye özellikle
Amerika'dan gelenler için çok özel. Burası bambaşka bir dünya" dedi.
Schultz, İtalya'da yaşadığı dönemde Türkiye'ye daha sık geldiğini, şu anda Amerika'da olduğu için çok az gelebildiği Türkiye'ye her gelişinde biraz
daha hayran kaldığını ifade etti.Türkiye'ye ilk kez 1980 yılında şubat ayında tek başına geldiğini dile getiren Schultz, bazı tereddüt ve korkuları olmasına rağmen insanların sıcak ve samimi yaklaşımları sayesinde burayı çok sevdiğini aktardı.
"Türkleri o zaman sevmiştim" diyen Schultz, bu yüzden şu an bile Amerika'da Türkiye'den bahsedilirken, insanların ne kadar iyi olduğunu
anlattığını kaydetti.Schultz, misafirperverliğin ve yardımseverliğin Türkiye'nin her yerinde ön planda olduğunu vurguladı.
"İstanbul, kitabımın favori şehirlerinden"
Patricia Schultz, İstanbul'a beş kez geldiğini belirterek, şöyle devam etti: "Her geldiğimde İstanbul'u daha büyümüş ve ilerlemiş görüyorum.
Burayı, her geldiğimde daha da seviyorum. Romantik, güzel ve gün geçtikçe kültür düzeyi artan, her alanda ilerleyen bir şehir. Şu ana kadar Sultanahmet Camisi, Ayasofya ve Topkapı Sarayı'nı gezdim. Birkaç gün daha buradayım. Mısır Çarşısı, Kapalıçarşı, Kariye Müzesi, Süleymaniye Camisi'ni de gezeceğiz, boğaz turu da yapacağım. İstanbul'un sadece tarihi yerlerini değil, farklı yönlerini de göstermek istiyorum. Kitabımı dönüşte güncelleyeceğim. Görülmesi gereken yerlere, Türkiye'nin özellikle doğusundan görülmesi gereken şahane yerler var, onları eklemeyi düşünüyorum. Ama daha net, somut yerler mevcut değil. Gezdikten sonra belli olacak. İstanbul'dan da ekleyeceğim yerler olacaktır. Amerikalılar için yeni destinasyonları ortaya koymam gerekiyor. Bu yüzden Türkiye'ye yeniden geleceğim. Bir yeri eklemek için benim gerçekten özümsemem gerekiyor.
İstanbul, kıtaları bağlayan harika ötesi bir şehir. Kültürü, tarihi, yemekleri ve diğer açılarıyla çok önemli. İstanbul'a, bu gezide gerçekten tekrar
aşık oldum. Zaten kitabımın favori şehirlerinden birisi İstanbul."
"Türkiye'ye gelen turist sayısı her geçen gün artacak"
Schultz, Arap Baharı sürecinde ve bugünlerde Orta Doğu'da ortaya çıkan karışıklıklar nedeniyle Avrupalı turistlerin bu ülkelere korkuyla yaklaştığını ve turistik gezilerde fazla tercih etmediklerini ifade ederek, Türkiye'nın bu durumu çoktan aştığını söyledi.
Türkiye'ye gelen turistin her geçen gün arttığını ve bu sayının artmaya devam edeceğini anlatan Schultz, şehrin, kıtalar arası geçiş noktası ve
kültürlerin kaynaştığı bir ülke olması nedeniyle Türkiye'nin diğer ülkelerden ayrı bir özelliğe sahip olduğunu vurguladı.
