Burası
Güneydoğu Asya ülkesi Tayland. Halkın 'melekler şehri' dediği başkent Bangkok, eşsiz güzellikteki Koh Samui, Phuket, Pattaya, Ko Phi Phi, kültür şehri Chiang Mai ve kralın yazlık şehri Hua Hin gibi etkileyici yerlerden oluşuyor. İnsanları sıcakkanlı, güvenilir ve neşeli. Onlarla ilk karşılaşma, Bangkok Suvarnabhumi Havalimanı'nda oldu. O an anladım ki; eşim Şafak'la balayımız için en doğru yerdeyiz. Bizi görünce avuç içlerini birleştirip, başlarını öne eğdiler. Selamlarına karşılık verdik. Çok mutlu oldular. Erkekler "Kob khun krab", kadınlar "Kob khun ka" diyerek teşekkür etti. Gülümsediler, gülümsedik. İstanbul'dan Bangkok'a dokuz saat süren uçuşun yorduğu bedenlerimiz ayaklandı. Enerjimiz tavan yaptı. Bizim için artık Muson yağmurlarının arıttığı topraklarda, mavi yeşil rüyaya dalma vaktiydi.
MUMYA RAHİP
Ancak bu etki, sıcaktan kavuran bir havadan, soğuktan buz kestiren klima ortamına girene dek sürdü. Mihmandarımız, bizi içi Sibirya, dışı Afrika bir otomobille tapınaklara götürdü. Taylandlıların yüzde 95'i Budist. Bangkok'ta önce Ko Rattanakosin bölgesindeki Budist tapınakları Wat Arun, duvarları Ramakien destanından resimlerle süslü Wat Phra Kaew ve uzanan Buda tapınağı Wat Pho'yu dolaştık. Mumya rahibi gördük. Mihmandar "Ülkemizin güneyindeki Pattani'de Müslümanlar da yaşıyor. Hıristiyanlar, Museviler, ve Hindular var" dedi. Erken dönemdeki inanış biçimi olan Animizm'in etkisinden söz etti. Buna göre; her nesne bir ruh tarafından yönetiliyor. Hemen her Taylandlının evinin önünde bulunan ve ruh evi olarak bilinen kuş kulübesi benzeri yapılar, önceden evin inşa edildiği arazide yaşadıklarına inanılan ruhlar için tahsis edilirmiş. Hayaletlere inanan halk, ruhları mutlu kılmak için bu yapılara düzenli olarak adak adıyor. Aksi takdirde ruhların eve gelip huzursuzluk çıkartabileceğinden korkuluyormuş.
KATI KURALLAR
Bir ara şehrin ortasından geçen Chao Phraya Nehri'ne yakın bir Budist manastırından çıkan çocukları fark ettik. Budist keşişler, burada erkek çocuklara birkaç ay süren bir eğitim veriyordu. Şafak, içlerinden birini sevmek istedi. Ancak mihmandar müdahale etti. Baş, insan vücudunun en kutsal noktası olarak kabul edildiğinden, ülkede çocukların başını okşamak hoş karşılanmıyor. Yine kadınların Budist keşişlere dokunmaları, vücudun en değersiz yeri olarak kabul edilen ayak tabanının Buda heykellerine veya insanlara dönük olması da yasak. Gezimize devam ederken bunaltan sıcak, iyice etkisini artırmıştı. Biz pes etmek üzereyken, mihmandar "Sanuk" dedi. Sanuk, "Çalışılan işi mutlaka eğlenceli bir hale getirmek gerekmektedir. Aksi takdirde iş sıkıcı ve tekdüze olacaktır" inancı olarak açıklanabilir. Otomobili bırakıp, tuktuk denilen üç tekerlekli motosiklete geçtik. Çin Mahallesi'ni, çiçek mezatını, pazarları ve çarşıları gezdik. Etraf Thai ipeğinden giysiler, tik ağacından oymalar ve Buda heykelleriyle doluydu.
MUTFAKTA DENGE ESAS
Hint
ve Çin mutfaklarının bir karışımı olan Tayland mutfağında ekşi, tatlı, tuzlu ve acı dengesi esas. Sokak yemekleri torbalarda satılıyor. Deniz ürünleri, böcekler, erişteler ve bol baharatlı çorbalar, en çok tüketilen gıdalar. Yemeklerinde kullandıkları soya yağının ağır kokusu nedeniyle orada fazla durmak istemedik. Ancak mango, rambutan, papaya, ejderha meyvesi, Hindistan cevizi ve ananas gibi tropikal meyveleri görünce fikrimiz değişti. Meyveleri tadarken, bir polisin yere sigara izmariti atan bir turiste ceza kestiğine tanık olduk. Avokado salatası ve krep satan bir esnaf, polisin turiste 2 bin baht (160 lira) ceza yazdığını söyledi.Tam o sırada aniden yağmur bastırdı. Yanımıza yağmurluk almadığımız için pişman olduk.
GİTMEDEN İZLEYİN
The Beach
The Hangover Part II
Bangkok Dangerous
Bridget Jones: The Edge of Reason
The Man with the Golden Gun
American Gangster
NE ZAMAN GİDİLİR?
Tayland'ın üç mevsimi var. Serin (kasım-şubat), sıcak (mart-mayıs) ve yağışlı (haziran-ekim) Serin dönem, gezi için en ideal dönem. Yağış az. Nem ve sıcaklık bunaltıcı değil.
VİZE: Tayland, Türkiye'den vize istemiyor. Havayoluyla gidenler 30, kara, deniz veya demiryoluyla gidenler 15 gün vizesiz kalabiliyor.
PARA: 100 baht, 8 lira ediyor. Her bütçeye uygun konaklama, yeme-içme mümkün. Bahşiş geleneği yok.
GÜVENLİK: Güvenli bir ülke. Şiddet, taciz, tecavüz yok. Yankesicilere dikkat etmek gerek. Turist polisi 1155'ten aranabilir.
SAĞLIK: Ülkede sağlık hizmeti pahalı. Kuduz, sıtma ve tifo aşıları iyi olabilir.
İKİNCİ DURAK: KOH SAMUI
Tayland'ta
ikinci durağımız ise Koh Samui Adası oldu. Bangkok'tan Koh Samui'ye pırpır denilen pervaneli uçakla gittik. Uçak, yolcular yerini aldığı gibi, uçuş saatini beklemeden havalandı. Uçağa binerken herhangi bir güvenlik kontrolünden geçmedik. Hiç polis görmedik. Koh Samui'ye indiğimizde karşımızda yine gülen yüzler vardı. Bungalov tipi yapılaşmanın yoğun olduğu adayı, Hindistan cevizi ve palmiye ağaçları sarmıştı. Bizi konaklayacağımız otele götüren şoför, "Burada bir bina yüksekliği, herhangi bir Hindistan cevizi ağacını geçemez" dedi. Yeşille mavinin her tonunu orada gördük. Adanın en güzel sahilleri Lamai ve Chaweng. Kadın ve erkek cinsel organlarına benzettikleri için kutsadıkları büyükbaba ve büyükanne kayalıkları şaşırtıcıydı. Thai masajı, SPA, yoga ve kaya tırmanışını deneyimledik. Fil, iguana, maymun, sincap ve timsahı yakından tanıdık. Adada eğlence merkezi ise Chaweng ile Bangrak arasında.
