İran'ın
başkenti Tahran'dan İsfahan'a yaklaşık altı saatlik bir yolculukla ulaşıyoruz. Şehre girer girmez tarihle iç içe bir kentin sıcaklığını hissediyoruz. 11. yüzyılda Selçuklulara başkentlik yapmış şehir, tarihi yapılarıyla dikkat çekiyor.
ZAYENDEH NEHRİ
Şehirdeki ilk duraklardan biri Siosepol Köprüsü. İsfahan'ı ikiye bölen Zayendeh Nehri üzerindeki köprü, adını kemerlerinin sayısından alıyor. Farsça'da siose '33', pol ise 'köprü' anlamına geliyor. 1602 yılında inşa edilen 300 metre uzunluğunda köprü yapan mimarın adıyla, Allahverdi Han Köprüsü olarak da anılıyor. Özellikle akşam saatlerinde, güzel bir aydınlatma sayesinde ortaya eşsiz bir manzara çıkıyor. 33 kemerin suya yansımasıyla oluşan ahenk büyülüyor. İran'ın haftasonu olan perşembe ve cuma günleri bu mekan daha da hareketleniyor.
AKUSTİK HARİKA
Meydanın güneyinde Mescid-i İmam var. Şah Abbas'ın 18 yıllık bir çalışma sonucunda 1629'da yaptırdığı camide, restorasyon devam ediyor. Cami eşsiz çinilerle bezeli. Ana kubbenin yüksekliği baş döndürücü. Tam altında zeminde bulunan siyah nokta ise, yapının akustiği ile ilgili fikir veriyor. Bu noktada bir kağıt parçasına elinizle vurduğunuzda çıkan ses tüm kubbede yankılanıyor. Yapıya sonradan eklenen hoparlörler görenleri üzüyor. Meydanın tam ortasında Ali Gapu Sarayı var. 1597'de Şah Abbas'ın emriyle yapılan sarayda restorasyon devam ediyor. Tam karşısında Şeyh Lütfullah Camisi yer alıyor.
GÜLSUYU MOLASI
İsfahan'a THY'nin direkt seferi var. THY ile birlikte İran'ın havayolu şirketleri başkent Tahran'a da uçuyor. Tahran'dan yaklaşık altı saatlik bir yolculukla İsfahan'a ulaşmak mümkün. Bu kara yolculuğu sırasında medreseleriyle ünlü Kum kentinde de bir mola verilebilir. İkinci bir mola noktası da gülsuyu ve halılarıyla meşhur Kaşhan. Buraya da kısa bir ziyaret yapılabilir. Kaşhan'da gülsuyunun geleneksel yöntemle nasıl damıtıldığını görmek mümkün.
ÇAYCILARIN CAMBAZI
İran yemeklerinde kebabın ciddi bir ağırlığı var. Genelde her restoranda kebap sunuluyor. Bozbaş, İran'da tadabileceğiniz lezzetlerden biri. Yemekte ikram edilen pirinç pilavının üstünde mutlaka safran yer alıyor. Yemekle beraber getirilen ayran naneli, yoğurt ise sarımsaklı. Yemeğin yanında yeşil zeytin, ceviz ve nar ekşisi karışımından oluşan bir meze de masada yerini alıyor. Restoranda siparişinizi beklerken çay ikramı yapılıyor. İran çayının içimi hafif. Çayın yanında şeker yerine genelde bir çubuğa sarılı nabat veriliyor. Sadesi ve safranlısı olan nabat ile çayınıza tat katabiliyorsunuz. Bazı restoranlarda çayı özel bir şovla sunan garsonlar var. Yerel kıyafet giyen garson bir elinde 8-10 çay bardağını taşıyor ve turistlere poz veriyor. Son bardağı verirken ise sürprizini patlatıyor. Maraş dondurmacılarına taş çıkartacak bir el çabukluğuyla çay tabağı ve bardağını birbirinden ayırıp, yeniden yakalayan garson, misafirini heyecanlandırmayı başarıyor.
DÜNYA KÜLTÜR MİRASI MEYDAN
Şehrin en önemli yerlerinden biri de eski adı Nakş-ı Cihan, bugünkü adı ise İmam Meydanı olan meydan. 89 bin 600 metrekare büyüklüğüyle dünyanın en büyük meydanları arasında yer alıyor. Kocaman bir avluyu andıran meydanın ortasında büyük bir havuz yer alıyor. Sabah saatlerinde İranlılar bu meydanda piknik yapıyor, öğretmenler ise okul gezileri düzenliyor, bazı dersleri burada yapıyorlar. Dünyanın en büyük meydanlarından biri olan İmam Meydanı'nın çevresinde çarşılar, dini yapılar ve yönetim merkezleri mükemmel bir uyum içinde sıralanıyor. Meydanın çevreleyen dikdörtgen formda kapalı çarşı içindeki dükkanlar, bakır eşyalardan, deve kemiğine işlenmiş minyatür hediyeliklere, İran halılarından, çeşitli baharatlara kadar birçok ürünü barındırıyor. Meydanda bekleyen faytonlarla, meydanın çevresinde bir tur atma imkanı da var. Meydan, çevresindeki yapılarla birlikte UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alıyor.